TÜRKİYE’yi ANLAMA KILAVUZU!..
İPSOS isimli Fransız Araştırma Şirketi’nin Türkiye ofisi 2015 yılının Kasım-Aralık aylarında, bu ülke insanını çok yakından ilgilendirmesi gereken bir araştırma yaptı...
Türkiye’nin 34 ilinde, 13 bin 800 kişiyle yüz yüze görüşülerek yapılan bu yılın başlarında da yayınlanan bu araştırma, yoğun gündemin, terör olaylarının, yüzlerce insanın ölümüne yol açan bombalı saldırıların ve her gün yüreğimizi yakan şehit cenazelerinin arasında kaynadı gitti...
Halbuki çok önemliydi... Türk insanının hangi karanlığın pençesine hapsolduğunu, milli eğitimin ortadan kaldırılması ve kuran kurslarının 3-5 yaşındaki çocuklara kadar yayılmasının hangi sonuçlara yol açtığını ve açacağını göstermesi açısından yaşamsal öneme sahipti. Gerici kafanın yıllar içine yaydığı “mühendislik” faaliyetleri ile nasıl bir ülke yaratıldığını anlamamız açısından da adeta altın değerindeydi... Şirketin, araştırma başlığı da ilginçti:
-Türkiye’yi anlama kılavuzu
Araştırmanın içeriği geniş; ben bir kaç noktayı paylaşmak istiyorum... Yüz yüze yapılan görüşmelerde sorulan şu soru örneğin:
-Çevrenizde en çok hangi tür insanlardan rahatsız olursunuz?..
Yanıtların ilk beş sırası şöyle: yüzde 60 alkol kullananlar, yüzde 60 eşcinseller, yüzde 43 evli olmayanlar, Yüzde 30 başka etnik kökenden olanlar, yüzde 30 başka dinden olanlar...
Araştırmaya göre son yıllarda iki kesim yükseliş gösteriyor; yüzde 37 ile modern muhafazakarlar ve yüzde 16 ile geleneksel milliyetçiler... Aslında aralarında çok fazla fark yok, bazı detaylarda ayrılıyorlar, o kadar. Böylece toplamda yüzde 53’e ulaşıyorlar...
Gelelim bazı sorulara verilen yanıtlara: toplumun yüzde 78’i “hiç alkol kullanmam” diyor. Bu oran iki yıl öncesine yüzde 73 iken, beş puan artmış durumda... Erkeklerin yüzde 44’ü başı kapalı kadınla evlenmek istiyor. Yüzde 37’si ise erkeklerin kadınlardan daha başarılı olduğunu düşünüyor...
Tabii ki, araştırmaya “fişleniyorum” korkusuyla yanlış yanıt verilme olasılığını göz ardı etmemek gerekiyor, ancak 20-30 yıl önceki anketlerle karşılaştırıldığında radikal değişimler olduğu da bir gerçek... Haa, böyle bir toplum çağdaş dünyaya ne kadar ayak uydurabilir, nasıl gelişebilir hatta nasıl ayakta kalabilir türünden sorular aklınıza gelebilir...
-Etrafınıza bakın, yanıt orada!..
Memleketimden insan manzaraları!..
Ben yine de yaşadığımız iki olayı anlatarak yardımcı olmaya çalışayım...
Bir otobüste yaşanan iğrenç olay ve ardından yaşanan içler acısı gelişmelerle başlayalım...
Yer: Yalova Feribotu ile İstanbul’a geçen Metro Turizme ait yolcu otobüsü... Sabah saat 05.40. koltuğunda uyumakta olan genç kız tuhaf sesler duyarak gözlerini açtığında, boş olması gereken yan koltukta şoför muavinin mastürbasyon yaptığını gördü. Dehşet içinde bağırmak istedi; o anda muavin genç kızın ve koltuğun üzerine boşaldı. Çığlıklar üzerine müdahale edildi, polis geldi ve bu yaratığı karakola götürdü.
Buraya kadar iğrenç bir insan müsveddesinin, inanılması zor iğrençliği olarak polis kayıtlarına geçen bir sapıklık vakasıydı... Zaten “şeytana uydum” diyerek itiraf ta etti. Bundan sonrası ise “insanımızı anlama kılavuzunun”sahasına giriyor!.. Öncelikle sapık serbest bırakıldı, iyi mi?. Diğer bir deyişle, bir gün bir yerde daha beterini yapana kadar elini kolunu sallayarak aramızda gezinecek!..
Peki şirket ne yaptı diye soracaksınız, doğal olarak... Metro Turizm’in sahibi Galip Öztürk isimli muhteremin şu mesajını okuyun o zaman:
-Paralelci pislikler vatan haini olduğunuzu biliyoruz.. Hizmetin selameti için mi Metro ile uğraşıyorsunuz. Vallahi sizden her şey beklenir.
Gördünüz mü zekayı, firmasında çalışan muavinin “şeyini” bile paralelcilere bağlayan bir patron, pes doğrusu... Aynı “adam” hiç utanıp sıkılmadan, kendi yakını olduğu ayan beyan ortada olan bir kullanıcının mesajını da retweet etti:
-Metro Turizm’e yapılan bu iğrenç iftirayı nefretle kınıyorum. Haberi yapan ve yayan gruba bakınca iftiranın adiliği daha da net..
Polis zaptı ortada, tacize uğrayan kadın şikayetçi olmuş, bir yığın kanıt ve tanık var, şirketin sahibi “iftira” demeye getiriyor... Üstelik suçluyu da ilan ediyor: paralelciler!..
-Yeni Türkiye’den “insan” manzaraları!..
17/25 Aralık davası can yakacak!..
Sanki İPSOS araştırmasıyla ilgisi yokmuş gibi görünüyor ama doğrudan ilgili:
Bir taraftan “ahlak-din- muhafazakarlık” çığlıklarının atıldığı güzelim ülkemizde, soygun, yolsuzluk, rüşvet, taciz, tecavüz, şiddet olaylarında Cumhuriyet tarihinde görülmemiş boyutta patlamalar yaşanıyor...
Toplumun önemli bir bölümünün adeta uzaydan seyredip ses bile çıkarmadığı 17/25 aralık rüşvet ve yolsuzluk skandalı biliyorsunuz bir “sihirbaz” maharetiyle kapatılıp, sorumluları da yargılanmaktan kurtarılmıştı!..
Ama adalet burada olmazsa, binlerce kilometre uzakta tecelli edebiliyor. ABD’de Zarrab adındaki muhteremle ilgili iddianame Türkiye’de birilerini fena halde rahatsız edeceğe benziyor. kimler yok ki içinde; Zafer Çağlayan, Egemen Bağış, Muammer Güler, Eski Halk Bank Genel Müdürü Süleyman Aslan... İddianamede, Zarrab’ın Togem Der’e yaptığı milyonlarca liralık bağış nedeniyle Tayyip Bey arasında da yakın ilişkiler olduğu iddiası yer alıyor... Emine hanım ise iddianamede fotoğrafıyla yer alıyor... O günlerde ortaya dökülen tüm ses kayıtları da savcının iddianamesinde...