OLMAZ ÖYLE ŞEY DEMEYİN! OLUYOR ÖYLE ŞEY!

OLMAZ ÖYLE ŞEY DEMEYİN! OLUYOR ÖYLE ŞEY!

Gelin de tartışmalı değişiklikler, alt yapı hazırlanmadan üst yapının(!) aldığı radikal kararlar nereye gittiğimizin, nasıl yönetildiğimizin, bilimselliğin ve laikliğin nasıl gözden çıkarılıp zedelendiğinin göstergeleri ortada iken başka konulara odaklanın!

Gelin de 15 yıllık kesintisiz iktidarda olanların icraatları, pek çok alanda sicillerinin parlak olmadığı kanıtlanmışken, ardı arkası kesilmeyen şaibeler, ortaklıklar, U dönüşleri, doğu, batı, güney, hele de Avrupa cephelerinde yaşananlar afişe edilmişken tüm bunları es geçin!

Gelin de önce dünya âleme “ideal” olarak tanıtıp sonra, birden bire plansız programsız vazgeçip “gereksiz” diye yaftaladıkları sistem değişikliklerini sık sık yazmayın!

Eğitim Bakanı kısa bir süre önce eğitim muhabirleriyle yaptığı toplantıda; “TEOG’u başarı olarak gördüklerini, böylece fırsat eşitliğini sağladıklarını ve bundan gurur duyduklarını” söylemişti. Daha sonra da taksi durağını ziyaretinde; “Çocuklarımız yarış atına döndü. Buna son veriyoruz” dedi. Diyen kim bu ülkenin bakanı! Ne bakanı derseniz kendileri eğitim diyorlar! Bu birbirinin tamamen zıttı açıklamaları duyunca gelin de bakana, çağdaş ve bilimsel eğitimden, buluşlardan habersiz, demokrasiden nasipsiz gençleri” nasıl eğitecek ve dünyayla yarıştıracaksınız? Gözde okullarınızı doldurmak için verdiğiniz bursları tüm okullara yayacak mısınız gibi sorular sormayın…

Önce bulmakla ve hemen uygulamakla övündükleri, sonra havaalanında “TEOG ne ya! Kaldırdım” diyerek bu kez de kaldırmakla övündükleri sistem acep 18 milyon öğrenci ve aileleri göz önüne alındığında bu kararı verenleri mutsuz ve tedirgin etmiyor mu?

Hedeflerine mutlaka birilerini oturtan, algı yönetiminde bayağı başarılı olan, parmak sallamak konusunda hünerlerini defaten kanıtlayanların hizmet çizelgesine bakıldığında askerden yargıya, YÖK’ten üniversitelere, bürokrasiden diplomasiye, iş dünyasından medyaya, bankacılık piyasasından sendikalara, CHP’den STÖ’lere payını almayan yok gibi nerdeyse! Her daim atış alanlarında kızacakları, hedefe oturtacakları, fatura kesecekleri, bas bas bağıracakları kurum ve kuruluşları her zaman var.

Yine büyük ve az bulunur bir başarı göstererek kendilerinin getirip, kendilerinin kaldırdıkları her şeyi başkalarına mal etmede ustalar! Muhalefet yapmış gibi eleştirmede sınır tanımıyorlar! Özetle ve kısaca demek istiyorlar ki; her türlü vaziyet için hazırlıklı olun, bizden gelecek emirleri bekleyin, ister iptal ederiz, ister yeniden deneriz, uymazsa vazgeçeriz. Siz gözünüzü, kulağınızı bizden ayırmayın. İşinizi gücünüzü bırakın bizden gelecek sürprizlere açık olun, hayal kırıklıklarına hazırlanın…

Son ABD gezisinde birkaç büyük sorunu bir çırpıda halleden CB araya New York’taki BM binasının karşısında bulunan Türkevi’nin temel atma işini de sıkıştırdı. Temele harcı atarken; “Artan itibarımıza, aktif dış politikamıza, ülkemizin geçmişine ve şanına uygun planladığımız bu kompleks 32 kat olacak, 3 yılda bitecek. ( bu bölümde yüklenici firmayla İngilizce konuştu) Bu bina çevresindeki pek çok binayı gölgede bırakacak, ülkemizin gelişen ve büyüyen ve itibarını sembolize edecek” dedi.

Not: Öfke nöbetlerinden göz açamadığımız için gözümüzden kaçabilir kaçmasın lütfen! Bunca ağır yük, büyük sorumluluklar, yurt dışı, yurt içi geziler, parti içi parti dışı değişiklikler, görevden almalar, yepyeni atamalar, eğitime ilişkin radikal kararlar arasında zaman bulup İngilizcesini ilerleten CB; “One minute’a” “Okey! Three years” üçlüsünü de ekledi…