YANARAK ÖLMEK!..
Bir insan, hangi dönülmez noktayı geçer de yaşamdan bile vazgeçecek hale gelip, kendi elleriyle kendi yaşamına son verir?.. Hangi büyük felaket, bir insanın yaşamdan vazgeçmesini, ölümü arzulamasını sağlar?..
Sorular çoğaltılabilir; gerekçeleri de sıralanabilir ancak hiçbirisi giden yaşamları geri getirecek güce sahip değildir!.. Bir memlekette şayet insanlar yoksulluktan, işsizlikten, eve ekmek götürememekten, okul çağına gelmiş evladına bir pantolon bile alamamaktan dolayı ölümü seçiyorsa, bu da o ülkenin utancıdır…
-Daha doğrusu o memleketi yönetenlerin!..
Önce soralım; bu ülkede evine ekmek götüremeyen, diğer deyişle işsiz sayısı kaç, biliyor musunuz? Türkiye İstatistik Kurumu’na bakarsanız(TÜİK) yaklaşık 5 milyon kişi!.. CHP Grubu’nun hazırladığı ekonomi raporuna göre ise 8 milyon 475 bin kişi!.. Aradaki fark neden peki? Çünkü TÜİK, iş bulma umudunu yitirdiği için iş aramaktan vazgeçen 2.5 milyon kişiyi işsizden saymıyor da onun için!.. Süreli yani mevsimlik çalışanları da bunun üzerine eklediğinizde CHP’nin vardığı sonuca ulaşıyorsunuz!..
İkinci soruya gelelim; bu ülkede son 3 yıl içinde kaç kişinin intihar ettiğinden haberiniz var mı? 100, 300, 500, bin beşyüz… Bilemediniz, rakam çok daha yukarda ne yazık ki:
-Yaklaştık 5 bin kişi!..
Bu korkunç rakamı oluşturan insanlar 3 yıl gibi kısa bir süre içinde niçin yaşamdan kopup gitmişler peki?.. Yapılan araştırmalarda ilk üçü oluşturan nedenlere bakalım:
-Ruhi bunalım, aile içi geçimsizlik ve işsizlik!..
Bazı intihar nedenlerini bir kenara koyarsanız ülkemizdeki intiharların nedeni yalnızca bir tane; İşsizlik, onun getirdiği yoksulluk ve açlık!.. Ruhi sarsıntıların da, aile içi geçimsizliklerin de, gazetelerde her Allah’ın günü yer alan cinnet, gurur intiharı vb. gibi vakaların da ana nedeni çaresizlik..
Kendi bedenini ateşe vermek!..
Gelelim bu yazıyı niçin kaleme aldığıma…
Gaziantep’te gencecik bir adam bedenini tutuşturarak yaşamına son verdi!.. Düşünebiliyor musunuz; yüzlerce kişinin gözleri önünde başından aşağı benzini döküp, kibriti çaktı ve cayır cayır yandı!..
Öyküyü başa saralım; Eyüp Dal, 5 yıldır işsizdi, başvurduğu tüm kapılar yüzüne kapanıyordu çünkü hükümlüydü, hapis yatmıştı!.. Ancak inşaatlarda mevsimlik işçi olarak çalışabiliyordu ve bu durum çok ağırına gidiyordu…
Kardeşi Mesut Dal’ın anlattığına göre seçimlerden önce Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin söz vermişti genç adama ve Şahinbey Belediyesi’ne yönlendirmişti… Ancak o belediyeden iş yerine hakaret ve kovulma ile karşılaştığını iddia ediyordu kardeşi!.. Bu kadarı fazla gelmişti Eyüp’e…
Cebinde beş parası yoktu. Kardeşinden aldığı parayla bir bidon benzin satın aldı. Belediyenin önüne gitti… Benzini başından aşağıya boca edip kibriti çaktı… Bir anda cayır cayır yanmaya başlayan genç adam ağır yanıklarla götürüldüğü hastanede yaşamını yitirdi!..
O belediyeye gelince; Bırakın bir başsağlığı dilemeyi, yazılı bir açıklama yapıp, ölen gencin ailesini suçlarcasına malvarlığından söz etti!..
-İnsanlığın öldüğü yerde söz biter!..
Devletin valisi!..
Karabük’lü Nazire Baş dün 100 yaşına bastı…
Dile kolay, tam bir asır, neler gördü, neler geçirdi kim bilir… Bu özel yaşgününü kutlamak için Karabük Valisi Fuat Gürel ve eşi Nazire Teyze’yi evinde ziyaret etti… Çok güzel bir jest yapan Vali Bey’in eşi Özlem Aras Gürel Nazire Teyze’ye “devletimiz için de bir şey söyle” dedi, o da söyledi:
-Devletimiz olmazsa biz olur muyuz? Allah devletimize de çok versin, hayırlısını versin, güzel olacak diyeni versin. Her şey güzel olacak diyen İmamoğlu; bakıyorum, seviyorum!..
Vali bey hemen araya girdi, “Onu söylemeseydik… Orayı geçelim” deyiverdi can havliyle!..
Videoda görünmeyen bir muhteremin sesi duyuldu o anda:
-Orayı kesin!..
Devletin valisi derin bir nefes aldı mı bilemiyorum…
https://twitter.com/umit_zileli