SORULARA BAK, HİZAYA GEL

CANIMI SIKAN ŞEYLER

Sorulara bak, hizaya gel

Klasik sistem hiç bozulmadı.

Erdoğan yine bir dış geziden dönerken gazetecilerle sohbet etmiş gibi yaptı.

Saray görevlilerinin hazırladığı sorular, sözde gazetecilere dağıtıldı

Onlar da ellerindeki kağıtlardan soruları Erdoğan’a okudu.

Erdoğan da önceden hazırlanmış cevapları verdi.

Bu oyun sürekli oynanıyor.

Bakın bu gazeteci kisveli kimselerin güya kendi başlarına sordukları sorulardan bir-ikisini size sunmak istiyorum.

Bir gazeteci çok merak etmiş Maarif Vakfı’nın üstün başarılarını anlatıp bu başarıların devam edip etmeyeceğini bakın şöyle soruyor:

Türkiye, Balkan coğrafyasında pek çok eseri ihya ediyor. Bunun yanı sıra Maarif Vakfı yine FETÖ’nün etkisinde olan okullara sahip çıkıyor, yeni okullar açıyor. Bütün bu faaliyetlerin, kültür, sanat, eğitim alandaki faaliyetlerin üstüne bir adım daha koyma noktasında yeni projeler, yeni anlaşmalar olacak mı?

Bir diğeri Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin işe alımlarda nasıl torpil yaptığını bizzat CHP Genel Başkanı’nı çamura batırarak şu şekilde soruya dönüştürüyor:

CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu; Milli Eğitim Bakanlığı’nın önüne giderek, “Tarafsız olun, torpil yapmayın” gibi birtakım açıklamalarda bulunmuştu. Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne ise 5 bine yakın CHP ve İYİ Parti kökenli isim alındı. Bir de mülakat oldu, 150 kişi girdi, 70 kişi yazılıda 90 almıştı, mülakatta 40 verildi. Yazılıda 40 alanların mülakat puanı da 90’a çıkarıldı. Burada da bir torpil ve iltimas ortaya çıktı. Bu konularla ilgili görüşünüz nedir?

Sıra geliyor ekonomist Erdoğan’ın üstün başarılarına. Bir gazeteci, başkanını övdükten sonra bakın soruyu nasıl soruyor:

Enflasyonla ilgili çok önemli bir hamle yaptınız. Geldiği seviyede dar ve sabit gelirlilerin enflasyona ezdirilmemesi için hakikaten ezber bozan hamleler var. Ama aynı zamanda enflasyonun bir düşüş trendine ilişkin de bir beklenti yönetmek gerekiyor. Sizce enflasyon ne zaman gerçek anlamda toplumun günlük hayatında hayat pahalılığının azaldığı hissini uyandıracak şekilde bir düşüş eğilimine girer. O konuda ne yapacaksınız?

Dış politika konuşulmaz mı? Tabii ki var. Yine dış politikadaki üstün başarılar sıralandıktan sonra soru şu şekilde geliyor;

Ukrayna’da çatışma ihtimali hala devam ediyor maalesef. Türkiye, krizin her iki tarafıyla da iyi ilişkilere sahip bir ülke. Sizin, adı arabuluculuk olmasa da bu krizin çözümü konusunda taraflarla görüşmeniz söz konusu mu? Eğer korkulan olur da Rusya’nın Ukrayna’yı işgali söz konusu olursa bir NATO üyesi ülke olarak Türkiye’nin tavrı ne olur?

Bunun adına Türkiye’de ne yazık ki gazetecilik diyorlar.

İliştirilmiş, güdümlü hale getirilmiş bu medya ile de algı yönetimi yapılıyor halkın beyni yıkanmaya çalışılıyor.

Göremedikleri şu: Halk giderek uyanıyor.

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Anayasa mı değişti de bu tekkeler tarikatlar pıtrak gibi ortaya çıktı?

Erdem Akyüz, zaman zaman bu köşeye de konuk olan hukukçulardan biri.

Hukukun Egemenliği Derneği Onursal Genel Başkanı olan Erdem Akyüz son zamanlarda ortaya çıkan tekke, tarikat, cemaat söylemlerine atıfta bulunarak bir açıklama yapmış.

Bu açıklamayı sizlere de sunmak istedim.

Son yıllarda, çok sayıda “tarikat, tekke” ve benzeri; okul, kurs gibi eğitim yerleri ve bu eğitimi alanlar için yurt, lojman gibi yerler açılmıştır. Bu yerlerde; hacı, hoca, şeyh, derviş, mürit isimlerini kullanan kişiler tarafından, din dışı ağır eğitimler verilmektedir. Yaşamı tehlikeye sokan, hukuka ve ahlaka aykırı birçok olaylar yaşanmaktadır.

Oysa Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “İnkılap Kanunlarının Korunması” başlığı altındaki 174’üncü Maddesi’nde, bu konulara ilişkin düzenlemeler ve yasaklar vardır. Tekke ve Zaviyelerle, Türbelerin Kapatılmasına ve Bir Takım Unvanların Yasaklanmasına ve Kullanılmamasına Dair Kanun, bunlar arasındadır. Bu kanunların her birinde, kanuna aykırı davranılması halinde ağır yaptırımlar, hapis, para ve kapatma cezaları öngörülmüştür. Bu uygulamalar Anayasaya aykırı olup ve aksi yoldaki davranış ve uygulamalar ile Anayasa’nın ihlali suçunun işlenmektedir.

YENİ ÖĞRENDİM

Kuran’da Hz. Adem’den bakın nasıl söz ediliyor

Dini bilmek, Kuran’ı okumuş olmak; bu konularda her şeyi bilmek anlamına gelmiyor elbette.

