Ne de çok meraklısı varmış.
Yalayan yalayana.
Jölelisi var, ırz düşmanı var, sekreteriyle basılınca imam nikahı kıyıp bakanlığa devam edeni var, onun için kocamı bırakırım diye demeç vereni, karımı onunla yakalasam kıskanmam diyeni var.
İki sene önce fırça çekip şimdi liderimiz Sayın önderimiz diye ikiye bölünüp, üçe katlananlar var.
Sonra da nasıl, neden ahlaksız bir toplum olduk diye sorgulama yapıyoruz.
Başını kapayınca sokağa çıkma özgürlüğünü alıp her haltı yiyebilen sözde dini bütünlerle, çocukları yaşlarındakilere göz koyan, ırza geçen, her türlü ahlaksızlığı din kisvesiyle kapatan bir zümre var.
Bir kereyle birşey olmaz diye demeç veren var.
Buna bir de avantaları yiyen ve bunları Allah yolunda yaptığını söyleyerek kendi yalanlarına inanan karaktersizlerle rüyalarında görseler hayra yormayacakları makam, mevki sahibi olanlar eklenince ortaya ciddi bir yalaka topluluğu çıkıyor.
Yüzlerce değil, binlerce danışman, binlerce avanta kadrolar, komisyonlar!
Avanta alamayan destekçi ezikler var bir de.
Toplum içinde yer alamamış, ortalama 300 kelimeyle Türkçe konuşan!
Kasaptaki ete soğan doğramam diyen bir zekasız vardı ama gelen gideni aratırmış!
Ancak en çok şaşırdığım bu FETO konusu oldu. Bu adamın yaptığı ahlaksızlık ve alçaklıkları 10 senedir söylemediğimiz makam, yazmadığımız mecra kalmadı.
O zamanlar bize bu yüzden düşmanlık edenler şimdi bakıyorum bizden hızlı FETO düşmanları olmuş. Bu ahlaksız mahluk bir şekilde düzeni ele alsaydı şimdi düşmanlık edenlerin hepsi onun yanında olurdu, hiç şüpheniz olmasın.
Ben bu işin savcısıyım diyenler şimdi “kandırıldık” diyor.
Araba plakalarında Türk Bayrağı takılı olan araçlar trafikten alınırken birden bire herkes Türk Milliyetçisi oluverdi.
Türkiye Cumhuriyeti ismini ve Atatürk’ü resmi makamlardan kaldıranlar?
Şimdi hepsi koyu Atatürk’çü.
Hepimiz suçluyuz.
En başta Feto mahlukatı.
Sonra onu destekleyen, kendi elleriyle devleti teslim edip kendilerini savcı ilan edenler.
Lider sultasından vaz geçemeyen “iktidarsız muhalefet” suçludur.
Fırıldak basın, avantacı iş adamları, omuriliksiz makam sahipleri.
Bütün bu yapılanları demokrasi, birlik ve beraberlik olarak gören tatlı su demokratları.
Herkes de cezasını çekecek.
Hikaye bu ya, günün birinde kadının önüne bir genç kız, iki de adam getirmişler.
Ne oldu demiş kadı.
Genç kız, “bu adam beni tuttu, bu da ırzıma geçti” diye yanıtlamış.
“Hüküm” demiş kadı, “ırza geçen ibret’i alem için asılsın, yardımcı olanın da ırzına geçilsin”!
Zabitler adamları dışarı çıkarırken ırzına geçilme cezası alan zabitlere seslenmiş,
“aman ha karıştırmayın sakın, asılacak olan o, benim ırzıma geçeceksiniz”!
https://twitter.com/kboztepe
https://www.facebook.com/kaya.boztepe