TÜRKİYE ÖĞRETMENİ İÇİN TEK YÜREK
Öğretmenler, İstanbul-Eyüpsultan’da bir lise öğrencisinin okul müdürü İbrahim Oktugan’ı öldürmesini protesto etmek için iş bıraktı. Şiddete karşı çıkmak için 8-9 Mayıs’ta siyah giyerek ve kokart takarak derslerine devam eden eğitimciler, 10 Mayıs’ta sokaklarda sesini duyurmaya çalıştı. Öğretmenler iş bırakarak İstanbul, Ankara, İzmir, Artvin, Malatya, Ardahan, Trabzon, Bilecik, Eskişehir, Muğla gibi pek çok ilde basın açıklamaları düzenledi.
İstanbul’da öğretmen cinayeti: Eğitimciler okullarda şiddete karşı eylemde
İstanbul’da öğretmenler Beyazıt Meydanı ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde buluştu. Ankara’da ise Milli Eğitim Bakanlığı’ndan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) yürüyerek şiddeti protesto etti. Diyarbakır’da öğretmenler Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde çağrıda bulundu. Eskişehir’de şiddete karşı bir araya gelen eğitimciler ise “İbrahim hocamızı hayattan koparan ne basit bir öfke krizi, ne de failin uyruğu ile ilgilidir” dedi.
Öğretmenler, İstanbul-Eyüpsultan’da bir lise öğrencisinin okul müdürü İbrahim Oktugan’ı öldürmesini protesto etmek için iş bıraktı. Türkiye’nin pek çok ilinde seslerini duyurmaya çalışan eğitimcilerin ortak çağrısında, eğitimde şiddete karşı önlem alınması istendi.
Öğretmenler, İstanbul-Eyüpsultan’da bir lise öğrencisinin okul müdürü İbrahim Oktugan’ı öldürmesini protesto etmek için iş bıraktı. Şiddete karşı çıkmak için 8-9 Mayıs’ta siyah giyerek ve kokart takarak derslerine devam eden eğitimciler, 10 Mayıs’ta sokaklarda sesini duyurmaya çalıştı. Öğretmenler iş bırakarak İstanbul, Ankara, İzmir, Artvin, Malatya, Ardahan, Trabzon, Bilecik, Eskişehir, Muğla gibi pek çok ilde basın açıklamaları düzenledi.
İstanbul’da öğretmen cinayeti: Eğitimciler okullarda şiddete karşı eylemde
İstanbul’da öğretmenler Beyazıt Meydanı ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde buluştu. Ankara’da ise Milli Eğitim Bakanlığı’ndan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) yürüyerek şiddeti protesto etti. Diyarbakır’da öğretmenler Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde çağrıda bulundu. Eskişehir’de şiddete karşı bir araya gelen eğitimciler ise “İbrahim hocamızı hayattan koparan ne basit bir öfke krizi, ne de failin uyruğu ile ilgilidir” dedi.
Ankara’da MEB önünde “Yusuf Tekin istifa” sloganları
Ankara’da Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim İş), Anadolu Eğitim Sendikası, Genç Eğitim Sendikası, Hürriyetçi Eğitim Sendikası ve Tüm Eğitim Çalışanları Sendikası’nın genel başkanları eğitimcilere yönelik şiddeti durduracak bir yasal düzenleme talebi ve öğretmenlerin maruz kaldığı şiddeti protesto etmek için Milli Eğitim Bakanlığı önünden Meclis’e yürüyüş düzenledi.
Eğitimciler, “Yusuf Tekin istifa”, “Susma haykır şiddete hayır” ,”Yaşasın öğretmen dayanışması”, “ Öğretmene kalkan eller kırılsın”, “Kader değil bu bir cinayet” sloganları eşliğinde TBMM Çankaya Kapısı’na yürüdü. Şiddeti protesto etmek için siyah giyinen eğitimciler, yakalarına “şiddete hayır” yazılı kokart taktı, ellerinde “Can güvenliğimiz için yasa istiyoruz” , “Eğitimde şiddete dur de” , “Yaşam hakkı için birleşiyoruz” yazılı dövizler taşıdı.
“Öğretmenlere ‘bir miktar’ diye hitap edenlere az miktar adalet kalmamış olanlara dersi öğretmenler verecek”
Meclis Parkı’nda bir araya gelen eğitimcilerin ortak basın açıklamasını Eğitim İş Genel Başkanı Kadem Özbay okudu. Özbay, Türkiye’nin geçmişte öğretmen bakanları olduğunu anımsatarak “Onlara hasret kaldık. Öğretmenler sadece sınıflarda değil, şimdi alanda ders veriyor. Öğretmenlere ‘bir miktar’ diye hitap edenlere bugün içerisinde az miktar adalet, eser miktar hak kalmamış olanlara dersi biz öğretmenler verecek” diye konuştu.
“Okulda şiddeti önlemek için daha kaç eğitim emekçisinin can vermesi gerekiyor?”
İstanbul’da da Eğitim İş İstanbul Şubeleri ve Hürriyetçi Eğitim Sen, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde ortak basın açıklaması yaptı. Gruplar ilk olarak, öldürülen okul müdürü İbrahim Oktugan başta olmak üzere şimdiye dek görev sırasında uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybeden tüm öğretmenler için saygı duruşunda bulundu. İstiklal Marşı’nı okuyan öğretmenler, Milli Eğitim Müdürlüğü’nün kapısına siyah çelenk bıraktı. Meslektaşlarının öldürülmesini protesto eden eğitim emekçileri, eğitimde şiddete karşı önlem alınmasını istedi.
