AKP'li siyasilerin 24 saat Eyyy Batı, ABD, İsrail diye bu ülkelere etmedikleri laf kalmıyor.
Hatta halkımızın bir kısmını da, şer odakları diye hakaret ettikleri bu yerlerle ortaklık yapmakla suçluyorlar.
Ekran önünde bu kadar bağıran, hakaret eden AKP'nin yaptıkları nedir?
Söyledikleri ile uyumlu mu?
Hiç düşündünüz mü, soruşturdunuz mu?
Yaptıklarına küçük bir iki örnek verelim sadece
a) Yerli tohumu yasaklayarak İsrail'in daha fazla kazanmasını sağlayan AKP'dir.
Yerli tohum yasaklanmadı diyen olursa baksın resmi gazeteye, öyle bir tohum tarifi yapılmış ki adını koymadan yerli tohum yasaklanmış. Yapılan tarifle genetiği oynanmış tohum dışında başka bir tohumun yazılan şartlara uyması mümkün değil. Bu da bir algı oyunu, biz yerli tohumu yasaklamadık ki demek için yapılmış bir oyun.
b-) Nişasta bazlı şeker (NBŞ) ithal kotasını dünyada hiç bir ülkenin arttırmadığı yüksek oranda arttırıp, ABD'nin Cargill şirketinin daha çok kazanmasını sağlayan AKP'dir.
Türkiye şeker pancarı üretimi için dünyada en elverişli ülkelerden birisidir. Ülkemizin çok az kısmı haricinde, bütün bölgelerinde şeker pancarı üretilebilir. Coğrafyası pancar üretmeye uygun hangi ülke gerçek şeker kullanmak yerine, kimyasal tatlandırıcı kullanır sorarım size. Zaten 1950 sonrası değişen üretim politikasıyla yerli üretim azaltılıp, yabancı ülkeden ithal etmek anlayışı egemendi. Ülkemiz kendi üretebileceği ürünleri üretmeyip, yabancı ülkeden alması ne demektir? Sömürgeleşmektir. AKP ile de sürekli NBŞ kotası arttırılarak yerli pancar üreticisi yok edilmekte ve yabancı şirketlerin daha fazla kazanç elde etmesi sağlanmaktadır.
Bunlar söylemler gibi havada olan şeyler değil, rakamlarla ölçülebilir ve rahatlıkla araştıranlar tarafından görülebilir.
c-) AB anayasasını onaylayan, mülteci geri iade anlaşmasını onaylayan AKP'dir.
Ülkemiz bu imzalar yüzünden ağır yükün altına sokulmuştur. Ülkemizde tartışılmadan, görüşülmeden sadece kendilerince bütün ülkeyi bilmediğimiz yükümlülük altına sokuyorlar. Bütün dünyada asıl olan imzadır. AKP imzayı atıyor, sonra imza atan kendi değilmiş gibi enteresan bir söylem geliştiriyor. Bir gün önce gidiyor AB ile masada oturuyor hepimizin kaderini etkileyecek imzayı atıyor hemen ertesi gün eyyy AB diye başlıyor ekranlarda avazı çıktığı kadar bağırmaya. Halkımız atılan imzayı ve o imzadan doğan bedeli öderken AKP hala eyyy AB diye bağırmaya devam ediyor. Olan ülkemize ve halkımıza oluyor. Halkımız ise bu bağırmalardan mutlu oluyor ve ne güzel AB karşısında dik duran bir hükümetimiz var diyor. Ya geçekte olanlar, onu hiç düşündünüz mü? Siz söyleme bakıp mutlu oldunuz, ya cebinizden çıkanlar, ya ülkemizin kaybettikleri bunlar nedir diye düşündünüz mü? Bu kayıpların sorumlusu tabi ki imzayı atan AKP hükümetidir.
AKP'nin 24 saat bu ülkelere ekran önünde hakaret etmesi, gerçekte batı emperyalizmi ile beraber ülkemize verdiği zararı gizlemek içindir.
AKP de biliyor ki halkımız söylenene bakar, gerçekte yapılan nedir onu araştırmaz. Halkın duymak istediğini söylüyor, ABD, AB, İsrail'in istediğini yapıyor. Formül bu. Basın elinde, doğal olarak yandaş basın da AKP'nin söylediklerini büyük punto başlıkla veriyor ama yaptıklarını yazmıyor. Sonra halkımıza bu yapılanları söyleyince biz hiç duymadık, sen yalan söylüyorsun diyorlar.
Gerçek, bir gün herkesçe görüldüğünde umarım yaşayacak ülkemiz, yiyecek ekmeğimiz kalmış olur.
https://twitter.com/nasuhbektas
https://www.facebook.com/bektasnasuh