MEDYANIN SEFALETİ ya da SEFİL GAZETECİLİK!..

MEDYANIN SEFALETİ ya da SEFİL GAZETECİLİK!..

Şu Allah’ın işine bakın...

Dün Hürriyet gazetesinin “yandaşları bile kıskandıran” kıvraklığını yazmıştım; bugün Hürriyet de dahil Doğan Medya Grubu’nun CEO’su yani patronu köşeme konuk oldu, iyi mi!..

Peki sebep ne? Gazetecilik tabii!. Medya tabii!.. Ama medyanın, gazeteciliğin en sefil, en pespaye, en utanç verici halleri!.. Başrolde de Aydın Doğan’ın damadı, medya bölümünün tüm yayınlarını yöneten Mehmet Ali Yalçındağbulunuyor!.. Başrolde bir damat daha var; Cumhurbaşkanı’nın damadı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak!..

Gelelim kanlı, canlı, 32 kısım tekmilinden ihanet, entrika, biat, yerlerde sürünen bir yayıncılık fışkıran öykümüze... RedHack diye bilinen, bir türlü ele geçmeyen bir “digital korsan” ekibi var ülkemizde... İşte bu grup iddiaya göre son olarak Bakan Albayrak’ın maillerine girmeyi başardı ve akıl almaz mesajları kamuoyuyla paylaşmaya başladı... Aradan neredeyse bir gün geçti olayın taraflarından ne bir ses, ne bir nefes, en ufak bir açıklama yok!..

E, o zaman kamuoyu yararı gereği, kendi sektörümüzde yaşanan bir kepazeliği duyurmak, yorumlamak, üzerine bir çift kelam etmek de biz gazetecilere düşüyor doğal olarak... Bakan Albayrak’ın maillerinde birbirinden ilginç bir çok“ilginç” konu var, ancak biz bugün yalnızca medya bölümüne değineceğiz. Redhack’in yayınladığı mailler arasında Yalçındağ isimli muhteremin evlere şenlik mesajları bulunuyor.

-Bırakın yazmayı, okurken bile insanın utançtan yüzünü kızartan mesajlar!..

                              

Kendi Ankara temsilcisine “düşman” diyen CEO!..


Yalçındağ isimli muhterem tarafından, Bakan Albayrak’a ağabeyi Turkuvaz meya CEO’su Serhat Albayrak üzerinden iletildiği iddia edilen 21 Nisan 2016 tarihli mesajda bakın düşman olarak kim işaret ediliyor:

-Üstat selam, Deniz Zeyrek düşman. Elimden geleni yaptım. Cnn Türk’te hafta da 5’den 2’ye düşürdüm. Ne kavgayla. Efendim Hürriyet Ankara Temsilcisine bunu yapamazmışım. Vuslat ve Sedat öyle diyormuş Deniz de bu böyle dedi. Ama sonunda düştü 2’ye . Ama ne mücadele... Üstat ben burada uğraşıyorum ama bir koordinasyon içinde olmamız lazım. Bu kardeşin burada tek başına mücadele ediyor ama yalnızım, sen ciddiye almıyorsun ama tek başıma strateji yapıyorum. Nasıl olacak böyle bilmiyorum vallahi. Yalnız da kalsam mücadeleye devam edeceğim be pes etmem. Eyvallah.

Nasıl ama, müthiş değil mi? En büyük rakibinin CEO’suna kendi yayın grubunun iç işleyişini anlatan, kendi Ankara temsilcisini “düşman” olarak gammazlayan bir CEO, bravo vallahi!.. Tabii bir de parlatılmaya, Saray’ın iltifatına mazhar kılınmaya çalışılan bir zamanların gözde taraftarları da var. Yalçındağ’ın bu kez Berat Albayrak’a gönderdiği iddia edilen adeta rapor niteliğindeki mailinde, şu sıralar Cumhuriyet gazetesinde yazan, Saray’ın miting meydanlarında “Na Mert” diye afişe ettiği Nuray Mert’i yeniden “gözde” haline getirme çabası görülüyor:

-Ahmet Hakan, Nuray mert, Arzu, ve ben Bodrum’da 12 Ağustos Cuma akşamı sohbet. Nuray Mert Sayın CB mızın hayranı olmuş, “doğru konuşalım olmasaydı mahvolmuştuk” der. Arzu sorar “neden akademisyenler yurtdışında gazete ilanları vermiyorsunuz düşüncelerinizi anlatsanız çok hoş olur.” Nuray cevaben “çok doğru olur ben bir yoklayayım etrafı” der.

Merak ettim doğrusu Nuray mert kimi ya da kimleri yoklayacak?.. İşe kendi gazetesinden mi başlayacak yoksa “gözden düşenler kulübü” üyelerine mi başvuracak?!.

                                   

Ahmet Hakan’ı Hürriyet’in başına pazarlamak!..


Mehmet Ali Yalçındağ muhtereminin “raporları” tükenecek gibi değil!..

Beyefendinin 10 Mayıs 2016’da gönderdiği iddia edilen mailinde de bu kez Muharrem İnce’nin ziyaretini anlatıyor:

-Muharrem İnce ziyarete geldi... Başkanlığın önünü tıkamak için doğan Medya ve Hürriyet’in çok önemli konumda olduğunu anlattı... benim cevabım, Medyanın siyasete karışmasının doğru olmayacağını, siyasete karışmaya kalktığımız için çok prestij kaybettiğimizi söyledim... Yok yok hemen acele yapıp durduralım Tayyip Bey’i diyor:)) Diyecektim ki en yanlış adrese geldiniz, ama kendimi tuttum...

Damat bunları yazarken, diğer damat okurken ne gülmüşlerdir kim bilir!.. Bakalım Vuslat Doğan Sabancı, Aydın Doğan okurken aynı düzeyde gülecekler mi?..

Gelelim pazarlama stratejisine... Ele geçirilen mesajlardan öğreniyoruz ki CEO Yalçındağ, Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin’den hiç haz etmiyor!. Yerine de aynı gazetenin yazarı Ahmet Hakan’ı düşünüyor... Ancak Hürriyet Yönetim Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı Sedat Ergin’e güveniyor. İşe bakın ki Aydın Doğan’ın da gönlü Ahmet’ten yana!.. Bu durumda Yalçındağ ne yapıyor dersiniz? Tabii ki Ahmet Hakan’la buluşuyor. Hakan, Yalçındağ’a bağlı olursa bu görevi kabul edeceğini, ancak Vuslat Doğan Sabancı müdahale ederse kabul etmeyeceğini bildiriyor...

Şu karşılıklı güvene, pazarlama tekniklerine, adam harcama yeteneklerine bakar mısınız lütfen, nasıl da göz yaşartıcı!.. Ama asıl bomba bundan sonra; Doğan Medya Grubu tüm bunlardan sonra ne yapıyor biliyor musunuz?..

-Hürriyet’in başına kimin geçeceği konusunu hem Saray’a hem de hükümete danışıyor!..

Bu CEO, bir röportajında hiç utanıp sıkılmadan “Sözcü’nün yaptığı gazetecilik değil” buyurmuştu. Eğer gazeteciliğiniz buysa...