MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI’nı KUTLUYORUM!

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI’nı KUTLUYORUM!

Niye mi? Okuyun göreceksiniz…

Efendim bizim evlere şenlik bakanlık, her işi çözmüş, her sorunu halletmiş, her problemi kökünden çözüme kavuşturmuş gibi şimdi de kalkıp öğrenciler öğretmenlerine not versin diyor! Harika, muhteşem, muazzam, dört sekizlik bir uygulama!

Pek çok yönden öğretmen- öğrenci, veli ve idareyi karşı karşıya getirecek, kutuplaşma ve ayrışmaları daha da derinleştirecek olan bu uygulamayı masaya yatırmadan önce bakanlığın 2017 faaliyet raporuna bakalım! Not işine sonra geçeriz…

Örgün eğitimde hedeflenen sayıya ulaşılmamış. 23 bin öğretmen atanmış, 19 bin öğretmen çeşitli nedenlerle ayrılmış. TEOG kafaları karıştırmış, pek çok öğrenci ilk tercihine yerleşememiş. Devamsızlık yapanların ve disiplin cezası alanların sayısı artmış. Takdir ve teşekkür belgeleri özellikle İHL’lerde hedefin çok üstüne çıkmış. Okulların yüzde 93.04’de spor salonu, yüzde 61’de kütüphane, yüzde 62’de çok amaçlı salon olmadığı belirlenmiş. 240 bin öğrenci okulunu terk etmiş. 43 öğretmen atanamadığı için intihar etmiş. En yetkili ağızdan yapılan açıklamaya göre tablo bu!

Şimdi gelelim öğrencilerin öğretmenlerine vereceği notun sorularına!

Öğretmen beden dilini ve ses tonunu nasıl kullanır? Etkili iletişim kurar mı? Görev ve sorumlulukların zamanında yerine getirir mi? Doğal çevre ile tarihsel ve kültürel mirasın korunması konusunda duyarlı mı? Mesleki ve kişisel gelişimi ile ilgili çalışmalara katılır mı? Öğrencilerin milli ve manevi değerlere saygılı, evrensel değerlere açık olarak yetişmelerine katkıda bulunur mu? Tutum ve davranışlarıyla öğrenciye rol model olur mu? Bireysel ve kültürel farklılıklara saygılı mı? Her öğrenciye insan ve birey olarak değer verir mi? Ders konularını iyi bilir mi? Sevgisini gösterir mi? Türkçeyi güzel ve etkili bir şekilde konuşur mu?

Bitmedi. Biter mi? İlkokul, ortaokul öğrencileri, veliler, zümre dışı öğretmenler, okul müdürleri içinde soru ve form hazırlanmış. Hem ayrıntılı, hem anlamsız olan…

Şimdi gelelim yoruma! Öğrenciler hele de ilkokul öğrencileri bu soruların bir kısmını ne bilecek, nasıl değerlendirecekler? Not veren bir disiplinden gelen öğretmene veli ve öğrencileri düşük not verirse o öğretmen ne yapacak? Neye ve kime göre değişkenlik gösterebilecek bazı sorular tarafların arasını açmayacak mı? Öğrenciler; “Hocam sen bana yüksek not ver, ben de sana yüksek not vereyim. Hadi arkadaşlar, yıl intikam yılıdır. Kimse not için yanıma gelmesin! Hocam çaktırırım ha!” demeyecek mi? Öğretmenlerle not pazarlığı yapmaya yeltenen öğrenci ve veli pazarlığı yapılırken yeni bir pazar ortamı doğmayacak mı?

MEB; “Değerli yalnızlıkları!” içinde mutsuz, umutsuz, isteksiz, yorgun eğitim ordusunun sorunlarını, okulların öğretmensiz, öğretmenlerin okulsuz, atanamayan öğretmenlerin işsiz olduğunu, okulsuz yerlerin çokluğunu, kapanan 17 bin köy okulunu, yolu- öğretmeni- araç gereci olmayan okulları, intihar eden gencecik eğitim emekçilerini düşüneceğine kalkıp rolleri değiştirerek öğrenciye not verin diyor! Vardır bir arka planı da!

Bu yazının meselesi tam da bu deyip bekleyeceğiz. Yakında nasılsa kokusu çıkar…