İki gündür Güneydoğu sınırında büyük bir yığılma var... Medya onlar için “Suriyeli” diyor ama bu kez çoğunluğu IŞİD ve PKK arasındaki egemenlik çatışmasında vatansız kalmaya zorlanan Türkmenler... Hani şu AKP’nin “TIR’larla silah gönderdik” dediği Türkmenler...
İddiaya göre, bugünlerde Türkiye’ye girecek sığınmacıların sayısı 100 bini geçebilir... Yüz binlerce Arap ve yüzbinlerce Kürt’ten sonra bu kez 100 binlerce Türkmen sınırlarımızda sığınma peşinde...
Büyük bölümü Urfa, Kilis, Antep sınırındaki sığınma merkezlerinde barınan Suriyelilerin yol açtığı sorunlar belli ki çok büyüyecek...
Çünkü onların bir bölümü kent merkezlerinde yaşam savaşı veriyor... Varlıklı Suriyeliler ise Ege, Akdeniz ve Marmara bölgesinde yaşarken, yoksullar metropollerde dilenerek ayakta durmaya çalışıyor...
URFA’DAKİ ARAP EYALETİ!..
Resmi rakamlara göre Türkiye’deki Suriyelilerin sayısı 2.5 milyona ulaştı. Ancak sınır kontrol edilemediği için son gelenlerle birlikte bu rakamın 3 milyonu aştığı da söyleniyor. Yani 23 milyon nüfuslu Suriye’nin neredeyse yüzde 15’i artık Türkiye’de yaşıyor...
En önemlisi de Suriye’de bile 3 milyonluk şehir olmadığına göre komşu ülkenin en büyük eyaleti artık Türkiye’de!.. Bu arada Güneydoğu’nun demografik yapısı da müthiş biçimde değişiyor...
Örneğin nüfusun en az yüzde 35’inin Arap olduğu Urfa’da, Suriyeli Araplar bu oranı neredeyse yüzde 45’e çıkardılar... Kentte en az 500 bin Suriyeli yaşıyor. Türkmen akınıyla birlikte kentin yapısı daha da değişecek...
Sınırdaki işgal ve katliam devam ederse Türkiye’deki Suriyelilerin sayısının 5 milyona ulaşmasında da hiçbir engel yok...
Yani AKP iktidarı, ABD taşeronluğu uğruna Esad’ı devirmek isterken, Türkiye’ye çok büyük bir sığınmacı sorunu kazandırdı ki, milyonlarca kişinin daha ne kadar ve nasıl barındırılacağı tartışılmaya devam edecek...
BARAJ DA YIKILDI SINIR DA!..
HDP’nin, CHP katkısıyla barajı aşmasının ardından beklenen oldu; Kürt siyaseti hemen ilk planı devreye soktu, “Öcalan serbest bırakılsın...”
Bu köşede defalarca vurgulandığı gibi, “Öcalan serbest bırakılmadıkça örgüt silah bırakmaz... Yapılan tartışmalar havanda su dövmekten ibaret” şeklindeki saptama bir kez daha doğrulandı...
Yalnızca Öcalan’ın serbest bırakılmasını isteyen HDP’nin tavrı doğrulamadı bunu... Aynı zamanda, “Ne Öcalan ne de HDP... Silahı ancak kendi irademizle bırakırız” diyen PKK tarafından da teyit edildi...
Ne kadar ilginç değil mi; PKK’nın Şam’daki kolu PYD’de tam da HDP’nin barajı aşmasının ardından Suriye içinde sınırları zorlamaya başladı... HDP coşkusundan olsa gerek PYD’nin silahlı kanadı, Suriye içindeki yayılmacı politikasına hız verdi...
KÜRT DEVLETİ YAYILMASI!..
Baksanıza; ABD’nin desteğiyle Kobani’den IŞİD’i çıkartan PYD şimdi Kobani- El Cezire arasında bir Kürt koridoru açmak için Araplar’dan sonra Suriye Türkmenlerini de bölgeden tasfiye etmeye başladı...
Yani, “devlet” peşindeki Kürtler, bölgedeki Arap ve Türkmenleri vatansızlaştırma operasyonu başlattı...
Velhasıl, Suriye’deki Türkmenlerin, “Vatanımız elimizden alınıyor” çığlığının gerisinde yalnızca bir sığınmacı dramı yaşanmıyor, ABD’nin bölgede bir Kürt devleti kurma çabası da yoğunlaşıyor...
Ne yazık ki bu planda da emperyalizmin Suriye’de baş kesen maşası, şeriatçı terör örgütü “IŞİD” kullanılıyor... Çünkü PKK-PYD cephesi, Suriye topraklarında devlet kurmak için de “IŞİD’le mücadele” zırhına saklanmış...
Peki; Kürt siyasetinin “Büyük Kürdistan” planı Suriye’den mi ibaret?.. Hayır!.. Çünkü Irak zaten bölünmüş... Suriye düşünce kaos önce İran sonra da Türkiye topraklarına sıçradığında, ABD’nin Şam tuzağında taşeron olanlar bakalım nereye kaçacak?..
İTHAL SAMAN, İHRAÇ MERMİ!..
Türkiye yalnızca Suriye’den gelen milyonlarca sığınmacıya kucak açarak yardım etmiyor... Hem Türk hem de yabancı medyanın, “Ankara, Suriye’de Esad rejimine savaş açan gerici ve bölücülere silah ve mühimmat yardımı yapıyor” iddiası da var...
Geçen haftalarda bir gazetede, sınırdaki MİT TIR’larıyla ilgili yapılan yayınların yol açtığı sorun devam ederken, sosyal medyada da Türkiye’nin ÖSO ve IŞİD’e silah desteğine dikkat çeken çok ilginç fotoğraflar yayımlanıyor...
O fotoğraflardan biri de iki gündür gündemden düşmüyor... Bir binanın içinden makineli tüfekle ateş eden bir kişinin yanında duran mermi kutusunun “Türk malı” olduğunu gösteren fotoğraf gerçek mi değil mi bilinmiyor!..
Hatta ateş eden kişinin ÖSO, IŞİD ya da El Nusra başta olmak üzere hangi grubun militanı olduğuna ilişkin bir işaret de bulunmuyor... Fotoğrafın bir Tükmen’e ait olduğu olasılığı da tabii ki düşündürüyor!..
Ancak olası “montaj” iddiasını çürütebilecek kadar net olan fotoğrafta, “Makine Kimya Endüstrisi” (MKE) damgalı mermi kutusu şu soruyu da akla getiriyor; Ne o, yoksa IŞİD, ÖSO ya da diğer terör grupları, MKE’nin deposundan mühimmat mı çaldılar acaba?..
Ya da daha düne kadar “saman” ithal etmek zorunda kalan Türkiye’de silah sanayii zıplama yaptı da Ankara mermi ihraç etmeye mi başladı?..
MKE, Genelkurmay, Emniyet ya da MİT bu çarpıcı fotoğraftaki ince ayrıntıyla ilgili bir açıklama yapar mı acaba?.. En azından “devlet sırrı”nı ortaya dökmek için çırpınan cemaat taşeronu medya tetikçileriyle kötü niyetlilere yanıt verilmiş olur değil mi?..
https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac