PEKER'in DEŞİFRESİ ve CHP'ye İHANET!..

PEKER'in DEŞİFRESİ ve CHP'ye İHANET!..

Eskinin gazeteciliğini anlatan matbuat "basın"a, oradan da "medya"ya dönüşünce, sadece gazetecilik yozlaşmadı, halkın haber alma özgürlüğü de darbe aldı...

Örneğin gazeteler ehil olmayan ellerde, bir yandan tetikçi olurken, bir yandan da niteliklerini- ciddiyetlerini- etkilerini ve saygınlıklarını kaybettiller...

Radyoyu arka plana atan televizyon ise çocukluğumuzda, dünyayı önümüze getiren, siyah- beyazın o buğulu masumiyetinde değil artık...

Çünkü gazetecilikten gelen gazete sahipleri ortadan çekilince, "basın" denilen olgu yukarıdan en aşağıya kadar yozlaşmaya başladı...

Eskinin matbuatında, ülkenin karanlık gidişatına isyan eden, yolsuzlukları ortaya çıkartan cesur ve etkili gazeteler vardı...

O gazetelerin Abdi İpekçi ve Çetin Emeç gibi genel yayın yönetmenleri, Uğur Mumcu gibi korkusuz yazarları mafya- terör işbirliğinin kurbanı olunca, gazetecilik de o eski cesaretiyle birlikte saygınlığını yitirmeye başladı, ortalık kalemi-mikrofonu kiralayan zavallılara kaldı...

Türk basınında artık devlet bankasıyla yandaşlaşan Sabah ve Hürriyet gibi gazeteler, belediyeleri hortumlayan dinci mevkuteler, yolsuzlukların üzerini örten medya süprüntüleri, memleketi güllük gülistanlık gösterirken, ekranlarından çamur akan televizyon kanalları ve rezaletlere sessiz kalan meslek örgütleri

var...

AKP iktidarı döneminde iktidarın nimetlerinden beslenen gazeteler birbirinin rezilliklerini de örtbas edince, adına muhabir- editör- köşe yazarı denilen kalemşorlar da düzene uydu ve onlar da bu kirli çarkın içinde başlarını kuma gömerek, birer tetikçi-taşerona dönüştü...

Hem de hiç bir dönem gazetecilikten kazanamayacakları paralarla (yatlarda-sosyete otellerinde) sefa süren utanmazlar peydahlandı medyada...

AKP'nin KİRLİ KALEMŞORLARI!..

Devletin mafyayı bertaraf etmesinin değil, mafyanın devlete- siyasete çeki düzen vermeye çalıştığı bir süreçte, medyadaki iğrençlikler de saçılıyor ortaya...

YouTube üzerinden yürütülen bir taarruz siyasetçi- işadamı- yargı ve organize suç örgütü liderleri arasında, bir yandan akçeli- bir yandan karanlık ilişkileri ve çıkar kavgasını deşifre ederken, aynı zamanda "medya"nın bulaşlığı çamuru da açığa çıkartıyor...

Baksanıza; Sedat Peker'in internet itirafları ve iddialarında, arabuluculuktan dosya kapatmaya, propaganda tetikçiliğinden kara para aklamaya kadar bir dizi rezilliğe bulaşan gazeteci- televizyoncu kılıklı zavallıların icraatları da ortaya saçılıyor...

Peki; kara paracı bir firarinin geceliği 15-20 bin lira olan otelinde, yozlaşmış medyacıların bedavaya ağırlanmış olmasının perde gerisinde, neler kamufle edildi acaba?..

Kara paracıların, suç örgütlerinin, ihale vurguncularının hangi rezilliklerini haber yapmaktan kaçındı sosyete otellerinde ağırlanan televizyoncular ve arabulucu gazeteciler?.. Televizyon sahipleri, lüks yatlarda cirit atan medya taşeronlarını hangi yüzle ekranda tutuyor acaba?..

Evet; AKP cenahında, iktidar yandaşı gazeteci- televizyoncu kılıklılar bir organize suç örgütü liderince tek tek deşifre edilirken, siyasetin muhalefet tarafında yaşananlar da bir o kadar utanç verici!..

Sağ-sol, siyaset rant, hırsızlık, işbirlikçilik ve ihanet denilince, yok aslında kimsenin birbirinden farkı!..

KILIÇDAROĞLU'nu SIRTINDAN VURMAK!..

AKP'nin denetiminde olan haber kanallarında ekrana çıkmayacak muhaliflerin listeleri geçmiş yıllarda defalarca medyaya yansıdı...

Ancak benzer bir liste ne yazık ki muhalefetin kanallarında da utanç verici biçimde uygulanıyor...

Muhalefeti destekleyen kanallarda Fethullahçılar, Atatürk düşmanları, kinci cumhuriyetçiler, PKK-açılım güzellemesi yapanlar, CHP'ye yıllarca düşmanlık edenler, hatta AKP'liler bile konuşuyor, ancak kamuoyunda Atatürkçü duruşları ile tanınanlara (üstelik CHP'lilere) ambargo uygulanıyor...

Ancak muhalefetin cephesindeki tek sıkıntı; skandalları görmezden gelenlerden, suskun-korkak- yandaş bir medya oluşturulması değil!..

Bir de olayın Kılıçdaroğlu, CHP ve Millet İttifakı'na ihanet olarak tanımlanabilecek bir boyutu var ki, işte o da geçtiğimiz günlerde deşifre oldu...

CHP'lilere ekran ambargosu uygulayan bir muhalefet kanalında çalışan Çağdaş Ulus adlı muhabirin işine önceki gün son verildi...

İşte o muhabir yaşadığı vahim tasfiyeyi sosyal medyada şöyle duyurdu;

"CHP'li Ataşehir ve Maltepe belediyeleri AKP'li gazeteciler Özışık kardeşlere ödeme yapıyor, Maltepe belediyesi bu gazetecilere üç yıl boyunca araç tahsis etti... Bunları yazdığım için istifaya zorlandım, etmeyince işten atıldım..."

MALTEPE, ATAŞEHİR, SKANDAL?..

Daha önce ihale skandalları ve şaibelerle de gündeme gelen bu belediyeler CHP tabanının sürekli tepkisini çekiyor...

Çünkü Battal İlgezdi'nin ödeme yapmakla suçlandığı AKP'li gazetecilerle doğum günü fotoğrafları, Ali Kılıç'ı Özışık kardeşlerle birlikte AKP'li bir bakanın (!!!) odasında gösteren fotoğraflar internette duruyor...

Ali Kılıç'ın basın özgürlüğü gününü AKP'li gazetecilerle kutlaması ise rezaletin bir başka boyutu...

Tabii Maltepe'de, bütün ihalelerin aynı şirkete (!) gitmesini kimin sorgulayacağı da merak konusu!!!

Şimdi sormak lazım; Ataşehir ve Maltepe belediye başkanları yıllardır Kemal Kılıçdaroğlu'na saldıran, Atatürk ve cumhuriyet karşıtı AKP'li yandaş gazetecilerle ne uğruna ilişki kurdu?.. Sürekli CHP'yi yıpratmaya çalışan yandaş medya CHP'li belediyelerce nasıl desteklenir?..

Dünyanın neresinde muhalefetteki belediye başkanları partilerini yok etmeye çalışan iktidarın kalemşorlarını finanse eder?..

Bunlara da, parti televizyonunda CHP'lilere ambargo uygulayarak ana muhalefete zarar verenlere de acilen müdahale etmeli Kılıçdaroğlu?..

Ataşehir ve Maltepe'de daha büyük rezaletler ortaya saçılınca mı harekete geçecek CHP?..

https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac