TÜRKİYE’nin HALLERİ!

TÜRKİYE’nin HALLERİ!

Bugün sert bir yazı yazarak, canınızı biraz sıkacağım. Ayrıntılarla sizi yormadan, nokta atış yapacağım. Umut dağıtan sözcüklere de yer vermeyeceğim. Eğer bencilliğin buzlu sularında donup kalmayanlardan, paylaşmayı, dayanışmayı seçenlerden, yazıp, okuyup, duyduğumdan herkes haberdar olsun diyenlerdenseniz tümcenin sonunu siz getirir, biraz da üzülürsünüz artık…

Bir yanda Atatürk’ün mirası ve emaneti olan; “Vatan, meclis, ordu, cumhuriyet, laiklik, kadın hakları ve Türk kimliğine” açık, kapalı, hesaplı kitaplı saldırılar! Diğer yanda büyük Atatürk’ün Medeni Kanun çerçevesinde 100 yıl önce sağladığı; evlenme, boşanma, miras, seçme- seçilme kadın erkek eşitliğiyle Türk kadınına sağladığı haklar.

Bir yanda bu hakları alarak uygar Avrupa’nın yörüngesine oturan, kadın devrimiyle medeni âlemde kabul gören Türkiye! Diğer yanda son yıllarda kadın haklarını tırpanlayarak Türk kadınını Ortadoğu düzeyine, Arap-İslam âlemine indirgeyen bir görüş ve güç!

Bir yanda Dünya Ekonomik Forumu’nun bildiğimiz gerçekleri uluslararası verilerle açıklayan raporu! Diğer yanda “kadın-erkek eşitliği, cinsiyet eşitsizliği ve kadın istihdamında” tokat yemiş gibi olduğumuz karnemiz! Bir yanda 144 ülke arasında kendine ancak İran, Çad, Suriye, Yemen, Pakistan gibi en kötüler arasında yer bulabilen ve 131. sıraya yerleşen bir ülke! Diğer yanda kadınların eğitime ulaşımı, ekonomiye katkısı, yaşam uzunluğu ve siyasette temsil oranların esas alındığı raporda baş sıralara yerleşen İzlanda, Norveç, Finlandiya, Ruanda(dünyada en çok kadın milletvekiline sahip ülke) ve İsveç gibi ülkeler!

Bu sıralamayı duyunca bazıları bozulabilir, daha ne istiyorsunuz diye sorabilir! Ama bilmek ayrı yapabilmek ayrı şeydir malum! Yine bazı hemcinslerimiz biz halimizden memnunuz diyebilirler! Bizde cevaben doğru “insanın hayalleri olunca hayal kırıklıkları olur” deriz!

Bir yanda müftü nikâhından boşanmada arabuluculuk düzenlemelerine doğru hızlı bir gidiş! Diğer yanda AKP döneminde yüzde 1400 artan kadına yönelik şiddet! Bir yanda 2002- 2017 döneminde işlenen 14 binden fazla kadın cinayeti! Bir yanda mahkemelerde erkeğe tahrik indiriminin hukuksal bir norm haline gelmesi! Bir yanda son 10 yılda 483 bin kız çocuğunu zorla evlendirilmesi, diğer yanda yüzde 700 artış gösteren artan taciz ve istismar davaları.

Bir yanda kaldırımda yürüyen kadına saldıran önce 5 ay mahkûmiyet cezası verilen, sonrada “sinirliydim” sözü üstüne bu cezası 5 yıl süreyle ertelenen kişinin; “Kaldırım dardı, kadın zayıftı, o nedenle yere düştü, zaten bende o gün sinirliydim” şeklindeki sözleri! Dehşete ve kâbusa bakar mısınız?

Bir yanda Ekim ayında öldürülen 40 kadın! Diğer yanda şişirilen yalanlara, küçültülen gerçeklere, kenara atılan bakışlara ve konulara rağmen dönen bir dünya! Özetin özeti şu ki; biz dünya dönüyor diyoruz eskiler gün gelir devran döner derlerdi…