PAZARLAMA YÖNTEMLERİ ve ALGI YÖNETİMİ…
İnsan batıya, Avrupa’ya, bizim dışımızdaki ülkelerde yaşayanlara acıyor doğrusu. Ne o öyle ağzından haftada bir gün bile söz çıkmayan liderler! Konuşmaya üşenen, ağzını zorla açan yöneticiler! Tembel, üşengeç, özgüven yoksunu siyasiler! Parmak sallamayı bilmeyen, ayar çekmeden nasipsiz, “ey” hitabından bihaber devlet başkanları! İnsan bunları görünce içi bayılır doğrusu! Buradan çağrı yapıyorum o ülkelere! Yollasınlar birilerini, ders alsınlar birilerinden. Üstelik ücretsiz ya da karın tokluğuna…
Bizde her konuda eğitim, kurs, seminer verilir, bilgi ve deneyim paylaşılır. Böylece o ülke insanının “lider neymiş, yöneticilik nasıl yapılırmış” görmesi sağlanır. Fena mı?
“Altın nesil” nasıl yetişirmiş, “dindar nesil” nasıl eğitilirmiş, “taciz ve tecavüz” nasıl aklanırmış, günlük siyaset nasıl yönlendirilirmiş, gündem nasıl değiştirilirmiş, iç ve dış siyasette başarı nasıl yakalanırmış, Ortadoğu’da rol nasıl kapılırmış, arazi temizliğinde hangi yollardan geçilirmiş, olayları doğal ve yasal kılıfına sokma nasıl gerçekleştirilirmiş? Rakip tanımadığımız bu alanlar bizden sorulur ona göre!
Örneğin sizin hiç Adalet Bakanınız çıkıp şunları söyleyebilir mi? “Biz AK parti olarak toplumsal uzlaşı ve toplumun sesini, vatandaşın eleştirilerini dikkate alan bir partiyiz. Gücümüzü buradan alıyoruz.” Siz de var mı böyle bir parti, ya da bakan? Yaaaa!
Veya sizde görülen lüzum üzerine, yukarılardan tanzim edilerek ve yüksek tepelerin tensibine sunularak rektör aranır mı, bunun için gazetelere ilan verilir mi? Bir de oturup kalkıp üniversitelerinizi bizim gözümüze sokuyorsunuz! Bundan böyle de dostlar alışverişte görsün deyip bildiğinizi okusanıza! Yaaa!
Yok, kuvvetler ayrılığıymış, yok hukuka uygunlukmuş, yok eğitim sistemi sık sık değişmezmiş gibi laflar edin durun. Önemli olan nereden gördüğünüz, nasıl algıladığınız ve nereye koyduğunuzdur. Yaaa!
Sayın batı! Ey AB! Ey AP! Ey BM! Ey NATO!
Sözüm kısa, sözüm birkaç örnekten ibaret.
Bizdeki bu özgüven için kalkıp güvence istersiniz ki istemek hakkınızdır. Şunu söyler geçerim. Bizi yıllardır yönetenlerin her alandaki başarılarına kaç kez tanık olduğumuzu unuttum, pek çok kez deyip geçiyorum. Ama size başarıyı yakalamaları için yöneticilerinize iletmeniz kaydıyla birkaç kısa yol öneriyorum. Unutmamak için not alın!
Durmadan ve kitlelerin gözünün içine baka baka; “halk böyle istiyor, halkın kültüründe bunlar var, ne yapalım küçüğün rızası var,” desinler. Durmadan mağdur edebiyatı yapsınlar, tüm düşüncelerini ve gece yarısı, yatsı namazı demeden yasal statüye kavuştursunlar. Çağdaş toplumlarda görülmeyen her türlü istismar, tecavüz gibi konuları töreye bağlasınlar. Meydanlarda tabanlarına slogan attırsınlar (halkın talebi demek için). Tecavüzü meşrulaştırmak, potansiyel adayları cesaretlendirmek için cinsel istismar davalarına af getirmeye çalışsınlar. Kadın örgütlerinin STÖ’lerin emeğini, yüreğini, kararlı mücadelesini önceleri görmezden gelsinler sonra da ne olur ne olmaz deyip günü geldiğinde görüşülmek özere şimdilik kaydıyla rafa kaldırsınlar.
Yine sık sık geçmişe dönsünler, tarihten örnekler versinler, bol bol hamasi nutuklar atsınlar, vatan- millet edebiyatını unutmasınlar, köprü- yol, havaalanı inşaatlarını gündeme getirsinler. Pazarlama ve algı yönetimini iyi kullansınlar, kendilerinde olmayanı var gibi göstersinler, demokrasi, insan hakları, yargı bağımsızlığı, medya, emniyet, asker gibi önemli konuları tek elden yürütsünler!
Tabii ki sizin de sizi yönetenlerin de çaresiz kaldığı zamanlar vardır ve olacaktır. Sakın üzülmeyin biz size yardıma hazırız. Bizim ülkemizde her şey güllük gülistanlık olduğu için, gerçek ve yalan yer değiştirmediği için bizim öyle sorunlarımız yok. Biz sizin gibi kasvetlerden kasvet beğenip, içimizi karartan düzenlemelerle uğraşmıyoruz! Tarihe karşı, insanlığı karşı işlenmiş suçları aklamıyoruz, tüyler ürpertici zihniyetle boğuşmuyoruz. Geleceğe yönelik vahim ekonomik tabloyla karşılaşmak gibi derdimiz yok! Ülkemizde genç işsizlik yüzde 19.9 civarında da değil! Yatırımcı iştahsız, gençlerimiz umutsuz, halkımız kaygılı, kız çocuklarımız huzursuz da değil!
Tümüyle halkını düşünen, tribünde oturmayan, alanları mesken tutan, günlük yaşama katılan, umudu ayakta tutma noktasında(!) gece gündüz çalışma gayreti içinde olan bir ekip tarafından yönetiliyoruz! Unutmayın, ders alın, yararlanın ve gece gündüz bize dua edin. Tamam mı? Anlaştık mı?