UTANMAZLARIN AHLAK SORUNU!..
Diyeceksiniz ki; utanmazın ahlak sorunu zaten yoktur...
Çok haklısınız!.. Ben de zaten “belki biraz olsun fark ederler, kalmışsa azıcık utanç duygusu, yüzleri kızarır” filan diye atmadım bu başlığı; eskilerin deyimiyle, ne kadar “tefessüh ettiklerini”, nasıl çürüyüp, kokuştuklarını anlatmak, teşhir etmek için özellikle seçtim!..
Adına demokrasi denilen rejimlerde bırakın olmasını, akıldan bile geçirilmesi olanaksız olay, bu ülkenin mega kentinde hem de şehit cenazesinde yaşandı... Ülkenin ana muhalefet liderine saldıran bir grup, üzerine patlamamış mermi attı!.. Diğer bir deyişle parti genel başkanı binlerce insanın, Başbakan’ın, İçişleri Bakanı olacak muhteremin gözleri önünde ölümle tehdit edildi...
Kimdi peki bu barbar yaratıklar?.. Elebaşı şehit polislerden birinin dayısıydı. Gencecik bir delikanlının, yeğeninin ölümüne kahrolduğu için mi Kılıçdaroğlu’nun üzerine saldırıp patlamamış mermiyi attı sorusu geliyor akla doğal olarak... Yanıt “hayır!” üç arkadaşıyla birlikte bu organize saldırıyı düzenleyen İrfan Cengiz’in AKP içinde aktif şekilde çalıştığı, Facebook hesabında parti çalışmalarından sürekli fotoğraf ve bilgiler paylaştığı ortaya çıktı!..
Aynı muhteremin, saldırıdan az önce de Başbakan sıfatlı muhteremle gayet samimi şekilde görüştüğü de fotoğrafla saptandı!.. Bu arkadaş aynı zamanda çift tabancalı... nereden mi biliyorum? Facebook hesabına koyduğu, biri şarjörlü, diğeri toplu iki tabancayla nişan alırken çektirdiği fotoğrafından... Demek ki patlamamış mermi büyük olasılıkla o silahlardan birine ait!..
Diğerlerine gelince; ikisinin cinsel taciz, uyuşturucu, güveni kötüye kullanmak ve yaralama suçlarından kabarık dosyaları olduğu ortaya çıktı... Çevik kuvvet polis üniforması giyen, saldırıdan önce Başbakan sıfatlı muhtereme sarılıp ağlayan ve şehit yakını olduğunu söyleyen kişinin de ne polis ne de şehit yakını olduğu ortaya çıktı...
-Kısacası bu türden bir eyleme pek yakışan mahluklardı!..
İnsanlıktan nasibini almamış muhterem medya!..
Sonra ne oldu peki?..
Ne olacak, emniyete götürülüp sorgulanan bu kişiler savcı talimatıyla serbest bırakıldılar... Gayet normal, çünkü devletin en tepesindeki kişi öyle bir açıklama yaptı ki, o kişilerin serbest bırakılması “farz” oldu!.. CHP liderinin bir Tv programında söylediği gayet insani sözler, insanlıkla ilgisi bulunmayan yanaşma medya tarafından çarpıtılıp “terör destekçiliği” gibi alçakça bir iftiraya dönüştürülünce, Saray’daki muhterem de fırsatı kaçırmayıp, iftar saatinde muhtarlara seslendi:
-Benim Mehmed’imi, polisimi şehit edenleri kalkıp hastanede ziyaret edip, hasbıhal etmek, kusura bakmasınlar bu milletin değerleriyle uyuşmaz. Ben milletimin iradesine bunları havale ediyorum. Gereken dersi milletim en ideal şekilde verecektir...
Yanaşma medyanın köpürttüğü, hatta birilerinin akşam TV’de söylenen sözleri, hemen o sabah makaslayarak, yıldırım hızıyla afiş yaptığı(!) doğal olarak Saray’ın da, tıpkı “Kabataş yalanında” olduğu gibi baştan aşağı yanlış bilgiyle söylediklerinden sonra, o kişiler bırakılmayacaktı da kim bırakılacaktı Tanrı aşkına!..
İnsanlık vasfını yitirmiş, evrensel değerlerin uzağından bile geçmemiş, anayasadan, yasalardan zerre kadar anlamayacak denli cahil muhterem medyanın çarpıttığı, makasladığı sözlere bir bakalım; Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine şunları söylemişti:
-Biz hapiste hasta yatan PKK’lıya da gittik, DHKP-C’liye de, kader mahkumlarına da, İslami kesimden kendisini tanımlayan, hapiste hasta yatan, sağlığı zorda olan insanlara da gittik. Hiç bir ayrım yapmadık...”
İşte bu sözlerin yalnızca “PKK’lı, DHKP-C’li” kısmı cımbızlanarak, hem afişlerde, hem de yanaşma medyada yer aldı. Yani CHP lideri, Saray’ın dediği gibi, “hastanede hasbıhal” filan değil, devletin anayasal sorumluluğu gereği, kim olursa olsun, hapishanede dahi olsa yaşamını ve sağlığını korumakla görevli olduğu mahkum ya da tutukluların ideolojisine bakılmaksızın milletvekilleri tarafından ziyaretinden ve koşulların rapor haline getirilmesinden söz ediyordu...
-Bunu bile çarpıttı yanaşma medya ve belli çevreler...
Sivas katliamı sanıklarının avukatları!..
Böylesine kapı uşağı bir medyayı bulmak da, yaratmak da gerçekten maharet ister!..
Dün bu muhteremlerin birinci sayfalarına göz attım, onlar adına utandım gerçekten... Attıkları manşetler ruhlarının zifiri karanlığını yansıtıyordu:
-Çelengini bile istemediler... Kovuldu...
Çoğu haberi bile vermemiş, verenler de “patlamamış mermi” yi özenle saklamıştı. Tabii sanıkların AKP ile olan ilişkisini, kabarık suç dosyalarını da!..
Başta Saray, yanaşma medya ve AK Troller yalanı köpürtmeye çalışırken, hiç umulmadık bir yerden bir aykırı ses yükseldi; AKP Adıyaman Milletvekili, Cezaevi Komisyonu Başkanı Mehmet Metiner, Kılıçdaroğlu’na destek çıkarak şöyle konuştu:
-Gerçekten cezaevlerini dolaşırken pek çok insanla, örgütüne bakmaksızın görüşmeler yapıyoruz. Özellikle hasta tutuklu ve hükümlülerle her bir partiye mensup milletvekilleri olarak görüşmeler yapıyoruz. Bunun polemik konusu yapılması gayriinsanidir, gayriahlakidir...
Anlarlar mı, utanırlar mı... Hiç sanmıyorum!.. Aslında bir fikrim var; Sivas Katliamı sanıklarının avukatlığını üstlenenlere, o sanıkları hapishanede ziyaret eden, başta zamanın adalet bakanı ve milletvekillerine, çözüm sürecinde PKK’lılarla “hasbıhal” içinde olanlara soralım, bakalım ne diyecekler...
-Nasıl olsa zamanın bakanı olmasa da milletvekillerinden bol miktarda var bugünün AKP’sinde!..