RODRİGO'nun GİTAR KONÇERTOSU!

RODRİGO'nun GİTAR KONÇERTOSU!

1972, 5 Mayıs’ı 6’sına bağlayan geceyarısı, Ankara Ulucanlar Cezaevi…

İdam sehpasına doğru yürümesine sayılı dakikalar kalan Deniz Gezmiş’e son arzusu soruldu. Genç devrimci, Paco De Lucia’dan “Rodrigo’nun Gitar Konçertosu” yanıtını verdi…

Neden bu konçertoyu dinlemek istemişti Deniz, ölümüne dakikalar kalmışken? Çok özel, çok yürek ağrıtan bir nedeni vardı bu isteğin… Sevgili dostum Haluk Dural’ın Boğaziçi aydınlar Topluluğu sitesinde paylaştığı bu müthiş hikayeyi sizlerle de paylaşmak istedim…

Joaquin Rodrigo Virde, 1901 yılında İspanya’da Valencia-Saquanto’da doğdu. Henüz 3 yaşındayken difteri hastalığına yakalandı ve gözlerini kaybetti. 8 yaşında solfej, piyano ve keman eğitimine başladı. Sonunda piyano virtüözü oldu; birçok klasik müzik eseri yazdı ve uluslararası üne kavuştu…

Ancak tüm dünya onu Rodrigo’nun Gitar Konçertosu eseriyle tanıdı!

Rodrigo, 1933’de üç yıldan beri birlikte olduğu, Kamhi ailesinin kızı Türk piyanist Victoria Kamhi ile evlendi. Bu evlilikle birlikte Victoria piyano kariyerine son verip, gözleri görmeyen kocasının asistanlığını yapmaya başladı. Bir çok dile çevrilen “Joaqin  Rodrigo’yla El Ele: Maestro’nun Yanında Hayatım” adlı biyografisini yazdı… Çift, Hitler faşizminin en vahşi dönemlerinde Fransa ve Almanya’da yaşadılar…

1936 yılında İspanya’da Hitler ve Mussolini’nin desteklediği General Franco komutasındaki askeri faşist güçler, seçimle iktidara gelen sosyalistlerin  “Halk Cephesi” koalisyonuna karşı ayaklandı. İspanya, tüm dünyanın gözü önünde kanlı, korkunç bir iç savaşa sürüklendi…

Başta İngiltere, Fransa olmak üzere hiçbir Avrupa ülkesi, Hitler korkusundan, halka karşı yapılan bu kalkışmaya müdahale edemedi, “İspanya’nın iç meselesi” yüzsüzlüğüne sığınarak sessiz kaldı!

Ancak birçok ülkenin devrimcileri, sosyalistleri ve anti-faşistleri “Enternasyonal Tugaylar” oluşturarak İspanya halkının yanında saf tuttular.  Ancak üç yıl süren iç savaş, ne yazık ki Halk Cephesi’nin yenilgisi ile sonuçlandı…

Bu aynı zamanda İspanya’da 40 yıl sürecek, 1975’de Franco’nun ölümüyle sonlanacak faşizm süreci anlamına geliyordu!

Kanı ateşi ve acıyı anlatan eser!

Rodrigo, bu vahşetten ve ülkesinin faşizme sürüklenmesinden çok etkilenmişti…

Gözleri görmeyen maestro, 1939 yılında eşi Victoria’ya bölümler halinde yazdırdığı “Concierto de Aranjuez – Rodrigo’nun Gitar Konçertosu” işte bu savaşı anlatıyordu:

Konçerto, 600 bin kişinin öldüğü bu iç savaşı, cephelerde faşizme direnen devrimcilerin umutlu coşkusunu ve sonrasında yönetimi ele geçiren diktatör Franco’nun kendi halkına yaşattığı acıları ve yaptığı zulümleri seslendiriyordu!

Rodrigo, 1999 yılında, karısı Victoria’nın ölümünden iki yıl sonra 98 yaşında hayata gözlerini yumdu…

İşte, 68 kuşağının lideri Deniz Gezmiş, 48 yıl önce 6 Mayıs 1972’de geceyarısı darağacına doğru ilerlemeden önce son arzusu olarak demli bir çay ve sigara eşliğinde Rodrigo’nun Gitar Konçertosu’nu bu nedenle dinlemek istemişti!

Konçerto bitip, o idam sehpasına doğru yürürken, Ulucanlar Cezaevi’ndeki tüm tutuklular da ıslık ile o konçertoyu yeniden çalacaklardı!

O günden beri de bu konçerto gençliğin dilinden hiç düşmez…

– – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – –

NOT: Bu bilgiler Ethem Gönenç tarafından yazıldı ve Haluk Dural tarafından paylaşıldı. Her ikisine de yürekten sevgi ve teşekkürler…

“Gelin yapalım şu işi!”

Sevgili arkadaşım Yılmaz Özdil önceki gün yazdığı “Cami avlusunda simit kırıntısıyla beslediğimiz güvercin değil onlar, insan” başlığıyla huzurevlerinde yaşayan on binlerce yaşlı yurttaşlarımızı iç yakan bir üslupla anlattı…

Biliyorsunuz, bu pazardan itibaren yaşlılara 11.00-15.00 arasında sokağa çıkma izni verildi. Hiç olmazsa haftada bir gün birkaç saat temiz hava, güneş yüzü görmeleri güzel. Ailesi olanlardan bir kişi de refakat edecek, bu da çok güzel…

Peki, huzurevlerinde kalan, kimsesi olmayan o insanlar nasıl çıkacak? Tek başlarına çıkmaları imkansız! Birkaç saatimizi ayırsak, onlara yoldaş olsak, “dünyanın en büyük ailesi” olsak… Yılmaz, yazısının sonunda şöyle diyor:

Hiç kimsenin, upuzuuun ömründen hatırladığı son kare huzurevindeki yatağından baktığı tavan olmamalı.

O halde yine onun çağrısıyla GELİN YAPALIM ŞU İŞİ…

https://twitter.com/umit_zileli