REFERANDUM ÖNCESİ ve SONRASI DOLAR (2)

REFERANDUM ÖNCESİ ve SONRASI DOLAR (2)

DÖVİZ kurlarını etkileyen en önemli etkenlerden biri haber ve açıklamalardır. Beklenmedik bir olayın veya gelişmenin ortaya çıkması veya ortaya çıkacağı konusunda güçlü beklentilerin oluşması faiz, fiyat, döviz kurlarını da etkiler.
Referandum öncesi beklentiler içinde en önemlisi şu idi.
Evet çıkarsa ne olur? Hayır çıkarsa ne olur? Evet çıkması halinde siyasi kriz beklentisi azalır, hayır da siyasi belirsizlik daha da artar, beklentisi piyasalarda hakimdi. Bunu fiyatlayan piyasalar evet çıkmasından rahatlamış gözüküyor. Doların düşüşünde en önemli sebeplerden biri  olan evet sonucunu fiyatlayan piyasaların vadeli kur priminden vazgeçtikleri anlaşılıyor.

SİYASİ HABERLERİN ETKİSİ

Referandum sonrası oluşan olaylar ve haberler içinde kuşkusuz hükümetin “yapısal reformlar” söylemi ile ekonomiye odaklanacağını açıklaması oldu.
İkinci en önemli haber Trump’ın ABD ekonomisi ile ilgili yaptığı açıklamalar ve yaratılan beklentiler idi.
Birinci yazımızda saydığımız diğer haberlerin dolar kuruna etkisi olduğunu sanmıyoruz.

ABD’deki GELİŞMELERİN ETKİSİ

Dolar kuruna en büyük etkiyi ABD ekonomisi ile ilgili veriler ve beklentiler oldu. 
Trump seçim vaatlerinin çoğunu yerine getiremeyeceği anlaşıldı. 
ABD’de kurumlar vergisi oranı yüzde 15’e indiriliyor. Ancak analistler kurumlar vergisinde yüzde 20’lik bir indirimin 2 trilyon dolarlık bir bütçe açığına yol açacağını iddia ediyor. 
ABD ekonomik verilerinde beklentiler dışında rakamların gelmesi
Bütün bu olaylar dolar endeksinin düşmesine neden olmuş durumda. 17 Nisan’da 100.29 olan dolar endeksi, 24 Nisan’da 99.09’a, 26 Nisan’da 99.05’e, düşmüş ve 27 Nisan’da 99.08 oldu.
Bunun yanında Fed,  faiz artırımını Mayıs ayında değil de Haziran’da yapacak olmasının da doların düşmesine etkisi oldu.

FRANSA SEÇİMLERİNİN ETKİSİ

Fransa’da geçen pazar günü düzenlenen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunu, kendisini merkezde konumlandıran Emmanuel Macron birinci, aşırı sağcı Ulusal Cephe lideri Marine Le Pen ikinci tamamlayarak AB’inden yana olan Macron’un kazanacağının hemen hemen kesinleşmesi küresel piyasalara moral verdi.
Bu moral piyasalara olumlu yansıdı. Dolar/avro paritesinde yükseliş oldu. 24 Nisan’da 1.0841 olan parite 29 Nisan itibariyle 1.0895’e yükseldi.

FAİZ ARTIŞININ ETKİSİ

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun faiz koridorunda değişikliğe gitmedi. Para Politikası Kurulu, geç likidite penceresi faiz oranını 50 baz puan artırdı. Bu artışa dolar hemen tepki verdi ve karar sonrası bankalararası piyasada dolar 3.56’ya geriledikten sonra 3.58 seviyesinin üzerinde dengelendi.
“Faiz artarsa döviz kurları düşer, azalırsa kurlar yükselir” ekonomik kuralını hepimiz biliyoruz. Düşük kur-yüksek faiz dengesini en iyi yaşayan ekonomi olduğumuzdan bu denklemin dolar kurunun düşmesine geçici de olsa sebep olacaktır.

DOLARDAKİ DÜŞÜŞ SÜRER mi?

Referandum sonucunun ve gelişen olayların etkisi geçicidir. Faiz, enflasyon, dövizde dönemsel düşüş ve yükselişler ekonominin yönünü kesin olarak bize göstermez. Aslında dalgalanama dediğimiz düşüş-çıkışların sıklığı tansiyon gibidir. Tansiyonun sürekli inmesi ve çıkması vücuda nasıl zarar veriyorsa, döviz kurlarının da iki hafta düşmesi sonra çıkması, tekrar düşmesi ekonomiyi hasara uğratmaktadır.
Ülke ekonomisinin mevcut yapısı ve birikmiş sorunlar doların düşüşüne sevinmemizi engelliyor. 
Doların düşüşü üretim artışından kaynaklanmıyor bu nedenle spekülatiftir. Dolara talep aynı kalmak üzere dolar arzı artarsa veya dolar arzı aynı kalıp dolara olan talep düşerse dolar kuru düşer. Burada merkez bankası rezervleri ve yurt dışından kaynağı belirsiz para girişlerinin dolar düşüşüne etkisi vardır. 
Nezih kumarhane olan Borsa’daki yükselişler de spekülatiftir. Borsa’da hisse senedi fiyatları artan firmaların üretimi mi arttı, yeni bir yatırım mı yaptılar da şirket değerleri arttı, sorusuna verilecek cevap; hiçbiri olmadığıdır. 
IMF ve kredi derecelendirme kuruluşları son iki haftadır bize uyarı üstüne uyarı yapıyor. Büyüme tahminlerini düşürüyor. 
Enflasyon inmiyor, çıkıyor. Merkez Bankası bile enflasyon tahminini yükseltti. 
İşsizlik büyük bunalım yaratacak çok yüksek oranlarda dolaşıyor. 
Dış borç azalmıyor. Cari açık yüksek seviyede duruyor. 
Reel sektör teşvik, aflar ve devlet kefaleti ile verilen kredilerle ayak da duruyor.
Bu fotoğrafa bakıp da doların düşüşünün geçici olduğunu ekonomimizin üretim yapısını değiştirmeden spekülasyondan zengin olanların ülkesi olmaya devam edeceğimizi rahatlıkla söyleyebiliriz.
Çözüm: Ülkenin birlik ve beraberliğini sağlayarak üretim ekonomisi için seferberlik başlatmak. Bu olmazsa, papatya falına bakmaya devam ederiz.

https://twitter.com/MPamukoglu
https://www.facebook.com/mustafa.pamukoglu.90