"ŞAİRDEN BAŞBAKANDI" BÜLENT ECEVİT…

"ŞAİRDEN BAŞBAKANDI" BÜLENT ECEVİT…

İyi bir gazetecilik geçmişine sahiptir…
Türkiye'nin en  birikimli politikacılarındandır..
Prof.Dr.Emre Kongar’a göre; Ecevit, "hiziplere ve öteki
politikacılara duyduğu tepkiden dolayı en zor yolu-
doğrudan tabanla etkileşimi- seçmiştir."
Böylece "duygusal destekçileri" tabanda oluşmuştur!
Dürüstlükle yapılan siyasetle simgeleşmiştir!
Kongar Hoca’nın bu konudaki tespiti de şöyledir:
"Ecevit ve ailesi, siyasal yaşamları boyunca
(son günlerde ne yazık ki "olağanlığını"
yitirip artık bir "erdem" haline gelmiş olan)
"hırsızlığa bulaşmama" konusunda başarılı bir sınav vermiştir."
1977’de partisinin oyunu yüzde 44’e çıkartmıştır.
Bugüne kadar sosyal demokratların aldığı en yüksek oydur!..

***


Sanat/sanatçı; onun döneminde en büyük itibarı görmüştür...
Bir anekdot;
Ozan Ece Ayhan çok hastadır ve özel bir hastanededir.
Masrafları büyümüştür, maddi durumu yetersizdir.
Başbakan Ecevit, durumdan bir şekilde haberdar
olur, ozanı arar; ilgilenir ve masrafları da hissettirmeden
bizzat kendisi öder…
Uçuk mavi gömlek ve kasketi; "Umudumuz Ecevit",
"Karaoğlan’’sözcükleri ile; "özdeşleşendir"…
Bir tarihte ulusal ölçekte bir gazete şöyle manşet atmıştı:
"Ona şairden başbakan olmaz diyorlardı!.." 
Politika gibi, şiir  en büyük aşkıydı.. 
"Şiirsiz kalan toplum bu nedenle
insanlığın anadilinden kopmuş olur.
Dile yabancılaşır, o yüzden kendine de
yabancılaşır" düşüncesini her fırsatta yinelerdi.
Okan Yüksel Usta’ya göre; 
Attila İlhan, Can Yücel ve Cemal Süreya
gibi ülke şiirinin yıldızlarındandı.
"Elele büyüttük sevgiyi birlikte öğrendik seninle"yi
dillendirmiştir" İnsan’da:
"Elbette senden güzel olacaktı çizdiğin resim
yaptığın heykel: senden büyük olacaktı
senden yakışıklı elbette senden doğru söyleyecekti
yazdığın şiir elbette senden çok duyacaktı
söylediğin türkü: sen olduğundan büyüksün
sen olduğundan iyisin sen olduğundan güzel…"

***


"Ölümü bir yok oluş, bir hiçlik diye
algılayan insan; ölmekten korkar" der şair…
İnsanı ölümden sonra yaşatacak olan;
kalıcı ürünleri vermek, yeryüzüne
sevdalar bırakıp gitmektir!..
Günümüzün yozlaşan, soysuzlaşan ortamında;