MUHALEFET ve TERÖR, GAFLET ve İNFİAL!..
Operasyonun başladığı 18 Nisan'dan bu yana şehit olan askerlerin sayısı 20'yi çoktan geçti...
Devlet bir taraftan Doğu ve Güneydoğu'da, bir taraftan Amanoslar'da, bir taraftan Kuzey Irak'ta ve diğer taraftan da (aylardır PKK'yı kuşatmaya çalıştığı Suriye içerisinde) büyük bir operasyon düzenlemeye çalışırken, terörle mücadelede çok ciddi bir dönemece gelindiği anlaşılıyor...
Muhalefet partileri ise PKK unsurlarına ve legal görünen HDP gibi uzantılarına karşı bazen olabildiğince mesafeli davranmaya çalışıyor...
Daha önce "HDP'yi PKK'nın yanında konumlandırıyoruz" diyen Meral Akşener, geçen haftaki grup toplantısında PKK terörünü lanetledi ve örgütün Avrupa'dan temizlenmesine destek vereceklerini söyledi...
Çünkü muhalefet partilerinin dolaştığı yerlerde, yurttaşlar hayat pahalılığından sonra en çok teröre yönelik yaklaşımlara isyan ediyor...
Kuvayı Millîye ve sinsiler...
Muhalefetin büyük partileri, tabanı ürkütmeden bir strateji belirlemeye çalışırken, Memleket ve Zafer Partisi gibi yeni kurulan siyasi örgütlenmeler bir yandan teröre ve uzantılarına isyan ederken, en çok Atatürk, cumhuriyet ve laiklik üzerinde yoğunlaşıyorlar...
Atatürk adının birçok yerden silinmesini, başta Tevhid-i Tedrisat olmak üzere laik eğitimin darbelenmesini, tarikat ve cemaatlerin palazlanmasına yol açan AKP'nin yol açtığı tepkileri ve "CHP içindeki tasfiyeler"i çok iyi gözlemleyen yeni partiler, halk arasında yükselen Atatürk duyarlılığını gözden kaçırmıyorlar...
CHP lideri Kılıçdaroğlu ise hem tabanın bu partilere kaymasını önlemek hem de parti örgütlerini canlı tutmak için son dönemde, bazen başına kalpak da giyerek, "Kuvayı Millîye"den söz etmeye başladı...
CHP liderinin bu çıkışına toplumun bir kesimi sevinirken, tabanın dikkatli bölümü ise sosyal medya üzerinden "Kuvayı Millîye'nin içerisinde hiçbir zaman "Atatürk'e kefere diyen" sinsi yobazlarla Dersim üzerinden Gazi'yi katliamla suçlayan ahmakların olmadığını, olamayacağını" dile getirdiler...
Kılıçdaroğlu tabandan kopuşlara yol açan uyarıları ne kadar önemsedi bilinmez ama, aralıklarla Kuvayı Millîye'den söz etmeye devam ediyor...
Ancak Kuvayı Millîye vurgusu yapan açıklamaları dünkü bazı gazetelere manşet olan Kılıçdaroğlu, CHP'nin tabanında öfke uyandıran Mehmet Bekaroğlu, Orhan Sarıbal ve kendisine bile "bu ülke için çok daha büyük problem" diyen, üstelik (inşaatına yapılan harcamalar üzerinden) Anıtkabir'e laf eden Cihangir İslam gibilerin bundan sonra "Kuvayı Millîye'nin partisi"nde yer alamayacağını henüz söylemedi!..
Kılıçdaroğlu, Demirtaş, Kavala...
Peki, biz yazının başında şiddetini artırmaya çalışan teröre, partilerin terör ve uzantılarına karşı yaklaşımlarına, toplumun bu konudaki tepkilerine dikkat çektikten sonra (yazının ortalarında ise) yükselen Atatürkçülük, Kılıçdaroğlu'nun Kuvayı Millîye vurgusu ve muhalefetteki Kuvacı karşıtlarına neden mi vurgu yaptık?..
