SANAYİCİ ZORDA!
İstanbul Sanayi Odası Başkanı ve üye sanayiciler ekonominin gelişmelerine karşı hep duyarlı davrandılar ve ekonomi yönetimine de sürekli uyarılar yaptılar. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci sanayicilerle son buluşmasında yine iyimser sözler etti ve umut dağıttı.
SANAYİCİLER GERÇEKÇİ
İSO Başkanı Erdal Bahçıvan toplantıda son yaşanan olağandışı terör olaylarının yarattığı kritik sürece vurgu yaparak birlik çağrısı yaptı. Barış ve bütünlüğümüzü korumamız gerekir, dedi. Bahçıvan özel sektörün omuzlarındaki 280 milyar dolar borcun dikkate alınması gerektiğini ve bu borç riski nedeniyle Dünya’da Meksika ve Malezya’dan sonra küresel finansal piyasalardan en fazla etkilenen üçüncü ülkesi olduğumuzu ortaya koydu. Özel sektörün borç ödemede yaşayacağı zorlukların bankacılık sistemini de doğrudan etkileyeceği hususunda da uyarıda
bulundu.
Sanayicilerin İSO Başkanı’nın dilinden ifadesini bulan tespit ve önerileri şöyle:
1-Sanayinin büyümeye katkısı artırılmalı. İlk çeyrekte yüzde 1.1 zayıf büyümede sanayinin katkısı binde 3. İkinci çeyrekte ise yüzde 4.6 olan büyümeye katkısı yüzde 1.3’e yükseldi.
2-Rekabet zorlaştı. Bu nedenle dayanışma şart.
3-İhracatta yaşanan daralma nedeniyle 2023 yılı 500 milyar dolarlık ihracat hedefinin gerçekleşmesi çok zor. Bu nedenle yapısal reformlar yapılmalı.
4-ABD ve AB arasında gerçekleşecek olan ve dünyanın en büyük kapsamlı serbest ticaret alanını oluşturacak “Transatlantk Ticaret ve Yatırım Ortaklığı-TTIP”‘ndan en çok Türkiye etkilenecektir. Bunun için gümrük birliği içinde Türkiye’nin buna hazırlanması gerekir.
ÜRETEN DEĞİL RANTÇILIK MAKBUL!
İSO Başkan Yardımcısı Adnan Dalgakıran da çok çarpıcı ve sanayicilerin ranta mahkûm edildiğini şu sözlerle dile getirdi. ‘’Ekonomimiz ranta dayalı, sanayicilik akıl kârı değil” Bir sanayici olarak sanayinin durumu daha nasıl güzel açıklanabilir? Dalgakıran şu tespitleri yaparken gerçekçi davranıyor:
1-Bankacı bize kredi verirken “Mülkün kadar konuş” diyor. Yani işin, projen, ürünün benim için çok önemli değil; gayrimenkulün varsa sana kredi var, diyen bankacılık sistemini eleştiriyor.
2-Yatırım yapılacak arazi ve arsaların fiyatları oldukça yüksek.
3-Elemanların eğitimi çok önemli. Piyasada denetim ve gözetim çok zayıf.
4-Yeni bir teşvik sistemi şart.
5-Sanayinin milli gelir içindeki payını yüzde 15’ten 40’a çıkarmamız elzem.
ZEYBEKCİ KAYGISIZ!
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci son iki yıldır, “Bir şey olmaz. Sorun yok” diye diye dolar 3 TL’yi aştı. Ama yine ekonomide işler iyi gibi davranıyor. Bakın neler diyor:
- Kurun yükselişi rahatsız edici olabilir, âmâ bunu ekonomide problem var, diye göstermemek gerekir. Sanayici bağırıyor. Herkes haykırıyor. Dolardaki bu durum kan kaybeden hastayı neredeyse öldürecek ama bakan bunu sorun görmüyor.
- Merkez Bankası kura müdahale etmemeli. Bankanın bağımsızlığı araç bağımsızlığıdır. Politik bağımsızlığı yoktur. Yani biz hükümet olarak ne dersek o olur, demek istiyor.
- Dolardaki yükseliş geçicidir. Ekim ayından itibaren düşüş başlayacaktır, derken hangi veri ile hareket ettiğini anlamakta zorluk çekiyoruz. Tüm finansal analizler ve derecelendirme kuruluşları uyarı üstüne uyarı yapıyor ama ekonomi bakanı ise fala bakıyor.
Bütün bunlar olurken AKP’nin her türlü uygulamalarını öven, ekonomiyi daha düne kadar beton gibi sağlam olarak gören İTO Başkanı İbrahim Çağlar’ın feryat edercesine özel sektöre 2.70’den dolar satılsın, demesi de çok anlamlı bir itiraf oldu. Yani tüccar diyor ki; vergi mükellefleri bizim zararımızı karşılasın.
Allah çok büyük! Vicdan terazisinde tartmadan söylenen sözleri ve eylemleri sahibini mahcup edercesine geriye çeviriyor. Doğru olan ortaya çıkıyor. Basiretsiz tüccara vergi mükellefleri bağış yapacak, öyle mi? Hay aklınla bin yaşa İTO başkanı!