YENİ TÜRKİYE

YENİ TÜRKİYE

“İlim Çin’de olsa ona talip olun. Çünkü İlim her Müslümana farzdır.”

Demiş mi, demiş... 

Hristiyan dünyasında okuma yazma oranı yüzde 89.

15 Hristiyan ülkede ise yüzde 100.

Yüzde yüz okur yazar olan Müslüman ülke sayısı?

SIFIR!

İlk matbaa M.S. 593'te Çin'de kurulmuş, ilk basılı gazete de M.S. 700'de Pekin'de çıkmış. Avrupa 1430’da kitap basmaya başlamış. Osmanlı’da ilk baskı tarihi İbrahim Müteferrika, 1729. 

Bizler daha kitabı duyana kadar Avrupa beş milyar kitap satmış. 

Voltaire’in lafı çok ilginç;

“İstanbul’da bir yılda yazılanlar, Paris’te bir günde yazılanlardan azdır!”

Bakın etrafınıza kaç kitap okuyan var bugün?

Haydi biraz genel kültür.

Hun Devletine vize kaldırıldı, ne dersiniz diye soran sunucuya verilen cevap: 

“Oh ne güzel ben Hun’da denize girmeyi çok severim, kesin gideriz.”

Mısır Piramitlerini gelen turistler gümrükten kaçırmış diyen sunucuya verilen cevap:

“Yani bu kaçakçılık kötü bir şey.” 

Seçimlerden önce “bu seçimlerde kadınlara da seçme ve seçilme hakkı verilecekmiş ne dersiniz” diyen sunucuya:

“Eh zamanı geldi, iyi birşey yani!”

Ki, Atatürk kadına bu hakkı sağlarken Fransa, İtalya, İsviçre gibi ülkelerde  kadının böyle bir hakkı yoktu!

Eğitimden devam edelim.

İslam Konferansı Örgütü üyesi ülkelerin toplamının sahip olduğu üniversite sayısı 500’e yakın.

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki üniversite sayısı 19,000 küsur. (lise üstü teknik, 2 ve 4 senelik okullar, 2011 senesi rakamları)

Hristiyan dünyasının %70’e yakını teknik okul veya üniversite mezunu.

Kaç Müslüman üniversite mezunu?

%2.

3 çocuk yapın sokağa atın Allah Kerim!

1.8 gibi baş döndürücü bir hızla üreyen Müslüman dünyasının nüfusu 2 milyar’dan fazla. Amerika ve Avrupa’nın nüfusu neredeyse eşit, 300’er milyon. 

Bırakın bütün Hristiyan dünyasını sadece Amerika’ya bakalım.  

Amerika eğitim için Müslüman ülkelerin 2 misli değil, 3 misli değil, 5 misli değil, 10 misli hiç değil, tam 37 misli fazla bütçe ayırıyor eğitime.

“Türküm, Doğruyum, Çalışkanım” derken ‘ümmet’ten ‘millet’e, ‘halife’ye kulluk yapmaktan çağdaş birey olmaya adım atan genç Cumhuriyetin öğretmenlerinden bir isteği vardır Atatürk’ün; 

“Muallimler, Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür , irfanı hür nesiller ister!”

İstemeye ister ama örümcek kafalılar sorgusuz, sualsiz itaat ister. Bu yüzden halkın eğitilmesini istemez. 

Cahil halk sormaz, sorgulamaz. 

Şükreder, kadercidir.

‘Sakın ha, günah!’ dedin mi durur.

Hakikaten böyle bir günah var mı diye düşünmez.

Allah’ın kelamı böyle mi, böyle bir hadis var mı bakmaz.

Oysa Türk Milleti büyük bir inançla kaderini kendisi çizmiştir. 

Bölgede kafasını biraz kaldırabilmiş tek ülkenin Laik Cumhuriyet olması, bilimsel yazıların, çalışmaların, ODTÜ’lerden, Hacettepe, İTÜ’den, Boğaziçi’nden çıkması, siyasal, hukuk, hariciye, mülkiye denilince ilk akla gelen Ankara, İstanbul üniversitelerinin olması bir rastlantı değildir.

Cumhuriyet, iktidarı sınırlamaktır. Laik olmak da inançların özgürlüğünü savunmak.

Bunun sadece tek bir düşmanı olabilir;

Sofuluk!

‘Okunacak diyorsak okunacak, gücünüz yetiyorsa gelin!’ diye meydan okumak, ‘hırsızlık ile yolsuzluk farklı şeyler’ demek gibi düşünceler ne bu çağın ne de çağdaşlığın işaretleridir. 

Hızla Doğu’ya doğru giden bir geminin içinde Batı’ya yürüyen bir kadro var.

Ya kadroyu ve rotayı düzelteceğiz, ya da...........!

Düşünmek bile istemiyorum…


https://twitter.com/kboztepe
https://www.facebook.com/kaya.boztepe