Adına "6'lı Masa" denilen muhalefet örgütlenmesinin tek hedefi Erdoğan'ın kürsüden indirmek...
İşte burada muhalefetin siyasi yaklaşımlarında, eylemlerinde ve vurgulamalarındaki bazı sıkıntılar toplumun dikkatinden kaçmıyor... Örneğin "6'lı Masa"nın ilk açıklamasında Atatürk vurgusu yapılmaması, Atatürk'ün fotoğrafına dikkat çekilmemesi, son olarak CHP'nin Maltepe mitinginde partinin adının, ambleminin, hatta "sahnede Atatürk fotoğrafının olmaması" CHP tabanının tepkisini çekmişti...
Diğer yandan İYİ Parti lideri Meral Akşener, 19 Mayıs'ta Samsun'a giderken, yurdun dört bir yanında yurttaşlara ulaşmak için mitingler yaparken ve kürsülerden PKK terörüne lanet yağdırırken, önceki gün çok ilginç bir olay yaşandı...
CHP lideri gazetelere Kuvayı Millîye'den söz ederken, aynı gün Van'daki belediye başkanları çalıştayındaki konuşması ağır sarsıntıya yolaçtı...
"PKK, Öcalan'ın projesidir" diyen, sıklıkla Kandil'e selam gönderen ve PKK'yı terör örgütü gören milletvekillerinin HDP'nin içinde kalamayacağını söyleyen Selahattin Demirtaş için özgürlük istedi Kılıçdaroğlu!!!
Üstelik CHP lideri; Demirtaş'ın kankasına da dikkat çekerek, "Demirtaş'ın ve Osman Kavala'nın serbest kalmasını istiyorsanız bize katılacaksınız" diye yurttaşlara çağrı yapmaktan da çekinmedi...
Kılıçdaroğlu'nun Kavala ve Demirtaş'a özgürlük istediği gün, çocukları PKK'lılar tarafından kaçırılan annelerin Diyarbakır'daki eyleminin 1000. günü olması rastlantı mıydı, yoksa planlı mıydı bilinmiyor!!!
Ve dün gazetelerin manşetinde hem Diyarbakır annelerinin çığlığı, hem de Demirtaş'a özgürlük isteyen Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarının olması, siyasilerin söylemlerinde, eylemlerinde dikkatli olması gerektiğini bir kez daha kanıtladı!..
Kılıçdaroğlu, terör örgütünün destekçisi tutuklu bir siyasetçi üzerinden partiye katılım isterken, sadece CHP tabanının değil, Millet İttifakı unsurlarının tepkileri de sosyal medyaya yansıdı...
CHP ne yaptığının farkında mı?..
Sözün özü şudur; Neredeyse her gün Anadolu'ya şehit tabutlarının geldiği, devletin Güneydoğu'da, Irak ve Suriye içerisindeki operasyonlarla teröre karşı teyakkuz halinde olduğu bir dönemde, "PKK, Öcalan'ın projesidir" diyen Demirtaş ile kankasına özgürlük isteyen CHP liderinin stratejisi ne kadar mantıklıdır, partisine ve Millet İttifakı'na ne kadar yarar getirecektir?..
Söyler misiniz; Kılıçdaroğlu, CHP'nin oy oranının yüzde 1'lerde olduğu Van'daki konuşmasının, parti desteğinin yüzde 25 ile yüzde 40 arasında olduğu Ege, Trakya, Orta Anadolu, Marmara ve Akdeniz'de nasıl yankılanacağının hesabını yapmış mıdır acaba?..
Toplumun AKP'den kurtulmaya çalıştığı bir dönemde, muhalefetin, (tepki çeken yanlış söylemlerle) adeta kendi ayağına kurşun sıkması ve "Dimyat'a giderken, evdeki bulgurdan olmak" algısı yaratması gaflet midir, yoksa planlı bir strateji midir bilinmez!!!
"Yazık olmasın CHP'ye de, Millet İttifakı'na da" demekten gına geldi artık...
https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac