SİYASET, MEDYA, BATAKLIK!!!

SİYASET, MEDYA, BATAKLIK!!!

Turgut Özal'ın "benim memurum işini bilir" şeklindeki utanç verici açıklaması bile Türkiye'de bugün siyaset-medya dünyasında yaşananların yanında masum kalıyor...

Dincisinin cumhuriyete düşmanlık, sağcısının işbirlikçilik, solcusunun ise (Atatürk'e- laikliğe- cumhuriyete saldırılar durmazken) gaflet içinde  olduğu bir ülkede, siyaset olabildiğince kirlenince ortaya çıkan bataklıkta, medya dahil, dans etmeyen kalmıyor...

Yap- işlet- devret ihanetiyle devletin soyulduğu, yandaş müteahhitlerin vurgunlarına göz yumulurken vergilerinin silindiği, eğitim ve liyakatın torpil ahlaksızlığıyla devletin düzenini bozduğu bir ülkede, yaşamın her alanında bataklığı oluşturan asıl rezaletler siyasetin kirli ilişkileri ve medya destekli vahim sonuçlarıdır...

Evet; hırsızlık, rantiye balçığı, rüşvet, liyakatsızlık, torpil-yağma-dolandırıcılık ve piyasa vurguculuğunun neredeyse legal hale geldiği bir ülkede, "bu kesinlikle olmaz" dedirtecek tek mecra kalmadı artık...

Çünkü siyasetin çarpıklığı-kirliliği ve pervasızlığı yaşamın yollarına öyle tuzaklar-öyle oyunlar kuruyor ki, bu ülkede artık hiç kimse, ortaya saçılan hiçbir rezalete şaşırmıyor...

AKP BESLEMESİ SATILMIŞLAR!..

Kimilerinin eski bir cumhurbaşkanına ait(!!!) olduğunu söylediği, (aynı zamanda FETÖ'cülerin, PKK yandaşlarının, kinci cumhuriyetçilerin cirit attığı) sözde "muhalif" bir televizyon kanalında örgütlenen Atatürk, cumhuriyet ve "halk" düşmanı liboşlar, "Türk" yerine "Türkiyeli" demeyi bir gelenek haline getirmeye çalışarak "halt" ediyorlar!..

Fransız'a "Fransız", İngiliz'e "İngiliz" derken, "Türkiyeli" şeklinde bir dayatmayı utanmadan öne çıkaran eski AKP beslemelerinin feyiz aldığı asıl medya kiralığı ise, Amerika ve Avrupa'dan fonlanıp YouTube üzerinden yayın yaparak köşeyi dönen "solcu" kılığındaki, çakır gözlü, eski bir Said Nursi ve Fethullah hayranı zavallı!!!

Bir de Sezgin Baran Korkmaz adlı biri peydahlandı ki,  çevresinde gazeteci kılığında dolaşan satılmışların yaptıkları, kara paracılığın rezaletlerini bile geride bırakıyor...

Kiralık kalemlerin Korkmaz ile iğrenç ilişkileri listeleniyor, gazete köşelerini- televizyon ekranlarını kullanarak Korkmaz'ın kucağına oturanların mide bulandırıcı para muhabbetleri sayfa sayfa deşifre ediliyor...

Bu arada (bir zamanlar CHP'yi dizayn etmeye çalışan, sonraları AKP'nin kucağına oturarak İstanbul'un sosyete semtlerinde 20 milyonluk daireler edinen) gazeteci kılıklı bir hatun, Sezgin Baran Korkmaz'ın besleme listesi ortaya çıkınca Twitter üzerinden birileriyle didişiyor, (diğer yandan da kendini aklamak için) sözde gazetecilik etiği üzerinden utanmadan ahkam kesiyor...

Ancak balçığa bulaşmış ihanet sadece kara paracılarla satılmış kalemşorlar ittifakının  ürünü değil...

Daha vahim rezaletler var ki, "medya temizlenmeden siyaset de temizlenmez" dedirtiyor...

KİRALIK MAYMUNLAR BALÇIĞI!..

Evet; siyasetin kirlendiği bir ülkede, bu paslı balçığa sessiz kalan medyanın temiz olması olanaklı değil...

