Toplumun ve ülkenin üzerindeki ölü toprağını dağıtmak ve duyarsız kitleleri gafletten uyandırmak için de tarihi ve çok yaşamsal bir dönemeçteyiz...
Cumhuriyet olarak, ulus olarak, rejim olarak, vatan olarak, varlıkla yokluğun siperler kazılmış puslu dönemeçlerindeyiz...
Yıkılmakla ayakta durmak, direnmekle gaflete düşmek, ileriye koşmakla geride kalmak dönemidir bu dönem...
Karanlıkla aydınlığın çatıştığı bir dönemdir bu dönem... Işığa, umuda ihtiyacımız olan bir dönem...
Çünkü gericilik, bölücülük, terör, sosyal patlama, işsizlik, bunalım, yolsuzluk, rüşvet, özelleştirme, yağma ve vurgunculuk cumhuriyeti kuşatmış, inim inim inletiyor...
SANDIKTA ‘SEÇENEK’ YARATIN!..
Ülkenin aydınlık insanları, duyarlı çevreler, gaflete düşmeyenler, ve ne pahasına olursa olsun direnenler vahim tabloyu net biçimde görüyor ve isyan ediyor;
Siyaset çıkmazı, tarikat-cemaat kıskacı, diplomasi rezaletleri, komşularla düşmanlık politikası, sınır kargaşası, iç güvenlik sorunları ülkeyi adım adım boğuyor... Esnaf ve gençlik kan ağlıyor, döviz rantiyesi ülkeyi talan ediyor, ekonomi ithalat rezaletinde can çekişiyor ve bitmeyen belirsizlik, gelecek açısından karanlık sinyaller veriyor... Yani Atatürk’ün Gençliğe Hitabe’de de vurguladığı gibi ülke ve gelecek açısından “gaflet- dalalet ve hatta hıyanet” dönemindeyiz... Çünkü memleket tamamen sözde siyaset “demokrasi”sine sığınmış azılı ve ezeli cumhuriyet düşmanlarının işgali altında...
Hem de 13 yıldır süren; üstelik muhalefetin beceriksizliği ve “seçenek” olamaması nedeniyle durduramadığı emperyalist bir işgal!..
İŞBİRLİKÇİYE DİRENİN!..
Gafiller, devekuşları, at gözlüğüyle dolaşanlar görmek ve göstermek istemezse de cumhuriyetin üzerine kümelenmiş, kara bulutlarla gizlenmiş bir büyük işgal var...
Eriten, yozlaştıran, tüketmeye devam eden bir kirli ve amansız işgal...
Hem de dört koldan değil, neredeyse tüm köşelerde sipere yatan işbirlikçilerin bozguncu işgali, vatanı-ulusu kıskaçta tutmaya devam ediyor;
Din sömürüsü ve takiye vurgunculuğuyla toplumu esir alanların işgali sürüyor...
“Özerklik”, terör ve şiddetle ülkeyi bölmeye çalışanların işgali büyüyor...
Cumhuriyeti hilafet gericiliğine götürmeye çalışanların kapkara işgali yayılıyor...
Atatürk büstlerini, heykellerini çöpe atanların, yakanların ve yerlerde sürükleyenlerin işgali düşmanlık yaratıyor...
Laikliği yozlaştıranların ve din simsarlarının molla-medrese işgali bağnazlık aşılıyor...
Gericiye ve bölücüye prim veren kiralık liboşların banknotlu işgali haram kusuyor...
Hem nalına, hem mıhına vuran ikiyüzlülerin maskeli işgali tüm pislikleri gizleme çalışıyor...
Yandaşlık batağında, toplumu kirli sayfalarıyla yönlendirmeye çalışan satılmış kalemşorların çamur mürekkepli işgalinden balçık akıyor...
Ve en rezili de; içimizde, yanımızda, safımızda ve bizden bildiğimiz Truva kısraklarının ihanet işgali cumhuriyeti arkadan hançerliyor!..
BARAJLARI YIKIN!..
Dönemeçteyiz vesselam!.. Uçlardayız... Uçurumdayız...
Ülkenin doğusunda, batısında, kuzeyinde, güneyinde, sınırlardayız...
Mayınların, dikenli tellerin ve bubi tuzaklarının örümcek ağı gibi geleceğimize set çektiği paslı bir sınırdayız!..
Dik durmanın, omurgalı olmanın, ayağa kalkmanın, gözümüzü açmanın sınırındayız...
Uyanık olmanın, saf tutmanın, direnmenin, mücadele etmenin sınırındayız...
Kol kola girmenin, el ele tutuşmanın, omuz omuza durmanın ve yürek yüreğe olmanın sınırındayız...
Cumhuriyet, “tek bayrak, tek vatan”, laiklik, Atatürk ve Aydınlanma uğruna sandığa gitmenin sınırındayız...
Altıok’u yüreklice savunabilmenin, cumhuriyeti koruyabilmenin artık tükenmekte olan sınırındayız!..
Tepki göstermenin; baskı duvarlarını, barikatları ve en önemlisi de zihinlere çakılmak istenen sahte “baraj”ları yıkmanın sınırındayız...
ATATÜRK’ÜN ESERİNİ UNUTMAYIN...
O halde yarın geç kalmadan, gaflete düşmeden, yanılgıda çırpınmadan ve ikilemde kalmadan sandık başına gidiniz...
Gericiden, bölücüden, işbirlikçiden, gafilden, kafası karışıktan etkilenmeden sandığa gidiniz...
Atatürk’e “kefere” diyeni, cemaatin kucağına oturanı, “özerklik” peşindekilere oy isteyenleri, soykırım yalancılarını, ulusalcıları “bağajda yük” görenleri zihninizden silerek sandığa gidiniz...
Laikliği tehlikede görmeyenleri, paralelcileri hoş görenleri, bölücünün barajı aşmasından “mutlu” olacakları aklınızdan çıkartarak sandığa gidiniz...
Cumhuriyet düşmanlarının kara propagandalarından, “baraj” bahanecilerinden, işbirlikçilerin pohpohlamalarından zerre kadar etkilenmeden sandığa gidiniz...
Eşinizle, çocuğunuzla, annenizle, babanızla, ailenizle, komşunuzla, yoldaşınızla ve kararsızlarınızı aydınlatarak sandığa gidiniz...
Aklınızda yalnızca Cumhuriyet olsun... Atatürk’ün vasiyetleri ve “büyük eserim” dedikleri olsun...
Zihninizde, bölünmek istenen Kurtuluş Savaşı’nın emaneti olsun!..
Ve oyunuzu AKP’den kurtulmak için, gericiyi engellemek için, bölücüyü durdurmak için kullanın...
Ve oyunuzu kullanırken AKP- cemaat “kumpas”larına, “Ergenekon” ve “Balyoz” tuzaklarına direnenleri, Silivri önünde barikatları devirenleri unutmayın...
Cumhuriyeti, laikliği, Atatürk’ü, Aydınlanmayı ve en önemlisi de “Altıoku yüreklice savunanları” destekleyin... Unutmayın, vatan, ulus ve cumhuriyet tehlikede...
https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac