TAYYİP BEY MERAK ETMEYİN BİZ BU FOTOĞRAFI İSTİSMAR ETMEYİZ

BUNU YAZMAK GEREK

Tayyip Bey merak etmeyin biz bu fotoğrafı istismar etmeyiz

Yıllar önce, Ecevit’in başbakan olduğu sırada Amerika ziyaretinde çekilen fotoğrafını kimse unutmamıştır değil mi?

O dönem Amerikan Başkanı olan Bill Clinton, Oval Ofis’te Türkiye Başbakanı Bülent Ecevit’i koltuğunun ucuna oturarak karşılamıştı.

O sırada sağlığı pek iyi olmayan ve yürümekte de biraz zorluk çeken Ecevit’in görüntüsü fotoğrafa yansıyınca ortaya hoş olmayan bir tablo çıkmıştı.

Ecevit, Amerika Başkanı önünde ceketi ilikli, başı ve gövdesi hafif öne eğik, mahcup ve biraz da korkulu biçimde duruyordu sanki.

Oysa bu otomatik kamera ile çekilmiş bir rulo filmden özellikle seçilmiş bir kareydi.

O günlerde de bu, Ecevit’e yönelik eleştiri konusu yapılmıştı ama fotoğrafı dehşet biçimde istismar ederek asıl kaymağını yiyen Erdoğan olmuştu.

Çünkü Erdoğan, hiçbir ahlaki ve vicdani kuralı gözetmeden Ecevit’in bu fotoğrafı üzerinden çirkin bir siyaset yapılmasına izin vermişti.

İktidar medyası bu fotoğrafı ısrarla gündeme getirerek, “Artık eskiden olduğu gibi dış güçlerin karşısında ceket ilikleyip eğilen bir Türkiye yok” teranesini yıllarca kullandı.

Hiç utanmadılar, bu fotoğrafın bir göz yanılsaması olduğunu hiç söylemediler bile.

Ama güzel bir sözümüz vardır, “Allah’ın sopası yok” diye.

Tam 20 yıl Ecevit’i karalayarak bu fotoğrafı istismar eden saray medyası, NATO Zirvesi’nde çekilen bir fotoğrafla neye uğradığını şaşırdı.

Fotoğrafta Amerikan Başkanı ayakta duruyor, önünde diz çökmüş olan Erdoğan da elini öpüyordu.

Tabii yok böyle bir şey.

Biden oturmakta olan Erdoğan’ı görünce yanına doğru gidiyor. Erdoğan ayağa kalkarken, Biden’a “pandemi gereği el sıkmak yerine yumruğunu uzatıyor” ancak tam bu sırada çekilen fotoğraf, Erdoğan’ı “uygunsuz” gösteriyor.

Şimdi diyorum ki; “Tayyip Bey şimdi bu fotoğrafın bir istismar malzemesi yapılmasını istemezsiniz değil mi? Ama hiç endişe etmeyin, siz hiç beğenmeseniz de namuslu, ahlaklı, ilkeli gazeteciler buna asla yeltenmezler. Nitekim dün hiçbir muhalif gazete bu fotoğrafı kullanmadı. Ama sizin medyanız bir fotoğrafın nasıl çekildiğini bile bile tam 20 yıl Ecevit karalaması yaptı. Umarım adınıza yapılan bu çirkinlikten dolayı pişman olmuşsunuzdur siz de.”

CANIMI SIKAN ŞEYLER

Bütün bu haberler aynı gün hatta aynı saatlerde yayınlandı

Sedat Peker çok büyük iş yaptı ve yapmaya devam ediyor.

Pis işlerin en yakın tanıklarından biri sıfatıyla bildiklerini anlatıyor.

Bir anlamda lağımı patlattı.

İktidar ve medyası ne kadar kulağının üzerine yatarsa yatsın, halkın büyük bölümü artık bazı gerçekleri biliyor.

Bugüne kadar bilmiyor muydu?

Bir kısmını biliyordu, bir kısmını yeni öğreniyor.

Ama son günlerde yaşadığımız olaylardaki yeni taraf şu: Bütün bunlar bilinse bile yüksek sesle konuşulamıyordu, halkta “nasıl olsa bir sonuç alınamayacak” bezginliği vardı, şimdi ise durum farklı, milyonlarca insan bu lağım patlamasının ardından birçok şeyin değişeceğine inanıyor artık.

Bugün sizlere alt alta sıraladığım 4-5 haber sunacağım.

Bu haberlerin hepsini dün saat 11.00-12.00 arasında internet sitelerinden seçtim.

Medeni ülkelerde bu tür haberlerden sadece biri yılda bir kere yaşanır ya da yaşanmaz bile.

Oysa Türkiye’de bir saat içinde, gelişmiş bir ülkede hükümetleri dümdüz edecek bu tür sayısız habere tanık olursunuz.

Başlayalım o halde;

Bir sürü gazeteci ile ilgili bir sürü şey anlattı

Habertürk yazarı Sevilay Yılman, yurt dışına kaçan Sezgin Baran Korkmaz’la bir telefon görüşmesi yaptı.

