Ankara’da 102 canın kanı yerde…
Gezi’de 244 kişinin cami kirlettikleri (!)
gerekçesiyle ceza almaları…
Hala soruşturma açılmayan ‘Kabataş Yalan(ı)cıları’…
Operasyon sırasında evine giren polislerin,
Anacığının-babasının-abisinin gözleri önünde,
Göğsünden vurarak öldürdüğü genç kız…
Statta; demokratik hakkını kullanarak…
‘Ankara 10.04 ve Barış Kazanacak’,
Pankartı açan ODTÜ’lü gençlerin gözaltına alınması…
Kabahat işledikleri gerekçesiyle (!)
Şiddet, hakaret, hiçbiri yok…
Ama ‘Polis Devleti’ uygulaması var!
Sonra…
Açıklanan Canlı Bomba listeleri…
Sınırötesinden değil; Anadolu’dan çıkan (!)
Telefonlarına kadar dinlenen…
Ankara’ya kadar gelip yardım isteyen aileleri..
Ama neden takip edilmedikleri hala meçhul…
Ardından…
Diyarbakır… Hücre evi… IŞİD ile çatışma…
Şehit polisler, öldürülen canlı bombalar…
Yapılan tek şey;
“Gizlilik kararı almak, yayın yasağı koymak!”
* * *
Seçim öncesi; “400 vekili verin bu iş huzur içinde çözülsün”
Seçim sonrasında; “Biz istikrar dedik, millet kaosu seçti”
“Seni başkan yaptırmayacağız; gerginliğin sebebi oldu”
“Başkan seçilseydi bu kaosu yaşamazdık”…
“Biz AKP Hükümeti değiliz, Seçim Hükümetiyiz” diyen…
Gerginlikten, kutuplaşmadan beslenen..
Beyaz Toroslar’dan söz eden…
Her türlü ihaleyi yandaşlara veren,
Doğayı katleden uygulamalara imza atan,
17/25’i örten, yalana, talana prim tanıyan…
Seçime 5 kala…
“İleri Demokrasi” ile sözde “Yeni Türkiye”yi yöneten
Politikalar !..
* * *
12 Eylül öncesinden beter…
Farklı sabahlara uyanıyoruz gerçekten…
Kurşunlarla, bombalarla, ölümlerle!..
Eğitim sistemi iflasta, ekonomik kriz kapıda…
Hukuksuz işlemler…
Her gün; Acı…Öfke…Üzüntü…
Edip Cansever dizeleri ile bitirelim yazıyı;
“Utancı bilerek yaşamak korkunç!
Daha korkuncu da var;
Utancı bilerekten yaşatmak!”
https://twitter.com/Atikopruluoglu