PAZAR DARALDIKÇA BÜYÜYORUZ!
Her şeyi bilen uzmanlar diyor ki; bu yıl hukuki, idari, mali, cezai sorumlulukların en üst düzeyde ele alınacağına, halkın kendi sorunlarına sahip çıkacağına, statik değil dinamik olacağına, kıpırdayacağına ve kıpırdatacağına inancımız tam. Aynı uzmanlar yetinmiyor ve yine diyor ki; Dahası kalbimizin taşıyamayacağı yüklere artık son verileceğine, dahanın da dahası öfkeleri taşmış, yürekleri yaralanmış, umutları kırılmış, dirençleri zayıflamış insanların hızla toparlanacağına inancımız tam! Sebebini ise büyümemize bağlıyor bilmiş uzmanlar!
Adı geçen uzmanların bu iddialarına saygın hukuk insanlarımız, onlardan daha saygın yönetim erbabımız, en sayın ve saygın hükümet üyelerimiz ne der bilemeyiz! Bu konuda ellerinden geleni yapacaklar mıdır? Yine bilemeyiz. Zamanla görüp öğreneceğiz.
Örneğin Tuzla’da halkın sağlığını bozarak paniğe yol açan zehir akıtan kamyonların artık geride kalacağına, askerlerin bir daha yemekten zehirlenmeyeceğine, su kuyusundan sızan gazla zehirlenmelerin bir daha yaşanmayacağına uzmanların inancı tam mı? Bekleyip göreceğiz.
Aynı uzmanlar bankacılık hayalleri kurarak iki üniversite bitirenlerin çay ocağında çalışmayacakları bir ülke umudunu koruyorlar mı? Umut, cesaret ve aklın üstün geleceğine inançları tam mı? Öğrencilerin öğretmenlerince tüm sınıfın önünde tokatlanamayacağına, felsefe eğitimi gören eğitimcilerin beden eğitimi ve eşofmana yönelik sapkın görüşlerinin son bulacağına inançları ne durumda? Bekleyeceğiz.
Cumhuriyet için 90 yıllık reklam arası ya da kapatılması gereken bir parantez diyenlerin parlamenter hukuk devletinin yeniden inşa edildiğini görünce utançlarından yerin dibine girecekleri(!) hakkında uzmanlar ne düşünüyor? Beklemedeyiz…
Uzman kadrolar “Mademki bizden biridir, ne yapsa yeridir” görüşünün tarihe karışacağını, Tayyip beyin Allah tarafından gönderildiğine ve Allah’ın bir lütfu olduğuna inananların sayısında azalma olacağını düşünüyorlar mı? Yine avukatlarının ifadesiyle; ülkesini seven, görev bilinci taşıyan ve tüm eylem ve işlemlerini hukuk dairesinde yapan, karanlık odaklarla kaşı mücadelesini tüm kararlığıyla sürdürecek olan (damat) bakanların sayısının artacağına ihtimal veriyorlar mı? Paylaşan, konuşan düşünen insanların oranının artacağına inanıyorlar mı? Göreceğiz…
Madem büyüdük, madem sorunları geride bıraktık, madem sadece ülkemizin değil, sınırları aşarak dünyanın gurur duyduğu bir CB’na sahibiz. O halde tüm bunlar hayata neden geçmesin? Ülkemizde alıp başını giden ve ürküten boyutlara ulaşan, silah taşıma, silah bulundurma konusuna neden bir çekidüzen verilmesin?(16 yaşında iki öğrenci daha geçenlerde okul müdürünü öldürdü) neden ve daha da önemlisi nasıl böyle bir ortama gelindi? Umudun yerini neden korku aldı? Neden ülkede derin bir korku kol gezer oldu? Yönetim bu tavrı, bu korkuyu, bu tutumu nasıl açıklamayı düşünüyor?
Özetin özeti; Bir günde 100 hastaya bakan hekimler hakkında sağlık bakanı ne düşünüyor? Tutuklu sanıklara “sohbet hakkın var ama yalnız kullanabilirsin!” kuralı için yetkili bakan ne düşünüyor? Ülkemizde 8 ilde kadın muhtarın olmayışı, 40’ı aşkın şehirde kadın milletvekilin olmayışı hakkında kadın bakan ne düşünüyor? Ülkemizde barınan ve kendilerine 30 milyar dolar harcanan Suriyelilerin okul çağındaki 976 bin 200’ü bulan okulsuz çocukları için MEB ne düşünüyor? İnsan merak ediyor doğrusu…
Not 1: Ha bu arada İstatistik Bilimi diyor ki; “Bir ülkede nüfusun yarısı birer tavuk, öteki yarısı birer ekmek sahibiyse o ülkede nüfus başına yarım tavuk, yarım ekmek düşüyor demektir.”
Not 2: Bu durumda kaygıya gerek yok, durum iyi sayılır. Ayrıca ekmek arası tavuk döner iyi, doyurucu ve lezzetli bir yemektir!
Not 3: 16. Ocak Salı günü saat 14.00’de Kriton Curi Gönüllülerinin düzenlediği; “Eğitim çıkmazında KADIN” konulu konuşmama yolu düşenleri beklerim.