HH: VARİKOSEL nedir?
TB: Yaygın olarak bilindiği şekliyle VARİS, genellikle bacaklarda görülen toplardamar genişlemesidir. Eğer bu hastalık testis toplardamarlarında ise biz buna VARİKOSEL diyoruz.
HH: VARİKOSEL TESTİS SAĞLIĞINI NASIL BOZAR?
TB: Sağ ve sol her iki testisi içinde bulunduran, penisin alt kısmında yer alan gevşek-buruşuk deri torbanın adı SKROTUM’dur. Varikosel skrotum içerisinde bulunan, skrotum ve testisin kirli kanını taşıyan toplardamarların genişlemesi olarak karşımıza çıkar. Atardamarlar ki biz bunlara ARTER diyoruz, testise oksijeni yüksek taze ve temiz kanı taşırlar. Testis içerisinde kullanılan bu “temiz kan”, oksijeni tükendikten sonra yeniden temizlenmek üzere artık “kirli kan” olarak toplardamarlar tarafından geri taşınır. Eğer çeşitli nedenlerle varikosel dediğimiz bu toplardamar genişlemesi ortaya çıkarsa bu genişlemiş damarlar hem içlerindeki “zararlı-kirli-temizlenememiş” maddelerle toksik etki yaratarak hem de testisi adeta bir kalorifer ağı gibi sarıp testisin ısı dengesini bozarak faaliyet ve üretimine olumsuz etkide bulunurlar.
HH: VARİKOSEL HANGİ YAŞ DÖNEMİNİN HASTALIĞIDIR?
TB: Varikosel genellikle ergenlik döneminde oluşmaya başlar ve zamanla gelişir. Bazen testiste huzursuzluğa veya ağrıya neden olabilir ancak çoğu durumda hiçbir belirti veya komplikasyon da yaratmayabilir. Testisin gelişip olgunlaşmasında geri kalmasına, düşük sayıda ve kalitede sperm üretimine veya kısırlığa yol açabilir.
HH: VARİKOSEL NEDEN DAHA ÇOK SOL TESTİSİ ETKİLER?
TB: Anatomik olarak, her iki testisin ve skrotumun toplardamarları kasık kanalı içinden geçen kordon boyunca birleşerek genellikle tek dal halinde ana dolaşıma döner. Yine anatomik olarak tüm erkek popülasyonun ezici çoğunluğunda sol testis sağa göre biraz daha aşağıda yer almaktadır. Karın içerisinde sol böbrek de sağ böbreğe göre biraz daha yukarıda bulunmaktadır.
Sol testisin toplardamarı sol böbreğin toplardamarına dik açıyla boşalır ve gerek aradaki mesafenin uzunluğu ve gerekse bu açının dik olması da hesaba katıldığında bu kan akışı bir dirençle karşılaşarak geri döner. Oysa sağ testisin toplardamarı vena cava dediğimiz ana toplardamara geniş ve rahat bir açı ve daha kısa bir mesafeyle döndüğü için çok daha az bir dirençle karşılaşır. Bu nedenle de varikosel daha çok sol testiste görülür.
HH: VARİKOSEL TOPLUMDA NE SIKLIKTA GÖRÜLÜR?
TB: Varikoselin genel erkek nüfusundaki sıklığı yaklaşık %15’tir. Kısır olduğu düşünülen erkeklerin %35-40’ında muayene sırasında ele gelen varikosel bulunduğu bildirilmiştir. Anormal sperm parametrelerine sahip olanların da muayeneleri gerçekleştirildiğinde %25.4’ünde varikosel bulunduğu tespit edilmiştir.
Varikosel erken büluğ çağı döneminde gelişir ancak bu sırada genellikle belirti vermez. Bu nedenlerle ergenlik çağında varikoselin saptanması genellikle rutin veya tesadüfi fizik muayene sırasında olur. Erişkin çağdaki bireylerde ise varikosel üroloğa başvurduklarında, genellikle sperm tahlillerindeki bozulma ile tespit edilir. Nadiren hastanın hikayesinde testis ağrısı ya da uzun süre ayakta durmakla ve egzersizle artan ağrı da olabilmektedir.
HH: VARİKOSELİN BELİRTİLERİ NELERDİR?
TB: Her zaman belirti vermese de olası belirtiler arasında şunlar sayılabilir:
Ağrı: Ayakta dururken veya günün geç saatlerine doğru gittikçe artan bir ağrı veya rahatsızlık dikkat çekicidir. Yatmak genellikle ağrıyı hafifletir.
