SÖYLENENLER, BEKLENTİLER, SORULAR…

SÖYLENENLER, BEKLENTİLER, SORULAR…

Minareye kılıf bulmada kimsenin eline su dökemeyeceği ustalar ve konunun rakipsiz uzmanları ne der, ne düşünür bilinmez ama! Bu kez bazı konular onları da zorladı gibi.

Örneğin son 6 yılda işsizlik nedeniyle yüzlerce kişinin hayatına son vermesi, işsizlik ve geçimden kaynaklanan intiharların 5 kat artması gibi…

Yine tünel bu belli mi olur diyenlerin sayısının hızla çoğalmaya başlaması, “bazen tünelin sonunda büyük ve parlak bir ışık belirir, bazen kapkara bir delik ortaya çıkar” diyenlerin yüksek sesle konuşur olması gibi…

CB’nın; “Benim valim, benim kaymakamım, benim bakanım, benim vekilim!” diye sahiplendiği zevatın, bu hitap şeklinin içini doldurmak zorunda olması gibi…

Şimdi yanıt alamayacağımı bile bile 1 soru da ben soruyorum!

Duyduğumuza göre bazı konularda hakkında ne laflar edilmiş, kendisi de ne laflar etmiş, komşularla sıfır sorundan, sırf soruna gelişin mimarlığını yapmış olanlar açık, net, anlaşılabilir olmasa da yeni parti kuruyorlarmış. Mesele şu; torpili olanın, arkası- dayısı olanın iş bulduğu, hak edenin işsiz kaldığı, şerefiye payelerinin ve şeref bonuslarının bol bulamaç dağıtıldığı, yaşamı ağırlaştırarak, insanları acıtarak, ağlatarak yönetenlerin prim yaptığı günümüzde bugüne dek sesi soluğu çıkmayanlar ne oldu da parti kurmaya kalktı?

Belediyelerin ağız uçuklatan harcamaları şaşırtmayı sürdürürken, harcama kalemleri içinde neler neler yokken, mesela; aile doktorlarına özel imar izinleri, oğulların vakfına imar izinleri ve yapı ruhsatları verilirken,  5 bin ağaç kesilirken, vakıf enflasyonu tavan yapmışken neredeydiler kendileri?

2002’den beri ülkeyi tek başına yönetenler; Yalın ve muteber bir siyasi dili unutmuşken,  demokrasiye, adalete, etik kurallara, halkın isteklerine kulağını kapamışken neredeydiler kendileri?

Geçenlerde açıklanan yargı reformu strateji belgesi için işin uzmanları;  “dağ bir fare doğurdu, hayal paketi, niyet beyanı” şeklinde açıklamalar yaparken, kendilerini derin strateji uzmanı olarak lanse edenler neredeydiler acaba?

Azerilerin deyimiyle “hörmetli prezidantlar!” sokağın ne çektiğiyle, kamusal alanda nelerin yaşandığıyla, işsizliğin geldiği boyutlarla, şiddet olaylarındaki yüzde 69’a varan artışla ilgilenmezken! Neredeydiler kendileri?

Kin ve nefretin büyüdüğünü görmemek, komplo, kumpas tuzak, yalan, nefret, çaldılar sözcüklerinin halkı nasıl da ayrıştırdığını anlamamak, duymamak ayrı bir meziyet olsa gerek! Ama yine de sormak gerek, daha önceleri neredeydiniz?

Ortalarda kimsenin inanmadığı rakamlar dolaşırken; tarım bitmişken, borçlanma ve ithalat artmışken, gıdada enflasyon yüzde 50’ye ulaşmışken, gözde ve marka kurumlar özellikle Katarlara satılmışken, YSK kafaları karıştırmışken ne bir ses ne bir soluk niye duyulmamış kendilerinden?

MEB gerçeklerden uzak Finlandiya kıvamında bir tasarı ortaya koyarken, kendilerinin Finlandiya görmüşlüğü var mıdır, yetkililerle konuyu masaya taşıyıp tartışmışlığı var mıdır sorusu sorulmazken, sisli puslu iklimlerde kendini biri sanan, bir şey sananlar, bir türlü uslanıp arlanmayanlar kalemlerini kılıç gibi sağa sola sallayarak herkesi bir başka görüp sallarken neredeydiler kendileri?

38 yıldır aralıksız yapılan New York’taki Türk Günü yürüyüşüne BM daimi temsilcisi ve New York başkonsolosu katılmazken, buna karşılık dünyanın pek çok yerinde sıcak, coşkulu, içten, hesaplı kitaplı değil vefa duygusuyla katılanların varlığıyla 19 Mayıs görkemli şekilde kutlanırken sesi soluğu çıkmayanlar neredeydiler acaba?

1.5 yaşındaki bebeğini Anıtkabir’e getiren babanın “dedesini ziyarete geldi” sözleri insanları hüngür hüngür ağlatırken, başkomutan, kurucu lider, devrimci devlet adamı gibi sıfatlarının yanına “dede” sıfatının da koyulduğu bir büyük insan için ağzından tek sözcük çıkmayanlar neredeydiler acep?

Dillerinden düşmeyen stratejik derinlik, huzur iklimi, yön kaybının önüne geçmek gibi kavramların içini dolduramayanlar, şimdi de hiza verme amacı güden birkaç sıradan açıklamayla mı yetinecekler? Bekleyip göreceğiz. Ha bu arada CB yeni parti kuracak olan eski yol ve dava arkadaşları için; “boş bir çuval gibi devrilecekler” demiş, duydular mı kendileri?