NAZLI İNÖNÜ'DEN BÜYÜK İDDİA: 'SARIGÜL ÖLÜMLE TEHDİT ETTİ'
Şişli’nin CHP’li Belediye Başkanı Hayri İnönü’nün eşi Doç. Nazlı İnönü, Şişli Belediyesi’nde yaşanmakta olan çekişmelerle ilgili açıklamalarda bulundu. Mustafa Sarıgül’ü kendilerini tehdit etmekle suçlayan İnönü, Sarıgül’ün “mafya tutmaktan” söz ettiğini de ileri sürdü.
Bu konudaki tehdit tartışmaları daha önce de bizzat Hayri İnönü tarafından dile getirilmiş, kendisi son açıklamasında “Şu an için tehdit edilmediğini” belirterek, daha önce tehdit gördüğünü ima etmişti.
İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde Mantık Anabilim Dalı öğretim üyesi olan eşi Doç. Nazlı İnönü ise bu iddiaları çok açık ifadelerle dile getirdi.
Nazlı İnönü, yaşanan sorunlar nedeniyle Mustafa Sarıgül’ü, oğlunun bu ay sonunda yapılacak olan düğününe davet etmediklerini de belirterek, “Çağırmadık çünkü bize büyük zor ve kötü anlar yaşattı. Üstelik oğullarımı ölümle tehdit etti” diye konuştu. İnönü ayrıca eşine istifa etmesi için her taraftan büyük baskı olduğunu da söyledi. Nazlı İnönü’ye yönelttiğimiz sorular ve kendisinin yanıtları özetle şöyle:
İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde Mantık Anabilim Dalı öğretim üyesi olan eşi Doç. Nazlı İnönü ise bu iddiaları çok açık ifadelerle dile getirdi.
Nazlı İnönü, yaşanan sorunlar nedeniyle Mustafa Sarıgül’ü, oğlunun bu ay sonunda yapılacak olan düğününe davet etmediklerini de belirterek, “Çağırmadık çünkü bize büyük zor ve kötü anlar yaşattı. Üstelik oğullarımı ölümle tehdit etti” diye konuştu. İnönü ayrıca eşine istifa etmesi için her taraftan büyük baskı olduğunu da söyledi. Nazlı İnönü’ye yönelttiğimiz sorular ve kendisinin yanıtları özetle şöyle:
EVE GİDEMEDİM
"Mustafa Sarıgül oğullarımı tehdit etti” dediniz…"
- Evet, eşimle konuştuğunda. Oğullarım ABD’de oturuyorlar. 2’si çalışıyor, 1’i okuyor. Eşim geçen ay belediyede bazı değişiklikler yapmıştı. Değişikliklerde tehdit etmiş ve oğullarımıza New York’ta 750 bin dolara mafyadan adam tuttuğunu söylemiş. Onun üzerine eşim apar topar ABD’ye gitti, çocukları bilgilendirmek amacıyla. Ve beni kaçıracağını da ima etmiş, ‘Nazlı Hoca’yı aldırıyorum şimdi’ demiş. Ben bir gün eve gelmedim. Eve gidemedim, başka bir yerde kaldım o gece. Devamlı arıyorlardı, telefonumu açmadım. Emir, Mustafa Sarıgül beni arıyorlar. Neredeyim, işte herhalde ne yapacaklarsa... Bizim şoförü de aradılar, ona da açmayın, dedim. Yerimi bulmasınlar diye. Ertesi akşam Hayri geldi, ‘Ben yarın ABD’ye gidiyorum’ dedi. Ben zaten o gün savcılığa gidiyordum, Çağlayan Adliyesi’nde durdurdu eşim beni. ‘Gitme’ dedi.
"Neden?"
- ‘Panikle hareket etme, bir gün düşün. Yarın bakarız’ dedi. Kendisi Ankara’daydı ve ben İstanbul’da yalnızdım. Ayrıca bana cep telefonumdan da mesaj attı Sarıgül.
"Saklıyor musunuz o mesajı, duruyor mu?"
- Evet. Ertesi sabah atmış. ‘Benim çocuklarım uyumadılar, mutsuzlar. Seninkiler mutlu olsun...’ diye bir mesaj.
"Bunda bir tehdit yok..."
- Evet, ama çocuklarla kel alaka... Durup dururken böyle bir mesaj atması ne alaka?
HAYRİ’YE KÜFÜR ETMİŞ
"Sorunlar belediyedeki atamalardan mı kaynaklanıyor?"
- Hayri, Emir Sarıgül’ün (Başkan Yardımcısı) bazı görevlerini almış. 10-12 müdürün görevini değiştirmiş. Bu da normaldir değil mi? Her belediye başkanı, kendi istediği kişilerle çalışır. Bütün kıyamet, yüzde 100 legal olan, haklı olarak yaptığı görev değişiklikleri yüzünden koptu. Hayri, değişikliklerin yapıldığı 4 Kasım Salı günü Ankara’ya gitmişti. CHP’nin grup toplantısı vardı. O akşam Sarıgül aradığında, Hayri, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Özel Kalem Müdürü’nün yanındaymış. Açmayınca Özel Kalem’in cep telefonundan arayıp Hayri’yi istemiş. Hayri’ye ağza alınmayacak küfürler etmiş. Hayri tabii ki kapatmış telefonu yüzüne. İstenirse bunlar Özel Kalem’in telefon kayıtlarından bulunabilir.
"Bu telefon konuşmasında mı oğullarınızla ilgili tehdit..."