Yılman, bu konuşmasını dile getirdiği köşe yazısında “Bir sürü gazeteci ile ilgili bir sürü şey anlattı ve sonunda da; ‘Veyis Ateş beni alenen tehdit etti ablacığım ve bunun da kaydı var’ dedi. Korkunçtu anlattıkları ve duymuştum da zaten ama sonuçta bunlar bir söylentiydi… İnanmam için bizzat duymam ya da şahit olmam gerekiyordu” dedi.

Sezgin Baran Korkmaz

Yılman, Korkmaz’dan kaydı istediğini belirterek şöyle devam etti; “Sezgin Baran Korkmaz’a, ‘Dinlemek istiyorum o kaydı. Yollar mısın bana?’ dedim. ‘Yollayamam ama yakında yayınlayacağım zaten. Yazmayacağına söz verirsen sadece o kısmını sana dinletirim’ dedi. ‘Off the record’ kaydıyla bir başka telefondan dinletti. Şoka girdim.”

Özışıklar’ın da içinde olduğu çete, belediye başkanına saldırdı

Aydın’ın Didim ilçesinin CHP’li Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay, önceki gece bir grubun beyzbol sopalı saldırısına uğradı.

Bir arkadaşıyla yemek yediği lokantada uğradığı saldırıyı anlatan Atabay, “Didim’de bir otel var. Binaya ruhsat vermeyeceğimizi söyledik. Onlar da mahkemeye giderek yürütmeyi durdurmaya çalıştı. Ama mahkeme, binanın otel olmayacağına karar verdi. Biz oteli mühürledik. Akşam da saldırıya uğradık” dedi.

Atabay; bir çetenin Didim’de usulsüz işler yaptığını, bu çetenin içinde Peker’le Soylu’nun arasını yapmaya çalışan Özışık kardeşlerin de olduğunu söyleyerek, “Basın güçlerini kullanarak yandaş kanallarla bizi hedef alıyorlardı. Biz çetelere izin vermeyeceğiz” diye konuştu.

Alaattin Çakıcı yurt dışına çıktı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Dava arkadaşım” dediği organize suç örgütü liderlerinden biri olarak bilinen Alaattin Çakıcı ile ilgili dikkat çeken bir kulis bilgisi ortaya çıktı.

Alaattin Çakıcı

Peker’in iddiaları karşısında bir süredir “sessiz” kaldığı görülen Çakıcı’nın, “piyasadan çekilmesi” yönünde aldığı mesaj sonrası, durum normalleşene kadar yurt dışına çıktığı iddia edildi.

Çakıcı’nın Kıbrıs’ta yaşama kararı aldığı ve satın aldığı bir oteli yöneteceği ileri sürüldü.

Binali Yıldırım’ın şirketinin değeri 26 milyar dolara çıktı

Hollanda basınında birkaç yıl önce eski başbakanlardan Binali Yıldırım’ın 150 milyon dolar değerinde bir şirketinin olduğu duyurulmuştu. Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili Hüsnü Bozkurt, kendisine ait sosyal medya hesabından şirketin değerini 26 milyar dolara çıktığını iddia etti.

Binali Yıldırım

Hüsnü Bozkurt yaptığı açıklamada, “Hollanda basını Binali Yıldırım’ın sadece oradaki servetinin 26 milyar dolar (221 milyar TL) olduğunu yazdı. Eski Başbakan; Koçları, Sabancıları çoktan geçmiş, dünya sıralamasında yani. Ne Yıldırım’dan bir açıklama var ne saraydan ne AKP’den! Yer yerinden de oynamadı memlekette” ifadelerini kullandı.

Peker’den Soylu’ya yeni suçlama: “Kuzu’ya da çökmüşsün”

Sedat Peker, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya ilişkin bir iddiada daha bulundu. Peker, Kuzu Holding’in inşaat projesine yönelik Soylu hakkında “Kuzu Holding’in inşaat projesini de çok seviyorsunuz herhalde, yumulmuşsunuz buna” dedi.

Süleyman Soylu’nun yer aldığı fotoğrafları da paylaşan Peker, Soylu’nun oğlunun Ataköy’de Kuzu Grubu’nun yasalara aykırı biçimde sahile kondurdukları Sea Pearl isimli sitedeki 25 milyon liralık bir dairede keyif sürdüğünü de ileri sürdü.

Süleyman Soylu

Peker, ayrıca Veyis Ateş’e koruma polisinin yanı sıra bir Mercedes makam aracının da verildiği yolunda bir iddiada da bulundu.

İBB, Kanal İstanbul’a mühür vurunca jandarma bölgeye asker gönderdi

AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın “26 Haziran’da temelini atacağız” dediği Kanal İstanbul şantiyesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından durduruldu.

Geçtiğimiz hafta yüklenici firma tarafından İSKİ arazisi kullanılarak kurulan şantiye, İBB zabıta ekiplerince pazar günü sabah 05:00’de operasyonla boşaltıldı.

Bunun üzerine bu sabah bölgeye jandarma birlikleri sevk edildi. Asker gözleminde, Sazlıdere üzerine yeni yapılan dökümle şantiye alanı tekrar kurulmaya başlandı.

https://twitter.com/can_atakli_