SAYAMIYORUZ ERDOĞAN..!

SAYAMIYORUZ ERDOĞAN..!

30 küsur yerde “bize BOP eşbaşkanlığı görevi verildi” dediniz...

Sizi bu göreve atayanlar tarafından ancak o sınırdan bu sınıra ve sabahtan akşama tekmelenen bir “TOP” olabildiniz...

Biz bu maçı utanarak izliyoruz ve sizin ne olduğunuzu anladık…

***

Siz kendinizi “BOP eşbaşkanı” olarak tanıttınız diye size “BOP eşbaşkanı” dediler…

Siz döndünüz, “Ellerine bir kağıt almış dolaşıyorlar, Amerika’nın bir projesiyle ilgili, bunu ispat ederlerse biz her şeye varız, ama ispat edemezlerse alçaktırlar, şerefsizlerdir.” diyebildiniz.

Biz o filmleri izledik ve sizin ne olduğunuzu anladık...

*** 

BOP’un sahibi Barack Obama sizinle eline beyzbol sopası alarak konuştu. Üstelik o ânı ölümsüzleştiren fotoğrafı da Beyaz Saray’ın resmi sitesinde yayımlattı. Biz o sopanın anlamını Theodore Roosevelt’ten biliyoruz.

Theodore Roosevelt, Amerika’nın İspanya’ya savaş açarak Güney’e doğru genişlediği 1898 yılında şöyle diyordu:

“Dünyanın Amerikanlılaşması bizim kaderimizdir. Tatlı tatlı konuşun ve yanınızda büyük bir sopa taşıyın: İstediğiniz kadar ileri gidebilirsiniz böylece.”

Biz o fotoğrafı gördük ve sizin ne olduğunuzu anladık…

***

12 Eylül 2010 Anayasa referandumunun hemen öncesiydi, Gaziantep mitinginde konuştunuz ve aynen şunları söylediniz:

“Biz geldik Esad kardeşimle oturduk, iki ülke arasındaki meseleleri konuştuk, istişare ettik. Ve Türkiye ile Suriye'yi bölgenin iki kardeş, iki dost ülkesi haline getirdik. Her alanda işbirliğine gittik, ekonomide, ticarette, dış politikada, kültürde, sanatta, ulaştırmada, bayındırlıkta işbirliği anlaşmaları imzaladık. Suriye ile Türkiye arasındaki mayınları temizlemek için adımlarımızı attık. Aramızdaki vizeleri kaldırdık. Şimdi benim Gaziantepli kardeşim cebine pasaportunu koyuyor istediği gibi Halep'e, Şam'a gidiyor. Halep'teki, Şam'daki, Lazkiye'deki, Humus'taki kardeşim cebine pasaportunu koyuyor Gaziantep'e geliyor. Kim kazandı? Gaziantep kazandı, esnaf kardeşim kazandı, tüccar kazandı, sanayici kazandı, vatandaşım kazandı. Bütün korkuların ve tehditlerin boş olduğu ortaya çıktı. Düşman üretme politikasından yarar değil zarar gördüğümüz ortaya çıktı.”

Biz bunları gördük, dinledik, kaydettik ve sizin ne olduğunuzu anladık… 

***

Adamın adı Esad’dı yahu…

Ve sizin ailecek Bodrumda tatil yaptığınız arkadaşınızdı…

Adamı bir günde Esed yaptınız…

Adamın başkentindeki Emevi Camii’nde namaz kılmaya kalktınız…

Adam da bunları gördü ve sizin ne olduğunuzu anladı…

***

Yaptıklarınız, yapamadıklarınız saymakla bitmez…

Sayamıyoruz Erdoğan…

***

Esad’ı Esed yapan Erdoğan, Putin’i de Potin yapacak mısınız?

***

Son olarak…

Düşen bir uçak gördük Erdoğan…

Ve siz o uçaktaydınız…

***