- Hayır. Sarıgül ertesi gün atlayıp Ankara’ya gitti. Adını vermek istemediğim bir milletvekili bir görüşme ayarlamış. O milletvekili gelmemiş toplantıya. Onun üzerine Sarıgül’le yalnız kalmış Hayri. Sarıgül, ‘Cep telefonlarını dışarıda bırak’ demiş. Ve işte bu tehditleri savurmuş. ‘Sen benim 40 yıllık politik kariyerimi mahvedemezsin. Bunu hayatınla ödersin’ demiş. Çocuklarımızla ilgili de ‘Dün akşam bana 750 bin dolara mal oldu. Senin çocuklarına New York’tan mafya tuttum. Sana düğün müğün yaptırmam. Şimdi Nazlı Hoca’yı aldırıyorum’ demiş. Hayri hemen beni aradı, ‘Eve gitme bu akşam’ diye. Böyle kötü şeyler yaşadık. Mafyavari tehditler. Bizim çocuklar Detroit’talar. Çok fakir, güvenilir bir yer değil. Aklım gitti. Düşünün, bütün olay Şişli’de birkaç müdürün yeri değişti diye.
OĞLUNU ADAY GÖSTERSEYDİ
"Sadece personel değişikliği mi bunun sebebi?"
- Sadece personel değişikliği. Evet. Tabii yorum yapmam gerekirse çıkar ilişkileri var personelle herhalde. Demokrasilerde babadan oğula geçmez hiçbir mevki. Hele belediye başkanlığı. 15 sene belediye başkanlığı yapmış. Madem oğluna vermek istiyordu, oğlunu aday gösterseydi. Sonradan Hayri’yi zorlayıp istifa ettirip Emir’i geçirmek istiyor yerine.
"Tehditten sonra eşiniz oğullarının yanına gittiğinde ABD makamlarına can güvenliğiyle ilgili herhangi bir resmî başvuruda bulundu mu? Mafyayla yüz yüze geldi mi, takip edildi mi?"
- Hayır, bulunmadı. Oğlanlar işe gitmişler, Hayri yola bakmış. Arabaların içinde var mı bekleyen kimse diye. Fakat kimseyi görmemiş. Belki sadece tehdit olarak kaldı ama düşünün, çocuklarımız bizden uzak. Onları başka nasıl koruyacağız? Hayri bunu telefonda da konuşamıyor. Bizzat çocukların yanına gidip söyledi. Bir hafta kalıp döndü. Biraz olaylar da durulsun istedi.
ALLAK BULLAK OLDUK
"Eviniz, huzurunuz nasıl etkilendi olanlardan?"
- En değer verdiğimiz varlıklarımız çocuklarımız. Onun için allak bullak olduk. Düşünün, benim her işim aksadı. Bu eve çoktan taşınacaktım ve şu an düğün işleriyle meşgul olmam gerekirken görüyorsunuz, eve tam taşınamadım. Düğün işleriyle Allah’tan gelinim ilgileniyor. Bir taraftan üniversitede ders veriyorum. Kafamı toparlayamıyorum. Hayatımızda ilk defa ölüm tehdidi aldık. Hele çocuklar olunca insan normal düşünemiyor.
"Bundan sonra neler olabilir?"
- Hiç bilmiyorum. Hayri seçilmiş bir belediye başkanı. Emanetçi bir belediye başkanı değil. Teklif ettiğinde dördümüz; Emir, Mustafa, Hayri ve ben. Hayri’ye başkan adaylığını teklif etti. ‘Emir de yanınızda yardımcı olur’ dedi. Bu kadar yani. Emanetçi gibi laflar söyleniyormuş. Katiyen öyle şeyler konuşulmadı.
ŞİŞLİ’DE İŞLER İYİ GİTMİYOR
"Anlattıklarınız çok önemli ve bir tür ihbar..."
- Savcılığa gidiyordum, Hayri durdurdu. 1 ay geçti aradan. Artık konuşmak gerektiğini düşündüm. Çünkü Şişli’de işler iyi gitmiyor. Hangi nedenden dolayı iyi gitmediğini kamuoyu bilsin. İç çekişme yüzünden. Görevini yaptırmıyorlar. Şu anda hiç danışmanı kalmadı. Görevini yapamaması için ellerinden geleni yapıyorlar. Ondan sonra da diyecekler ki ‘Bakın başkan icraat yapamıyor.’
"Endişeli misiniz can güvenliğiniz açısından?"
- Benden çok çocuklarım için korkuyorum. Biz artık yaşımızı aldık. Oğlumuz evleniyor, en mutlu günümüz olması lazım ama düğünün zevkini alamıyoruz. O heyecanı yaşayamadık. Çok kötü zamanlar yaşadık. İnşallah bundan sonra yaşamayız. Politikaya iyi insanların girmesini istedim hep. Sarıgül teklif ettiğinde Hayri’yi bu nedenle destekledim. Ama şimdi anlıyorum ki böyle kişiler neden korkup kaçıyorlar. Aklıma hep Hayri’nin dedesi İsmet İnönü’nün sözü geliyor: Bir ülkede namuslular da en az namussuzlar kadar cesur olmadıkça ülke kurtulmaz.
KANITLAYAMAM
"Bu anlattıklarınızdan sonra belki savcılık da harekete geçecek. Mustafa Sarıgül de ‘Yalan, böyle bir şey olmadı’ dediğinde nasıl kanıtlayacaksınız tehditleri?"
- Kanıtlayamam... Sarıgül evdeki tehditte ‘Cep telefonları dışarıda dursun’ demiş. Ama Kılıçdaroğlu’nun Özel Kalemi’nin cep telefonundaki konuşmanın kayıtları araştırılabilir. Yalanlayabilirler ama artık kamuoyu karar verecek, kimin doğru söylediğine. Demokrasiyle seçilmiş bir başkan, kaba kuvvetle düşürülmek isteniyor. Bu da demokrasiye uymaz. Partinin bir an önce harekete geçip disipline vermesi lazım.