O HAYDUTLAR KİMLERDİ?

O HAYDUTLAR KİMLERDİ?

Pazar günü, İstanbul’dan Tokat’a geldim. Yol boyundaki duraklarda çalışan insanlarla kısa sohbetler ettik. Tokat bölgesinde iki günlük konuşmalardan bir şey anladım: Türk devleti, artık kesinlikle bir parti devleti olmuş. Devletin Anadolu’daki temsilcileri, tamamen AKP’li kadroların elinde. Valiler, kaymakamlar, emniyet müdürleri, tarım il ve ilçe müdürleri, milli eğitim, ticaret vb. müdürlükler AKP il ve ilçe yönetiminin emrini yerine getirmekle görevli elemanlar haline getirilmişler. Parti örgütüne itiraz etmeye kalkışan kim olursa derhal hakkından gelinmiş. Artık, devlet dairelerine yönetici olarak AKP il ve ilçelerden olur almayan kimse atanmıyor.

70 yıllık hayatımın en az 50 yılı devlet aygıtının yakından izlendiği dönem. Ben hiçbir dönemde böyle partizan bir Türkiye görmedim. Ne yazık ki ülkemiz tek parti hükümetinin çelik cenderesi içinde kıvranıyor. Polis ve jandarma, kendi amirleri tarafından değil de AKP örgütleri tarafından yönetiliyor. Küçük yerlerde tek parti rejiminin ağır baskısı çok daha kolay gözleniyor.

SİLAHLI MİLİTANLAR MEYDANLARDAYDI

Parti devletinin Türkiye’yi nereye sürüklediğini anlamak istemeyenler, seçim gecesini hatırlasınlar. Saat 23.00’ten sonra arabalarına atlayanlar, zafer kutlaması yapmak adına yolları kestiler. Buna razıydık. Ama bu haydutlar, meydanlarda ellerinde silahlarla atış gösterisi yaptılar. Yerler mermi kovanları ile doldu. Polis ekipleri bu haydutlar karşısında gıklarını bile çıkartamadılar. İstanbul’un her yerini bu eşkıya saatlerce işgal etti.

Ne oldu?

İçişleri Bakanlığı ne yaptı?

Bakan Soylu bu rezaleti gizlemek için CHP’ye saldırdı.

Peki bu şiddet gösterisine karşı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bir şey yaptı mı?

Ben duymadım?

Peki kimdi bu eli silahlı adamlar?

Bunlar, yerli IŞİD militanları idiler.

Ve, zafer kutlama gerekçesi altında, ülkemizdeki muhalefeti korkutmak için sokağa çıkmışlardı. Akıllarının daha gerisinde ise gerektiğinde AKP yönetimine bile direnmek duygusu kuvvetlenmekteydi.

Karşılarına başka bir gurup çıkmış olsaydı, o gece kan gövdeyi götürebilirdi.

ABD PLANI BUDUR

Partizanlıktan gözü kararmış AKP yönetimini uyarıyorum: Bu çeteler soruşturulmazsa, başımıza büyük belalar gelecektir.

Çünkü; ABD; Türkiye’de iç çatışma çıkartıp Türkiye’ye askeri müdahale peşindedir. Hal bu iken meydanlarda sabaha kadar kurşun sıkan eşkıyaya dokunmamak ne oluyor?

Sayın Soylu! Bu AKP’li maskesi altına gizlenmiş IŞİD’lilere karşı korumacı tavrınızla kime hizmet ettiğinizin farkında mısınız? Halkın yarıdan çoğunu silahla tehdit edenlerin sırtını sıvazlayarak Amerikan ajanlarını sevindirdiğinizi anlamıyor musunuz?

Siz, sizi destekler görünen bu sahte dinci silahlı militanları görmezden gelirseniz, PKK’lı teröristlere de silah kullanma altyapısı oluşturmuş olmaz mısınız?

Sayın Soylu! Kendinizi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a beğendirtmek için yaptığınız işlerle onun bile kuyusunu kazdığınızı söylersem çok mu abartmış olurum?

Arkadaş! Bu milletin artık huzura, barışa, rahat günlere ihtiyacı var.

Bıktık, bıktık bu stresten...

Biraz normale gelin de siz de rahat edin biz de...

TEHDİTLERE PABUÇ MU BIRAKACAĞIM?

Twitter’de, adını yazmaktan korkan (saidqusay85) bir zavallı, bir mesajıma cevap verirken; “Sana sıkılacak kurşuna acırım!” diyor.

Bu IŞİD zihniyetli yaratığa gereken cevabı orada hemen verdim.

Eğer biz ölüm tehditlerinden, hapislerden korksa idik, bu yazıları yazmaktan vaz geçer sessiz sedasız bir kıyıda ölümü beklerdik.

Ant olsun; şart olsun!

Cumhuriyetimizi ve onu yaratan Atatürk ilkelerini her koşulda savunacağım.

Türk milletinin binlerce yıllık kültürünü de ülkemizi İslam kamuflajı altında işgal eden Vehhabiliğe karşı savunacağım. Bunu yapıyorum diye, Müslüman görüntülü Pontus Rum çocukları beni öldüreceklerse, buyursunlar yapsınlar.

“İstiklal Harbi’nde keşke Yunan galip gelseydi!” diyecek kadar Türk ve Müslüman düşmanı bu zihniyetle sonuna kadar mücadele edeceğim.

“Ne mutlu Türk’üm diyene!”

https://twitter.com/r_zelyut