Skrotumda ele gelen kitle varlığı: Varikosel yeterince büyükse, neredeyse gözle bile görülebilir. Testisi saran bir solucan düğümü gibi görüntüsü vardır. Daha küçük varikosel tablolarında gözle görülemeyen bu varis pakeleri muayene sırasında dokunarak fark edilebilir.
Testis büyüklüklerinin farklı olması: Varikoselden etkilenen testis, diğer testisten belirgin şekilde daha küçük olabilir.
Kısırlık: Varikosel, sperm tahlilini bozarak çocuk sahibi olmayı zorlaştırabilir, ancak tüm varikoseller kısırlığa neden olmaz.
HH: NE ZAMAN DOKTORA BAŞVURULMALIDIR?
TB: Erkek çocuklar için yıllık doktor muayeneleri testislerin gelişimini ve sağlığını takip edebilmek için önemlidir. Planlı randevularla takip erken teşhis ve dolayısıyla hızlı tedavi yolunu açacaktır.
Skrotumda oluşan bir ağrılı tablo, şişme veya bir kitlenin ortaya çıkması doktora başvurmayı gerektirir.
Çocuk sahibi olmaya çalışan çiftlerde eğer tüm denemelere rağmen gebelik konusunda başarılı olunamıyorsa öncelikle erkeği muayeneden geçirmek hem kolay hem de doğru yoldur. Eğer kısırlığın erkek spermiogramındaki bir bozukluk veya erkek anatomisindeki herhangi bir patoloji yüzünden (örneğin; idrar deliğinin penisin ucuna değil de daha aşağıda bir başka yere açılması gibi) olmadığına karar verilirse o zaman kadın üzerinde araştırmalar yapılır.
HH: VARİKOSELİ NASIL TEŞHİS EDİYORSUNUZ?
TB: Öncelikle hastayı sıcak bir odada muayene ederek skrotumun gevşek olmasını sağlarız. Daha sonra gözle veya elle muayene sırasında hastalığı teşhis edebiliriz.
Fizik muayene bulgularına göre varikosel üç dereceye ayrılır:
* 1. Derece: Küçük, sadece elle muayene sırasında hasta ıkındırıldığı ele gelen
* 2. Derece: Orta, görülemeyen ama hasta ıkındırılmadan da elle hissedilebilen
* 3. Derece: Büyük, toplardamarların adeta bir solucan düğümü gibi gözle fark edilir derecede genişlemesi
Testisin renkli doppler ultrasonografisi fizik muayenenin güç olduğu durumlarda (obez erkek, geçirilmiş skrotal cerrahi, testisin skrotumda yüksek pozisyonda olması vb.) etkili bir araç olarak kullandığımız radyolojik inceleme metodudur.
HH: VARİKOSELİN TEDAVİSİ NASILDIR?
TB: Varikosel diğer varisler gibi ilerleyici bir hastalıktır. Kendiliğinden düzelmez ya da gerilemez. Kısırlık-varikosel ilişkisi her ne kadar tartışmalı olsa da varikoselin olumsuz etkilerine maruz kalan testiste kalıcı hasar meydana geldiği ve süreç içerisinde sperm yapımında bir bozulmanın oluştuğu tespit edilmiştir.
Varikosel tedavisi aşağıdaki faktörler bir arada ise önerilmektedir. Bu faktörler:
1) Varikoselin ele geliyor olması,
2) Bir yılı geçmiş kısırlık tablosunun varlığı
3) Kadın partnerin kısırlık açısından normal veya düzeltilebilir patolojiye sahip olması
4) Erkek partnerin sperm parametrelerinde veya sperm fonksiyon testlerinde bir ya da daha fazla anormalliğin gözlenmesi.
Normal sperm değerlerine sahip hastalar ve subklinik varikoseli olan hastalarda tedavi önerilmemektedir. Tedavide “Cerrahi (Varikoselektomi)” ve “Perkütan Embolizasyon” olmak üzere iki değişik yaklaşım bulunmaktadır:
Varikoselektomi: Varisli damarların ameliyat sırasında tek tek bağlanıp kesilmesi ameliyatıdır. Eğer ameliyat mikroskopu kullanılarak mikroskopik varikoselektomi şeklinde gerçekleştirilirse bugünkü bilgimize göre en etkili metot budur ve çok daha az nüks ve komplikasyon oranlarına sahiptir. Varikoselektomi sonrası hastaların %60 ila %80’inde sperm analizinde anlamlı iyileşme saptanmıştır. Gebelik oranları ise %20 ila %60 arasında değişmektedir.
Perkütan embolizasyon: Koltuk altı veya kasık bölgesinden girilerek özel bazı ilaçlarla varikoselli damarların tıkanması işlemidir.