O ŞARKI “ÖLÜRÜM, KÖLEN OLURUM” DİYE BİTİYOR

ANALİZ
 

O ŞARKI “ÖLÜRÜM, KÖLEN OLURUM” DİYE BİTİYOR
 

Barzani referandum kararı alıp bir de üstelik bunu uygulayınca AKP Genel Başkanı Erdoğan fena gürledi. Başbakan Binali Yıldırım'ın “Milletimiz merak etmesin savaşacak değiliz” sözlerinden sadece bir saat sonra kürsüye çıkan Erdoğan “Bir gece ansızın gelebiliriz” deyiverdi.
Erdoğan'ın söylediği sözler unutulmaz şair Ümit Yaşar Oğuzcan'ın şirinden alınma. Bu şiir besteci Rüştü Şardağ tarafından rast makamında bestelendi. Başta Emel Sayın tarafından okunan şarkı çok uzun yıllardır en sevilen şarkılar arasında yer alıyor. Benim kişisel tercihim bu şarkıyı davudi sesiyle Recep Birgit'ten dinlemek. Bu şarkının sözleri bir erkeğe daha çok yakışıyor.
AKP Genel Başkanı, Barzani'yi tehdit etmek için “Bir gece ansızın gelebiliriz” derken hiç kuşkusuz bu şarkıya atıf yaptı. Çünkü 7'den 70'e herkesin bildiği bu nakarat ilk duyulduğunda “Barzani'ye bir tokat atılması” amacıyla çok yerinde bir cümle gibi görünüyor.
Ancak eğer şarkının sözlerine devam edersek ortaya tatsız bir manzara çıkıyor. Çünkü şarkı “sevgiliye” söyleniyor öncelikle. Yani “Bir gece ansızın gelme” bir tehdit değil tam tersine sevgiliye bir serenat. Ayrıca şarkının devamındaki sözler de çok ilginç. Örneğin “Beni bekliyorsan, uyumamışsan, kapında ölebilirim” diyor. Daha sonra “Bakarsın hiç gitmem kölen olurum” cümlesi geliyor ki herhalde AKP Genel Başkanının “Bir gece ansızın gelebiliriz” sert çıkışına hiç de uymuyor.
Aslına bakarsanız belki AKP Genel Başkanı farkında olmayarak bugüne kadar uyguladığı politika ve stratejileri açık ediyor. Çünkü kime ne zaman öfkelenip esip gürlese, biliyorsunuz arkasından hemen boyun eğme, özür dileme, alttan alma davranışı geliyor. Tıpkı bu şarkının sözleri gibi; “Bakarsın hiç gitmem kölen oluruuuuum.”

 

Merak edene Ümit Yaşar Oğuzcan'ın şiirinin tamamını sunuyorum;
 

Bu kadar yürekten çağırma beni
Bir gece ansızın gelebilirim
Beni bekliyorsan, uyumamışsan
Sevinçten kapında ölebilirim
*  *  *
Belki de hayata yeni başlarım
İçimde küllenen kor alevlenir
Bakarsın hiç gitmem kölen olurum
Belki de seversin beni kim bilir
*  *  *
Kal dersen, dağlarca severim seni
Bir deniz olurum ayaklarında
Aşk bu özleyiş bu, hiç belli olmaz
Kalbim duruverir dudaklarında.
*  *  *
Ya da unuturum kim olduğumu
Hatırlamam belki adımı bile
Belki de çıldırır, deli olurum
Sana kavuşmanın heyecanıyla
*  *  *
Aşk bu, bilinir mi nereye varır
Ne durdurur özleyeni, seveni
Bakarsın ansızın gelebilirim
Bu kadar yürekten çağırma beni.

 

Not: Halk TV'deki dünkü progamıma katılan ve bu şarkının sözlerini bana hatırlatan Yüksel Yalova'ya teşekkür ederim.
 

