Kadın olmak, anne olmak, çalışan kadın olmak ve yaşam mücadelesi içinde ayakta durmak gerçekten çok zor ve çok mücadele gerektiriyor…
Bir yandan da her gün izlediğimiz şiddet, her gün kadına zulmü anlatan haberleri izlemek insanı çileden çıkarıyor, içimizi karartıyor, güzel düşlerimizi yok ediyor. Daha da önemlisi umutlarımız söndürülüyor. Aydınlığı düşlerken karanlığa gömülüyoruz yavaş ve derinden…
Sonra dostlarımdan gelen destek mesajları, tanımadığım bir babanın yolumu keserek “Kızlarıma meslek edindirmek istiyorum, yardım edin” demesi umut oluyor karanlık kaplayan yüreğime…
Bir yanda kötü gidişat, bir yanda umut saçan yaklaşımlar…
Tüm bu karmaşanın içinde debelenirken günlerdir basında yer alan ve insanlık onurunu yerle bir eden bir haber, kadının önemini ve değerini bir kez daha sorgulamamız gerektiğini tüm çıplaklığı ile ortaya koyuyor…
İftira ile bir kadını yaralamak, iffet ve namus hedeflenerek o kadını yok etmeye çalışmak tüm kadınlara yapılan bir komplodur bana göre…
O haberi dinlerken tüm kadınlar için kaygı duydum. Kendimi, annemi, arkadaşlarımı, kapı komşumu, kısaca tüm kadınları gördüm. Erkek egemen toplumda kadının yer bulması ne yazık ki iki dudak arasından ibaretmiş bunu bir kez daha anlamış oldum.
Kısacası Sayın Meral Akşener’i yaralamak, yıkmak, itibarını yok etmeye ve siyasi hayatını bitirmeye yönelik atılan iftira kadına yönelik şiddetin en sarsıcı, en yıkıcı ve öldürücü örneği oldu Türkiye gerçeğinde…
Oysaki Meral Akşener’i bir gazeteci olarak yıllardır takip etmişimdir. Sayısız haber yapmışımdır. Çok samimi görüşmesek de yıllardır tanırız kendisini. Dik duruşu, bir erkekten daha erkek yüreği, anneliği, ev kadınlığı ve iyi bir eş olmasıyla rol model olmuştur birçok kadına…
Siyasi düşüncesi her ne olursa olsun, benimseyin ya da benimsemeyin, fikirlerini, düşüncesini sevin ya da sevmeyin ortada bir gerçek var;
Oda Meral Akşener’in bir kadın ve bir anne olmasıdır. Nasıl böyle bir alçakça komplo kurulabilir ki?
Latif Erdoğan bir anne için nasıl “Bir kadın için hiç de yakışmayacak kasetleri var” iddiasını ulu orta, hem de milyonların izlediği bir televizyon kanalı aracılığı ile ortaya atar ve iftira eder?
Hiç utanmadı mı acaba? Bu iftirayı atarken kendi annesinin, kız kardeşinin, eşinin, varsa kız çocuğunun yüzüne nasıl bakabildi?
Bunu anlayamıyorum, aklımda almıyor.
Hz Muhammed Efendimizin iftira ve karalamayla ilgili hadislerini hatırlatmak istiyorum iftira sahiplerine:
“Kim 'karalamak gayesi ile' bir Müslüman’a bir iftira ederse Allah o kimseyi bu söylediği sözler'in vebalinden 'tamamen temize' çıkıncaya kadar cehennem köprüsü 'sırat' üzerinde bekletir.” (Ebu Davud, Edeb, 36)
“Bir müminde her haslet bulunabilir. Ancak hıyanet ve yalan bulunamaz.” (İbni Ebi Şeybe) “Müslümanlara suizan, zulüm etmek, mallarını gasp etmek gibi ve haset, iftira ve yalan söylemek ve gıybet etmek gibi haramdır.” (Hadika)
Ben de bir kadın olarak Meral Akşener’e atılan iftira için hakkımı helal etmiyorum. İftira sahiplerinin bir an önce hukuk karşısında hak ettikleri cezayı almalarını istiyorum. Ancak bu şekilde tüm kadınların yürekleri rahatlar ve adalete olan inancı daha da güçlenir.
Karalama ve iftiranın olmadığı bir dünya temennisi ile…
https://twitter.com/huzunyucel
https://www.facebook.com/huzun.yucel