İşte AKP yanlısı bir televizyon kanalında sabahları karı koca kavgasından nemalanarak medyadaki kirliliği köpürten gazeteci kılığındaki bir kadın, basın ettiğini de yerle bir ederek deterjan reklamında boy gösteriyor, kirli çamaşırlar konusunda ahkam kesiyor!!! Basın örgütleri ise bu rezaletleri izlemekle yetiniyor...

Konu medya- magazin ve siyasete gelmişken, "Ali kıran-baş kesen" pozunda dolaşan kiralık kalemlerin pervasızlığıyla ilgili her gün bir rezalet de deşifre oluyor...

Daha geçen hafta, ülkenin batık ekonomik gidişatından yakınan bir kadın sinema oyuncusu, Adnan Hoca'ya müritlik yapmış ve Sedat Peker'in kaset tehdidiyle susturulmuş, televizyoncu kılığındaki bir zavallı tarafından tehdit edilmedi mi?..

Eski CHP milletvekili Yıldıray Sapan'ın Twitter üzerinden, "Basın yasası değişmeli. Haber ayağına şantaj yapan medya fahişeleri çoğaldı!.. Alçağın biri 2014'te plajda uygunsuz yakalanan belediye başkanına şantaj yaparak metresini istihdam etti, kendini de maaşa bağlattı" diye paylaşım yaparken, herkes Antalya Cumhuriyet Savcılığı'nın harekete geçmesini beklemedi mi?..

URFA- TORPİL- TEHDİT!.

Peki; siyasi icraatları denetlemesi, halka duyurması ve sorgulaması gereken medya dibine kadar kirlenmişken, politika cenahında eğitimi- liyakatı yerle bir eden rezaletler biter mi?..

İşte Türkiye'de 2000'li yıllardan sonra rüşveti, vurgunculuğu, sahtekarlığı, millet- devlet- rejim düşmanlığını gelenek haline getiren siyaset pervasızlığı, sadece medyada değil, bürokraside de utanç verici bir laçkalığı hakim kılmaya devam ediyor...

Konu liyakat olunca artık hak getire... Baksanıza, Urfa'yı imar rezaletleri, tarım alanlarının katledilmesi ve turizmi vuran şehir kirliliğiyle geri kalmış bir köye çeviren AKP'li Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül'ün "öğretmen olan dayısı, Harran Üniversitesi'nde genel sekreter yardımcılığına getirilmiş..."

Peki; Urfa'da, kamu için yaptıkları binalar sapır sapır dökülen AKP'li müteahhitlerin, kendilerini eleştiren AKP Urfa milletvekili Ahmet Fakıbaba'ya ağzı alınmayacak hakaretlerle saldırmasına ne demeli?..

Tunceli'de AKP il başkanının jandarma karakolunda, adeta askeri törenle karşılanması ise devletteki laçkalaşmanın bir başka utanç verici örneği...

Bu rezalet, Hatay'da geçmiş yıllarda, AKP yöneticisinin oğlunun tartıştığı memuru bulmak için, polisleri karakolda AKP'lilerin önünde kuyruğa dizen zavallılıktan daha beter değil mi?..

Ya da; Medeni Kanun'a saldıran zıbınlı- takkeli GATA doktorlarının ve Ayasofya'nın açılışında Atatürk'e ve cumhuriyete kin kusan hoca kılıklı zavallıların yaptıkları yanlarına kazanç kalmışken; geçen hafta bir cami imamının kadınlarla ilgili, "Sokaklar kasap dükkanı gibi. Et görmekten içimiz dışımıza çıkıyor" şeklindeki utanç verici saldırısına Diyanet'in sessiz kalması, memleketin çivisinin çıktığının bir başka göstergesi olmadı mı?..

Evet; 12 Eylül'den sonra Türkiye'nin asıl sorunu siyasetin yarattığı tahribatlardı...

İkibinli yıllardan sonra iktidarın uşaklığını yapan ve devlet bankalarıyla peydahlanan medyanın bir yandan siyasetin- bir yandan da kara paracıların kucağına oturması, Türkiye'de kirlenmedik tek mecra kalmadığının utanç verici kanıtları oldu...

Medya temizlenmeden siyaset, siyaset aklanmadan medya paklanmaz vesselam... İki taraftan da pislik akıyor çünkü!..

https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac