TT Arena stadının açılışında Başbakan'ı protesto eden Galatasaray taraftarları adeta kulübün başına dert açtı. Çünkü yönetim dediğin yüreksizdir, özellikle siyasi iktidara karşı. Siyasi iktidara bulaşmak istemezler. Kıyısından köşesinden çarpışmak istemezler yapıları böyledir.
Adnan Polat bu olayı örtbas etmek için neredeyse canını verecekti, yüreksizlikten tabii ki.
Oysa Aziz Yıldırım'a baktığımızda Fenerbahçe Başkanı diye söylemiyorum, yürekli adam. Herşeyi göğüslüyor, taraftarlarını büyük bir sivil toplum kuruluşu haline getiriyor. Haklı ya da haksız düşündüklerini sonuna kadar savunup dik duruyor. Öyle ki Fenerbahçe Kulübü taraftarıyla adeta Aziz Yıldırım olmuş.
Galatasaray'ın stat açılışı faciasından sonra göreve gelen Ünal Aysal üzerinde çok spekülasyon yapıldı. Öyle çalışkandır, böyle çalışkandır, şöyle zengin olmuştur, böyle zekidir, ticareti bilir vb diye.
Değerli okurlar, genellikle bu tür söylemlerin aslı esası yoktur. Bilinmeyenden mucize yaratmak taktikleridir, maalesef mahalle kültürüdür. Şimdi bu şahıs kurumsallaşacağız diye pek çok girişimlerde bulundu ancak bu girişimlerin en önemlisi Fatih Hocayı görevden almak oldu. Çilek olarak Drogba ile Sneijder'i gördük. Sonra da Mancini geldi. Insan üzülüyor, özellikle Drogba'nın Chelsea maçındaki yüz ifadesinde onun çökmüş bir futbolcu olduğu açıkça görüldü. Eğer kurumsallaşma futbolcu çöplüğüne dönen ülkemizde Drogbalarla yapılacaksa bu 'çileklerin' tadı tuzu ve sonucu olmaz.
Şimdi bu Galatasaray dün Sivas'ta kaybetti. Bakıyorsunuz futbolcuları cezalı. Melo yok, Sneijder yok, Hakan yok. Bir kere işin ciddiyeti buradan belli ki sulanmış ve bu Galatasaray yürekler acısı durumda. 10 puan geride Beşiktaşla ikincilik mücadelesi vermeye çalışıyor.
Futbolumuzun ne hale geldiğini özellikle Galatasaray'ın çelişkilerinde açıkça görüyoruz. Fenerbahçe'nin yeniden bütünleşme başarılarıyla birlikte Galatasaray'ın şuan ki durumu ve mahvolmuş Beşiktaş'ın sadece ismiyle çırpınışları, Fenerbahçe'yi bu iki büyükten ayrı bir noktaya getiriyor.
Oysa Aziz Yıldırım'a baktığımızda Fenerbahçe Başkanı diye söylemiyorum, yürekli adam. Herşeyi göğüslüyor, taraftarlarını büyük bir sivil toplum kuruluşu haline getiriyor. Haklı ya da haksız düşündüklerini sonuna kadar savunup dik duruyor. Öyle ki Fenerbahçe Kulübü taraftarıyla adeta Aziz Yıldırım olmuş.
Galatasaray'ın stat açılışı faciasından sonra göreve gelen Ünal Aysal üzerinde çok spekülasyon yapıldı. Öyle çalışkandır, böyle çalışkandır, şöyle zengin olmuştur, böyle zekidir, ticareti bilir vb diye.
Değerli okurlar, genellikle bu tür söylemlerin aslı esası yoktur. Bilinmeyenden mucize yaratmak taktikleridir, maalesef mahalle kültürüdür. Şimdi bu şahıs kurumsallaşacağız diye pek çok girişimlerde bulundu ancak bu girişimlerin en önemlisi Fatih Hocayı görevden almak oldu. Çilek olarak Drogba ile Sneijder'i gördük. Sonra da Mancini geldi. Insan üzülüyor, özellikle Drogba'nın Chelsea maçındaki yüz ifadesinde onun çökmüş bir futbolcu olduğu açıkça görüldü. Eğer kurumsallaşma futbolcu çöplüğüne dönen ülkemizde Drogbalarla yapılacaksa bu 'çileklerin' tadı tuzu ve sonucu olmaz.
Şimdi bu Galatasaray dün Sivas'ta kaybetti. Bakıyorsunuz futbolcuları cezalı. Melo yok, Sneijder yok, Hakan yok. Bir kere işin ciddiyeti buradan belli ki sulanmış ve bu Galatasaray yürekler acısı durumda. 10 puan geride Beşiktaşla ikincilik mücadelesi vermeye çalışıyor.
Futbolumuzun ne hale geldiğini özellikle Galatasaray'ın çelişkilerinde açıkça görüyoruz. Fenerbahçe'nin yeniden bütünleşme başarılarıyla birlikte Galatasaray'ın şuan ki durumu ve mahvolmuş Beşiktaş'ın sadece ismiyle çırpınışları, Fenerbahçe'yi bu iki büyükten ayrı bir noktaya getiriyor.
Böyle bir ligi milyonlarca futbolsever, taraftar kabul edip sadece sonucuna bakıyor. E onlara da bu lig fazla bile!
Önümüzdeki 5 haftada, neyin ne olduğu belli olmayan ligimizi yine maçlar kaç kaç bitecek düşünceleriyle birlikte izleyeceğiz.
Hayırlısı olsun.
Önümüzdeki 5 haftada, neyin ne olduğu belli olmayan ligimizi yine maçlar kaç kaç bitecek düşünceleriyle birlikte izleyeceğiz.
Hayırlısı olsun.