Kuran’ı okumuş olsanız bile bütün ayetleri hatırlamak da mümkün değil.

Böyle durumlarda özel konularda bir bilenin bilgisine baş vurmak gerekir.

Sezen Aksu’nun beş yıl önceki bir şarkısında geçen “Cahil Adem’le Havva” sözleri üzerine kıyameti koparanlar var.

Peki ilk insanlar olan Adem ve Havva için cahil demek İslam dinine bir saldırı mı?

Konuyu en bilen insanlardan biri olan İlahiyatçı Cemil Kılıç bakın ne diyor;

“Sezen Aksu’yu protesto ettiklerini sanıyorlar ama haşa Allah’ı protesto ettiklerinin farkında değiller. Zira Allah; Kuran’da Hz. Adem için asi diyor, zalim diyor, yoldan saptı diyor ve cahil diyor. Bu dinbazların Kur’an’dan haberi yok.”

Tabii yine de merak edip Kuran’da Hz Adem’in adının geçtiği ayetlere baktım.

Elbette “Adem cahil” şeklinde bir ayet yok ama kendisine verilen emre uymayarak asilik yaptığı bu cehaleti yüzünden de cennetten kovulduğu anlatılıyor.

Yani demem o ki “Cemil Kılıç, nereden uyduruyor böyle ayetleri” demeye kalkmasın kimse.

Ayrıca sonuçta hepimizin ezbere bildiği konu aslında.

KOMİK

Bu arada Ajda Pekkan’da her an tehlikede. Onun “Aşk eski bir yalan, Adem’le Havva’dan kalan” parçası vardı

ŞAŞIRDIM

Kargoların biri gidiyor, biri geliyor ama dolar düşmüyor

Saray medyasının internet sitelerinde dün çok büyük bir ekonomik başarı haberi vardı.

Bu haber muhtemelen bugün aynı medyanın basılı gazetelerinde de manşetleri süsleyecektir.

Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında iki swap anlaşması imzalanmış.

Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamada anlaşmanın büyüklüğünün 18 milyar BAE dirhemi ile 64 milyar Türk Lirası olduğu duyurulmuş.

Açıklamaya göre “iki ülke arasındaki finansal iş birliğinin güçlendirilmesi” amaçlanıyormuş ve imzalanan anlaşma 3 yıl geçerli olacakmış.

Özellikle YouTube sohbetlerimi izleyenler bilirler, bir süredir Körfez’den gelen kargolardan söz ediyorum.

En önemli kargo 20 Aralık 2021 akşamı gelmişti.

Sonra bu kargo bazı bankalara dağıtılmıştı, daha doğrusu kargodan çıkan ürünleri 12 liradan satın almıştı bu bankalar

Sonra bir de bakmıştık ki dolar 18 lira iken 12 lira olmuş.

“Erdoğan’ın müthiş dehası” diye sunulmuştu bu olay.

Dış güçlerin oynadığı oyuna “şırrak” diye tokadı basmıştı.

Doların her gün rekorlar kırmasını dilden dudağa getirmeyen saray medyası da sevinç içindeydi ve hatta sokaklarda davul zurnalar çalıp halay bile çektirmişlerdi.

Hesapta dolar daha da düşecekti.

Ama olmadı.

O geceden sonra iki kez daha kargo geldi ama nafile.

Anladılar ki doları daha fazla düşüremiyorlar hiç olmazsa 12-13 lira bandında tutmayı denediler.

Bu şimdilik iyi gidiyor. Dünyanın dövizini bozduruyorlar ama dolar düşmüyor.

Tesellileri, “Ama yükselmiyor da” şeklinde.

Taşıma suyla bakalım bu değirmen daha ne kadar dönecek?

ÜZÜLDÜM

Yeni tanıdım, çok çabuk kaybettim

Herhalde biliyorsunuz 11 Ekim’den bu yana yeniden yayın hayatına atılan Flash TV’de ana haberleri sunuyorum.

Tele1’den ayrıldıktan sonra yaz tatilinin sonuna doğru Hakan Aygün “Flash TV’yi yeniden ayağa kaldırıyoruz, Ömer Abi (Göktuğ) çok heyecanlı, seni de istiyor” dediğinde şaşırmıştım.

Ömer Göktuğ ile bundan 20 yıl önce, yine Flash TV’de 15 dakikalık bir görüşmemiz olmuştu.

Ömer Göktuğ

İkinci görüşmemiz Eylül’de oldu.

Güleryüzlü, canayakın, samimi, esprili ve kararlı bir izlenim bırakmıştı.

Sanki uzun yıllara dayanan dostluğumuz varmışçasına hemen yakınlık göstermişti.

Ana Haberler’i sunmamı teklif ettiğinde, “Tele 1’den ayrılırken başka haber kanalına gitmeyeceğimi söylemiştim” deyince “Biz haber kanalı değiliz ki, ayrıca Tele1’in rakibi de değiliz, sen oradan ayrılırken Tele1’e rakip olacak bir yerde çalışmayacağını söylemiştin” demişti.

Ne kadar dikkatli izlediğini belirtmek için bu ayrıntıyı verdiğini söylemişti muzipçe gülerek.

Yayına başladıktan sonra sadece iki kere görüşebildik.

Üç gün önce, “Patron rahatsızlandı” dedi Haber Müdürümüz Mehmet Güler; “Hastanede şu anda” diye ekledi.

Görüşmenin mümkün olup olmadığını sorduğumda, “Şimdilik ziyaret edilemiyormuş” cevabını vermişti.

Dün sabah ise ölüm haberi geldi.

Kısa süre önce tanıdım ama ne yazık ki çok çabuk kaybettim.

Hayat acımasız işte.

İyi bir şeyler yapmaya çalışanlara karşı galiba daha da acımasız.

https://twitter.com/can_atakli_