Öğretmenler şiddetin, cinayetin tek bir faili olmadığını çok iyi bildiklerine dikkat çekti:
“Cinayetin arkasındaki zihniyet, bizleri ötekileştiren, her fırsatta tehdit ederek hedef haline getiren, mesleğimizin itibarını ayaklar altına alanlardır. Ahlak bekçiliğine soyunan Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun, toplumsal şiddeti başlıca gündemi haline getirip, mafya ve suç temalı TV yapımlarını daha sık denetlemesi sağlanmalıdır. Okulda şiddeti önlemek için daha kaç eğitim emekçisinin can vermesi gerekiyor?”
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Beyazıt Meydanı’nda açıklama yaptı
İbrahim Oktugan’ın öldürüldüğü okulun önünde 9 Mayıs’ta açıklama yapan Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası da 10 Mayıs’ta çok sayıda ilde eylem yaptı. İstanbul’da Beyazıt Meydanı’nda açıklama yapan öğretmenler can güvenliklerinin sağlanmasını istedi. Özel okullarda iş bırakma eylemine katılamayan bazı öğretmenler ise yöneticilerin “Cinayete biz de üzüldük ama veliler niye ders yok diye tepki gösterir” dediğini aktararak bu tutumdan yakındı.
“İktidarın ve MEB’in plansızlığı nedeniyle okullarımız güvenlik açısından ciddi risk altındadır”
İzmir’de eğitim sendikaları bir araya gelerek iş bıraktı. Konak Pier önünde toplanan Eğitim İş, Eğitim Bir-Sen, Hürriyetçi Eğitim-Sen ve Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası ve Konak Metro önünde buluşan Eğitim Sen’li öğretmenler, Veli-Der üyeleri ve DİSK Genel İş Bayraklı Bel- Sen öğretmenleri yürüyerek eski Sümerbank önünde bir araya geldi.
Tüm öğretmenler adına ortak basın açıklamasını okuyan Özel Öğretmenler Sendikası İzmir Şubesi’nden Rabia Atbaş, “Okulda şiddeti önlemek için daha kaç eğitim emekçisinin can vermesi gerekiyor? İktidarın ve MEB’in plansızlığı nedeniyle okullarımız güvenlik açısından ciddi risk altındadır. Okullarımızdaki güvenlik açığının faturasını canımızla mı ödeyeceğiz? Her suç gibi bu suçun da azmettiricileri olduğunu biliyor ve onları çok iyi tanıyoruz” diye konuştu.
“İbrahim hocamızı hayattan koparan ne basit bir öfke krizi, ne de failin uyruğu ile ilgilidir”
Eğitim sendikaları Eskişehir’de Ulus Anıtı önünde toplandı. Burada yapılan basın açıklamasın ardından binlerce eğitim emekçisi sloganlarla Adalar Porsuk Mevkii’ne yürüdü. Eğitim sendikaları adına açıklama yapan Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası İl Temsilcisi Yücel Karasu, şunları söyledi:
“Önceki gün ömrünün büyük bölümünü eğitime ve öğrencilerine adamış olan bir meslektaşımızı, İbrahim hocamızı hayattan ve öğrencilerinden koparan ne basit bir öfke krizi ne failin öğrenci oluşu ne de failin uyruğu ile ilgilidir. Bugüne kadar eğitimden sorumlu olanların yaptıkları açıklamalarda eğitimde yaşanan olumsuzlukların sorumlusu olarak öğretmenleri göstermesi, CİMER uygulamasının bizlere karşı bir sopaya dönüştürülmesi, MEB’in eğitimde yaşanan sorunlara çözüm üretmek yerine öğretmenleri ve idarecileri veli/öğrenci karşısında tek muhatap olarak bırakması, bugün yaşananlara zemin oluşturmuştur.”
“Gereken önlemler zamanında alınmış olsaydı belki de bugün başka şeyler konuşurduk”
Diyarbakır’da iş bırakan öğretmenler, şiddete karşı yasal düzenlenmenin yapılması için Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde buluştu. Basın açıklaması yapan Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) Şube Başkanı Ramazan Tekdemir, okullarda gereken önlemlerin alınmamasından dolayı şiddet olaylarının yaşandığını vurguladı.
Eğitim alanında yaşanan şiddetin bireysel değil, toplumsal bir sorun haline geldiğini söyleyen Tekdemir, şunları söyledi:
“Kanayan bir yara hâline gelen şiddet olaylarına dikkat çekiyor, tedbir alınması için yetkililere çağrıda bulunuyoruz. Bu çağrımızı yıllardır yapıyoruz. Sesimize kulak verilseydi, gereken önlemler zamanında alınmış olsaydı belki de bugün başka şeyler konuşurduk ancak ne yazık ki birçok konuda olduğu gibi bu konuda da geç kalınmıştır. Eğitim çalışanlarına yönelik artan şiddet olaylarını önleyecek, caydırıcı olacak, failleri cezalandıracak ve mağdur eğitim çalışanlarına hukuki koruma sağlayacak bir yasal düzenlemenin yapılmasının sağlanması için bugün (10 Mayıs) iş bırakma eylemi gerçekleştiriyor, ülke genelinde basın açıklamaları yapıyoruz. İş bırakma eylemiyle eş zamanlı olarak, bir hafta sürecek dilekçe kampanyamızı da başlatmış bulunuyoruz.”