“Torunlarımıza bırakmayı hayal ettiğimiz ülke bu değildi.
Artık anlaşılıyor ki, ülkeme demokrasinin geldiğini
göremeden ayrılacağım bu dünyadan” yazmıştı.
Cumhuriyet’te 25 Haziran 2015’te kaleme aldığı
son yazısının girişinde Çetin Altan…
Şöyle de bitirmişti:
“Ama siz uğraşırsanız, mücadeleden vazgeçmezseniz,
dünyadan ayrılırken ‘torunlarımıza istediğimiz
ülkeyi bırakıyoruz’ deme mutluluğunu;
siz tadabilirsiniz.”
Hayal ettiği demokrasiyi göremeden o da
yorgunluk gidermeye gitti belki de sadece
USTALARIN USTASI!..
***
“İnsanlar ‘değerli’ olmayı unuttular, ‘önemli’
olmaya çalışıyorlar” saptaması; onundur!..
Bir toplum filozofudur…
Derin birikimli entelektüeldir…
“Her köyümüzde bir piyano olmasını” savunandır da!
Diliyle, dilimizi “zenginleştiren” kalem erbabıdır…
‘‘Yazıyı, yazmayı” müthiş önemseyendir!
“Yazmak; yaşamaktır” onun için…
Kalemiyle dik duranlardandır…
“Büyük Gözaltı”, “Bir Avuç Gökyüzü”, “Ben
Milletvekiliyken”,”Viski”yi; yazınımıza kazandırmıştır…
Akşam Gazetesi’nin, Milliyet’in ikinci sayfasında
sol üst köşede yıllarca yazmıştır
“TAŞ” ı.
Sonra ; “Şeytanın Gör Dediği”ni…
Mizah tadındaki edebi yazıları, tiryakileri oluşturmuştur…
Birlikte gazeteciliğe başladığı Altan Öymen
şöyle tanımlar kadim dostu Çetin Altan’ı
bir tümcede:
“Zamanı iyi kullanan, rahat bir üslupla yazan
gazeteci, sözünü esirgemeyen siyasetçiydi!”
Ozan Yılmaz Odabaşı’na göre; “tek kişilik okuldur!”
27 Mayıs’tan önceki bir yazısı çok ünlüdür.
27-28 Nisan’da konulan yayın yasağı üzerine sütunu
-boş bırakıp- sadece bir cümle yazdı ‘’TAŞ’’ta:
‘‘Bugün canım yazı yazmak istemiyor!”.
Tabii herkes ne demek istediğini anladı…
***
“Enseyi karartmayın..”
Başarı; yalan söylemek zorunda kalmadan yaşayabilmektir..”
“Batı’da düello, Doğu’da pusu geleneği vardır..”
özlü sözlerinin de sahibi Çetin Altan,
siyasi yaşamını 1965 seçimlerinde Meclis’e giren ve
unutulmaz muhafet örneği veren
Türkiye İşçi Partisi’nde (TİP) sürdürmüştür…
Yazdığı yazılar kadar; TİP milletvekiliyken
Meclis’te yaptığı güçlü konuşmalar ve polemiklerle de
hafızalarda yer etmiştir.
Özellikle; Meclis Başkanvekili için sarfettiği,
“Sizin orada oturmanız bir marangoz hatasıdır” sözü,
siyasi literatüre geçmiştir.
“Nazım Hikmet; Türkiye’nin En Büyük Şairidir” sözü de!..
19 Şubat 1968 günü ise AP’li vekiller tarafından
tabancalı, yumruklu saldırıya uğramış, linç edilmekten
zor kurtulmuştur.
Gözündeki kalıcı hasar; kirli siyasete
tavrının simgesi olmuştur…
ANAPlı yıllarda Turgut Özal sempatizanı
olmuştur bir ara…
Özallı sofralarının konukları arasında yer almıştır(!)
***
Bin yıl geçse de;
Ölürken de yaşayacaklardandır
USTALARIN USTASI…
Çetin Altan da aramızdan ayrıldığına göre;
artık enseyi karartabiliriz!
Ne demişler:
“Gelen gideni görmez
İki kapılı bir handır bu.”