HOŞUMA GİDEN ŞEYLER
 

MERKEL ERDOĞAN YÜZÜNDEN PEK FENA YENİLMİŞ
 

Yandaş medya neye nasıl yetişeceğini bilemiyor. Türkiye her taraftan sarılmış. Bu iktidarın beceriksizliği ve çapsızlığı nedeniyle tarihimizde görülmemiş bir seviyeye indik. Hiçbir ülkede ciddiyetimiz kalmadı. Kimse bize inanmıyor, güvenmiyor. AKP Genel Başkanının itiraflarından öğreniyoruz ki herkes bizi kandırmış. İşte son kandıran da Barzani, bu nedenle kızıp vanaları kapatacağız. İşte böyle bir ortamda yandaşların işi çok zor. Yetişemiyorlar hızlı çarklara ve çelişkilere. Örneğin Başbakan seçimlerden birinci çıkan Merkel'i  “mecburen” kutlarken AKP Genel Başkanı “Merkel dersini almalı” diyor. Ne yapacak yandaşlar? “Merkel kazandı ama sor bakalım nasıl kazandı?” kıvamında sözde analizler yazmaya çalışıyorlar. Neymiş, Merkel yüzde 8.5 oy kaybetmiş. Bunda Erdoğan düşmanlığının çok payı varmış. Merkel FETÖ, PKK gibi terör örgütlerini desteklemiş, Alman halkı da teröre destek olan hükümete güvenmemiş. Vallahi bunları ciddi ciddi yazıyorlar. Ekranlarda da söylüyorlar. Yahu oylar ırkçı partiye gitti. Bütün Almanya bunu konuşuyor.
Alman halkı Merkel'e Suriyelileri ülkesine doldurduğu ve Erdoğan'la işbirliği yaptığı için öfkeli. Erdoğan'a karşı çıktığı
için değil Erdoğan'la işbirliği yaptığı için oy vermedi. Bunu kendileri söylüyor ama gel de bizim yandaşlara anlat bunu. Anlarlar belki de işlerinden olurlar o zaman.

 

KOMİK
 

VANAYI KAPATMA DÜNDE KALDI
 

O kadar danışmanı var ama galiba biri bile AKP Genel Başkanı Erdoğan'a “Efendim Kuzey Irak'taki referandum yapıldı bitti. Katılanların yüzde 93'ü evet dedi” bilgisini vermemiş. Nereden anlıyorum veya tahmin ediyorum bunu? Erdoğan dün akademik yılın açılışını yaparken “Vanayı kaparız olur biter” dedi. Vana dediği galiba Barzani'nin petrol sattığı borular. Bu boruların vanası bizim taraftaymış. Biz kapatırsak Barzani petrol satamazmış. Aç kalırlarmış. Erdoğan'ın bu sözlerini törene katılan ve üzerlerinde cübbe olduğu için akademisyen olduklarını zannettiğim kişiler çılgınca alkışladılar. Ancak sanıyorum burada bir sorun var. Vanayı kapatmak Barzani için bir tehdit unsuru. Ama bu tehdit herhalde referandumdan öncesi için geçerlidir. Referandum yapıldıktan sonra bir anlamı kalmıyor. Zaten referandum öncesi de vanayı kapatmaktan söz etmişti AKP Genel Başkanı. Barzani de bunu duymuştur herhalde. Buna rağmen referanduma gittiğine göre pek aldırmıyor demek ki. O halde iş bittikten sonra “vanayı kapatırım görürsün gününü” demek ancak komiklik olarak değerlendirilebilir. Ayrıca ben de şunu söylemek isterim. “Vanayı kaparım” dediğinize göre kapayın o zaman, elinizi tutan ne?
 

KAFAMI BOZAN ŞEYLER
 

BU DAVA BAŞKA ÜLKEDE OLSA ANINDA DÜŞER
 

Cumhuriyet gazetesi davasında yine adalet yaralandı. Sadece Kadri Gürsel tahliye edilirken diğer gazeteciler yine hapiste rehin kaldılar. Son duruşma yargı tarihine geçecek skandallara da sahne oldu. Örneğin daha önceleri cemaat medyası mahkemelerin henüz verilmemiş kararlarını yayınlardı. Bir çok kişi gözaltına alınacağını cemaatin yayın organlarından ya da TRT ekranlarından öğrenirdi. Şimdi aynı yöntemi AKP yandaşları kullanıyor. Star ve Akşam mahkeme devam ederken “Flaş- Cumhuriyet davasında tahliye yok” haberini yayınladı. Durum mahkeme heyetine anında duyuruldu. Onlar da çok şaşırdılar, sanki ilk defa duyuyorlarmış gibi. Ama belki tek iyi tarafı Kadri Gürsel'in tahliyesi oldu. “Bari bir kişiyi tahliye edelim de millet oynanan oyunu fark etmesin” diye düşündüler. Bana göre bir skandal da mahkeme başkanının “Bu iddianamede gariplikler var” sözleri. Bir iddianamede gariplik varsa o dava devam edemez. O gariplik ortadan kaldırılmadan adaleti yerine getiremezsiniz çünkü. Cemaat- AKP işbirliği ile yürütülen kirli operasyonlarda da aynısı olmuştu. Bütün gariplikler ortaya konduğu halde mahkeme heyeti sinirleri alınmış et parçaları gibi hareketsiz kalmış, ağır cezalar vermişlerdi. Sonra biliyorsunuz hepsi yurtdışına kaçmıştı. Çünkü yaşanan her şeyin bir komplo olduğu ortaya çıkmıştı. O tarihte AKP bütün suçu cemaatin üzerine atıp kendi işin içinden sıyrıldı. Bu kez ortada cemaat de yok. AKP tek başına. Bakalım nasıl sıyıracak. Gerçi pek de fark etmez. Nasıl olsa “Kandırılmışız, Allah affetsin” klişesine inanan milyonlar var.

https://twitter.com/can_atakli_