Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığı adaylığını açıkladı ve anında sokaklar afiş ve pankartlarla dolmaya başladı.
Dün sabah tüm Üsküdar AKP amblemli altında Belediye Başkanı Hamdi Türkmen'in imzasını taşıyan pankartlarla donanmıştı.
Ancak ilginçtir Erdoğan'dan Cumhurbaşkanı olarak değil Türkiye'nin Cumhurreisi olarak söz ediliyor.
Aynı yazıda gördüğünüz gibi Türkiye'nin ve reisi kelimeleri kalın ve siyah harflerle yazılmış.
Demek ki AKP'ye göre Cumhurbaşkanı değil başımıza reis seçiyoruz.
Bilmeyenler vardır belki Başbakan'ın AKP içindeki "kod adlarından" biri reis.
AKP'liler elbette Tayyip Erdoğan'ı destekleyeceklerdir. Buna karşı şimdi ortaya bir sorun çıkıyor.
Cumhurbaşkanı adaylarının kampanyalarına katılmak, maddi yardımda bulunmak kanunla düzenlenmiş durumda.
Bir belediyenin bir aday lehine sokakları pankartlarla, afişlerle donatması bu kanuna ne kadar uygun?
Bir belediye bir adayı desteklemek için hangi koşullarda bu masrafları yapmaktadır?
Ben şu ana kadar sadece Üsküdar Belediyesi'nin destek kampanyasına tanık oldum. Ama biliyoruz ki AKP'li bütün belediyeler bu konuda üstlerine düşeni yapacaklardır.
Kanun mu?
Başbakan'ın yargı kararlarına "vız gelir tırıs gider" dediği bir ülkede kim belediyelerin bu yasadışı girişimine engel olacak ki?
İKİNCİ TURDA YA ADAYLARDAN BİRİ ÖLÜRSE
İroni olarak yazdığım dünkü yazımda HDP'nin Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş'ın ikinci tura kalması halinde "Erdoğan gitsin de ne olursa olsun" diyenlerin ne yapacağını sormuştum.
Demirtaş'ın Kürt oylarıyla birlikte muhalefetin adayını beğenmeyenlerin ilk turda "tepki" olarak yönelebileceği bir isim olabileceğini ve düşük ihtimal de olsa ikinci tura kalabileceğini yazmıştım.
Ancak dün Cumhurbaşkanlığı seçimi kanununa göz atarken çok ilginç bir ayrıntı gördüm.
Yasada aynen şöyle bir ifade var; "İkinci oylamaya katılmaya hak kazanan adaylardan birinin ölümü veya seçilme yeterliğini kaybetmesi hâlinde, ikinci oylama, boşalan adaylığın birinci oylamadaki sıraya göre ikame edilmesi suretiyle yapılır. Bunların dışındaki sebeplerle boşalma olması hâlinde ikame yoluna gidilemez."
Seçimde büyük olasılıkla üç aday yarışacak. Erdoğan ve İhsanoğlu ikinci tura kalırsa ve bu süreçte biri hayatını veya seçilme yeterliliğini kaybederse, ikinci tura otomatikman üçüncü aday katılacak.
Neden alternatif adayların olmasının gerektiği bu madde ile bile ortaya çıkmıyor mu?
O PROFESÖRÜN UNVANI GERİ ALINDI
Bir hafta kadar önce 23 Haziran'da AKP'nin "çakma profesörlerini kurtarma" operasyonunu yazmıştım. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Mazlum Uyar'ın tezinde intihal yaptığını ancak YÖK çıkardığı "intihalde zaman aşaması süresi iki yıldır" kararı uyarınca hakkında işlem yapılmadığını anlatmıştım.
Ancak YÖK'ün yapmadığını Üniversitelerarası Kurul yaptı ve intihalci öğretim üyesinin unvanını geri aldı.
Üniversitelerarası Kurul Uyar hakkındaki kararını 27 Haziran'da Marmara Üniversitesi'ne bildirdi.
Son karar AKP'li "çakma profesörlerin" uykusunu kaçırdı.
Şimdi sırada AKP'nin çok önemli "intihalci" bir profesör milletvekilinin olduğunu öğrendim. Belgeleri geldiğinde onun ismini de açıklayacağım.
https://twitter.com/can_atakli_