Genç adam, her zamanki gibi eşini, oğlunu, küçük kızını hasretle kucakladı...
Yıllardır içi kan ağlayarak söylediği o masum yalana bir beyaz yalan daha katıverdi... Küçük kızı Duru’ya daha bir sıkı sarılarak neşeyle verdi müjdeyi:
-Tayinim çıkıp, eve geldiğimde sizi nerelere kahvaltıya götüreceğim bir bilseniz...
Yıllar evvel, 7 yaşındaki kızına ilk kez yalan söylemiş, tutuklandığı gün, ona çok gizli bir görev için seçildiğini, o çelik kapılar, beton duvarlar ardında eğitim aldığını, görevin ne zaman biteceğini, eve ne zaman döneceğini bilmediğini anlatmıştı...
O zaman 7 yaşında olan Duru, yıllarca bu yalana kendini inandırdı... Yüreği kan ağlasa da, bir tanecik babasının, vatan için, millet için, bayrak için uzaklarda olduğunu kabul etti...
İşte o gün, 26 Nisan 2014 günü, Mamak Cezaevi’ndeki açık görüşte, babasının neşeyle verdiği “sürpriz kahvaltı” sözü, yani eve dönüş müjdesi küçük Duru’yu öylesine mutlu etti ki, babasının ellerine sarılıp yalvardı:
-Hadi babacığım bahçeye çıkıp yakan top oynayalım...
Oyun başladı... Kızının attığı topu tutmaya çalışan Deniz Kurmay Albay Murat Özenalp, aniden sendeledi, diz üstü düştü... Duru korkuyla çığlık attı... Babası zorlukla gözlerini açtı, “iyiyim kızım” diye fısıldadı... Ama iyi değildi, beyin kanaması geçiriyordu ve ağzından çıkan bu son sözlerden sonra bayıldı... Duru ise babacığının kendisi yüzünden düşüp bayıldığını sanıyor, ağlayarak yalvarıyordu:
-Söz babacığım, bir daha yakan top oynamayacağım...
Kumpas cinayetinin son kurbanı
Murat Özenalp, Türk ordusuna kurulan kumpas sonucu tutsak alınan 237 Balyoz kahramanından biriydi...
Sahte dijital delillerle, 16 yıl hapse mahkum edilmişti. 17 Ocak 2012’de Silivri’de yaptığı savunmasında, “Elinizdeki iddianamede yalnızca adım ve nüfus bilgilerim doğrudur. Ev adresim ve kaldığım cezaevi bile yanlış yazılmıştır” diye isyan eden Murat Albay, savunmasını şu sözlerle tamamlamıştı:
-Bugün, burada bulunanların huzurunda, bizlere bu alçakça tuzakları kurarak çocuklarımın kalplerini kanatan hainleri bularak, yine yüce Türk adaletinin önüne çıkartmak için elimden gelen her şeyi yapacağıma yemin ediyorum...
Ne yazık ki olmadı, olamadı... Bu şerefli kahraman da, tıpkı Deniz Yarbay Ali Tatar, Deniz Kurmay Albay Berk Erden, Kuddisi Okkır, yaşamlarını yitiren yurtsever aydınlar gibi gibi kumpas cinayetinin kurbanı oldu...
-GATA’da beş gün süren komadan sonra, 1 Mayıs Perşembe günü sonsuzluğa uçtu...
O sırada biz...
Özenalp, kumpas cinayetiyle yaşamını yitirdiği anlarda bizler ne yapıyorduk?..
Biz, gazeteciler, İstanbul Emniyeti’nin dört ayrı biriminin imzaladığı kapı gibi izin kağıtlarımızla, İstanbul’un nasıl işgal altına alındığına, işçilerin, kadınların, çocukların nasıl dayak yediğine, nasıl biber gazından geçirildiğine, nasıl kafasından, gözünden gaz kapsülüyle vurulduğuna tanıklık ediyorduk... Üstelik kendimiz de dayak yiyerek, biber soluyarak, bacağımız kırılarak!...
Halkın, işçi sıfatlı, memur sıfatlı, öğrenci sıfatlı bir bölümü her zamanki gibi, dövülüyor, yerlerde sürükleniyor, biberden geçiriliyor, gözaltına alınıyordu... Bir başka bölümü ise evlerine çekilmiş, televizyonlarından bu görüntüleri izliyorlardı... Bir diğer bölümünün ise olan bitenle uzaktan yakından en ufak ilgisi yoktu... Zaten haberi de yoktu; o saatlerde bir takım “tv” sıfatlı kutucuklarda, “benimle evlenir misin”, “en güzel yemeği kim yapıyor”türünden programları izliyorlardı... Bir sonra ki gün de birtakım yanaşma kağıt parçalarında ve ekranlarında “ileri demokrasinin” huzurunu bozmaya çalışan “kadrolu militan”haberlerini okuyacak, izleyeceklerdi...
Ya Duru?
-Peki, ne olacak derseniz...
Bu ülkenin aydınlık yurtseverleri yine canlarını dişlerine takıp, halkı bu pislik çukurundan kurtarabilmek uğruna yakıcı, öldürücü savaşımını sürdürecek... Meclis’teki muhalefet aynı ölüm uykusunu (bakalım nereye kadar) sürdürecek... Halkın önemli bölümü de felaket kapısını çalana dek aynı “zavallılık” uykusunu sürdürecek... Türk Silahlı Kuvvetleri’nden söz etmeye zaten gerek yok... Pekii, ya Duru? Şu anda 10 yaşını sürdürmekte olan o güzelim çocuk ne yapacak?..
-Tüm yaşamı boyunca “yakan top”tan nefret edecek...
https://twitter.com/umit_zileli