RTE’nin WASHINGTON SEFERİ ve YAKIN KORUMALAR
Günlerdir medya gündemi Erdoğan’ın Washington ziyareti sırasında yaşananlar, verinlen notalar ve gerilen ilişkilerden oluşmakta.
Öncelikle bugün gelinen durumun yine aynı parti ve hükümetin yaptığı yanlışlardan oluştuğu gerçeğini unutmayalım. Henüz bir kaç sene önce Amerika’da önemli bir kurumun Türkiye masası şefi hafif gülümseyerek bana “sence Türkiye ve Erdoğan güvenilecek bir isim mi, ona güvenerek uzun vadeli bir dış politika stratjisi geliştirmemiz doğru olur mu” diye sormuştu.
Sanırım cevap sorunun içinde.
Benim paylaşmak istediğim Washington’da Erdoğan’ın yakın korumalarıyla protestocular arasında yaşanan olaylar.
Önemli yakın koruma detayında görünen ve görünmeyenler vardır. Görünenler koruma yapılan kişinin yanında gördüğünüz suratsız, itici, “godum mu oturturum” mesajı veren, silah taşıdığını belli eden, kulak telsiz ve farklı yaka rozetli, yapılı, iyi ve resmi giyimli kadın ve erkeklerdir. Görünmeyenler ise binaların değişik katlarında, çatılarda bacalarda olan, aranızda, yanınızda, elinde gazete yaşlı, gözlüklü, şapkalı veya genç hipi kılıklı, bereli, kılıksız, yırtık kot pantalonlu, simitçi, baloncular filan olabilir. Yabancı ülkeye giden yakın koruma detayları diplomat olarak, dokunulmazlık haklarıyla giderler. Gidilecek yerler, güzergah, güzergah seçenekleri, acil durumlar, kullanılacak araçlar, kullanılacak görüntüsü verilecek araç ve güzergahlar gibi çalışmalar yapılır. Akıllı bir müdür gidilecek yerdeki birimini arayıp hatta önceden giderek koordinasyon ve ön istihbarat çalışması yapar.
Yabancı ülke ve özellikle Amerika’da 8-4, 4-12 ve 12-8 olarak 3 vardiya çalışan gizli servis ya da emniyetin haber alma biriminde görevli dedektifler, lokal emniyet güçlerini de koordine edecek şekilde misafir heyetin koruma müdürü ile önceden buluşur, daha uçaktan inmeden kaç kişinin silahlı olacaği bilgisini alır ve o sayıda farklı bir yaka rozeti dağıtır. Bu şekilde kimin dost kimin bilinmeyen olduğu anlaşılır. Kullanılacak araçlardan başlayarak sizin görmediğiniz bir çok detay incelenir. Yurt dışı ziyareti yapan yakın koruma detayının müdürü akıllı bir adam ise hemen o ülkede görev yapan Türk emniyet görevlisi ve şoförleri bulur, almak istediği gizli tedbirleri alır. Yabancı ülkede aktif koruma dışında detay oluşturmak zor ve biraz da gereksizdir. Bu önlemleri lokal polis şefleriyle çözmek daha verimlidir.
Yakın koruma detayı koruma yaptıkları kişiyi kesinlikle yalnız bırakmaz. Önceden belirlenen güzergah dışına çıkmak, açık hava ve koruma yapılması zor yerlerde olmak istemez. Gözleri hem ekibinde hem o sırada gelen, geçen, fotoğraf çekmek isteyen, karşılamak için ellerinde çiçekle gelenlere bakar. Paçalarına, ellerine, bellerine, çantalarına, kılık kıyafetlerine, tiplerine, terleyip terlemediklerine, ürkekliklerine bakar. Nabzı düşüktür, soğukkanlıdır, korkutucu, itici bir görünümü vardır. 150 metre ötedeki taksi de ya da motorsikletli genç çifttedir gözleri. Her an için birinci önceliği bir olay olursa nereden kaçacaklarını saptamaktır. Kapalı bir yere girildiğinde arkasını duvara alır, her yeri camları, acil çıkış kapılarını, izleyicileri, çalışanları radar gibi gözleriyle sistematik olarak tarar. Her şeye şüpheyle ve azami dikkatle bakar. Nereye giderse gitsinler o her zaman, sadece “şu an bir saldırı olursa nereden gelir ve nasıl buradan uzaklaşırız” düşüncesiyle yoğundur.
Araba kazası, kavga, aniden kalp krizi geçiren bir vatandaş, o sırada doğum yapan ya da son nefesini veren bir kişiye sadece ve sadece “bu bir tuzak mı” şeklinde yaklaşır. Olay yaşanırken olaya değil, bu olayda çıkabilecek güvenlik zaafına odaklanır. Hele ki bir saldırı, kavga ve benzeri bir sıkıntı olursa korumanın ilk ve en önemli görevi korumasını yaptığı kişiyi oradan derhal uzaklaştırmaktır. Çıkabilecek bir olay için her an, her saniye nereden kaçabileceklerini düşünür.
Yani sözün özü şu ki, bir büyükelçiden çok akape’nin Washington müdürü gibi çalışan adamın gazıyla protesto yapan kişilere saldırmaz. Mutlaka tahrik vardır, provokasyon vardır. Zaten saldırı yapmak isteyen kişi veya kişiler böyle bir fırsat yaratmak ister.
Bu bir güvenlik zaafıdır.
Büyük ve affedilmez bir hatadır.
Olayın diğer boyutunu bir örnekle tespit edelim.
Bu olay haklı bile olsanız haksız durumuna düşmektir.
Yabancı bir ülkeden gelen misafir bir heyet düşünelim. Örnek Amerika veya İsrail.
Yer Ankara Büyükelçilik önü olsun.
Diyelimki çember sakallı, cüppeli, o yüzlerinden nur akan bazı hacılar “Allahuekber” nidalarıyla ortalığı inletirken çıtayı yükselterek provokasyon yapmaya hatta yabancı heyetin üzerine hareket etmeye başlıyorlar. Çok şükür bizim polisimizin çoğunluğu kesinlikle akape yanlısı değil, objektif ancak iman sevgisi ve biraz da ihmalle olaylara biraz göz yummaya başlıyorlar. Hani olmaz ya, oldu diyelim.
Şimdi İsrail ya da Amerika’lı misafir heyetin korumaları bizim bu nur yüzlü hacılara silahlarını gösterip, tekme tokat dalsalar, kovalasalar, yerde tekmeleseler, şöyle bir gözünüzde canlandırın.
“Eyyyy korumalar, kimsin sen, kimsinnn” der misiniz, demez misiniz?
https://twitter.com/kboztepe
https://www.facebook.com/kaya.boztepe