YIKIM KOALİSYONUNUN DERİN ÇIKMAZLARI!..

YIKIM KOALİSYONUNUN DERİN ÇIKMAZLARI!..

Herkeste bir hırs, bir amansız mücadele, bir müthiş çaba almış başını gidiyor...  

Çoğu; hırsızlığı, “Gezi” mücadelesini ve şehitlerini, 17 Aralık rüşvet rezaletini, yolsuzlukları, özelleştirme yağmasını, dış politika ihanetlerini, Atatürk ve cumhuriyet düşmanlığını hemencecik unutuverdi... Velhasıl muhalefetin bir bölümü Türkiye’nin yoksulluk, ihanet, yıkım ve faşizm baskısıyla geçen dününü çabucak yok sayabildi... 

Muhalefet, seçim meydanlarındaki yiğitlik havalarını, “hırsızlarla koalisyon yapmayız” teranelerini, “Gezi” üzerinden yapılan kahramanlığı da çarçabuk bir kenara atabildi... Herkeste bir an önce iktidar olma hırsı, kırmızı plaka sevdası, bakanlık koltuğu rüyası, kadrolaşma, ihale, siyasal rant beklentisi coştu da coşuverdi... 

Aslında AKP’ye karşı mücadele edemeyen muhalefetin gerçek hedefi çok belli; iktidar ortağı olarak kendi beceriksizliklerini de kapatabilme çabası!.. 

Yani kimi muhalefet, koalisyon ortağı olurlarsa, “hükümet olduk” diye AKP’ye öfkeli tabanı susturacaklarını da sanıyor... 

REST Mİ DEDİNİZ?.. 

Baksanıza; AKP’ye daha düne kadar efelik yapan CHP ile HDP hemen çark etti... MHP ise HDP-PKK ilişkisi nedeniyle koalisyona direniyor... 


CHP’li Haluk Koç’un dünkü açıklamalarıyla, MHP’yi HDP ortaklığına ikna etme çabaları da çok şaşırtıcı... Oysa herkes biliyor ki, MHP ile PKK’yı yan yana getirme isteği nafileden ibaret... 

Daha düne kadar “AKP ile koalisyon kurmayız” diyen CHP yöneticileri ve anketlerde “AKP ile koalisyon istemiyoruz” diyen tabanın tepkisine rağmen ana muhalefet yine sözünde durmadı...  

Tıpkı 2011 seçimleri sonrası Meclis’te “yemin etmeyiz” derken, Erdoğan’ın, “tıpış tıpış gelip yemin edecekler” çıkışına boyun eğerek geri adım attıkları gibi!.. 

Kimse kusura bakmasın CHP bu hatalı politikalarla yaralanıyor, tabanın da umudu tükeniyor... 

Peki ya her fırsatta AKP’ye sözde rest çeken HDP’nin her kafadan bir ses çıkan kaotik davranışlarına ne demeli?.. 

7 Haziran sarhoşluğu bir yana, HDP, BDP, Kandil, İmralı arasında politika belirleyemeyen Demirtaş ne yapacağını şaşırmış vaziyette... 

Baksanıza, “solcu” HDP, “faşist AKP”ye “dışarıdan destek” verecekmiş... Yani onlar da tıpkı ABD ve iş dünyası gibi CHP ile AKP’nin yan yana gelmesini istiyorlar... Hem Kandil’deki PKK da öyle emretmiş... 

MİLLET SANDIĞA NİÇİN GİTTİ?.. 

Peki, bugünlerde AKP ile koalisyon için bin takla atan muhalefet, 13 yıldır “AKP iktidarını yıkacağız” çığlıklarıyla meydanlarda esip gürlemedi mi?.. 

Ne oldu peki AKP’ye?.. Bin türlü rezalete rağmen ne yazık ki yine birinci parti... Çünkü anlaşıldı ki, halk muhalefeti yine bir “seçenek” olarak görmedi ve AKP’ye bir “uyarı” yapmakla yetindi... 

Söyler misiniz, “AKP’yi yıkacağız” iddiasında bulunan muhalefet şimdi ne yüzle AKP ile kol kola girmeye çalışıyor?.. 

Ne yani, muhalefet AKP ile koalisyon yapınca, hükümetin fiili lideri Tayyip Erdoğan iktidardan düşmüş mü olacak?.. Pehhh!.. 

Kusura bakmasınlar ama kimse, “memleketi hükümetsiz bırakmayız” takiyesine sığınarak milleti kandırmaya kalkışmasın... 

Halk, AKP’nin iktidardan düşmesini hatta suçluların yargılanmasını bekliyordu... Ve kitleler, tüm başarısızlıklarına rağmen muhalefetin beceriksiz partilerine, AKP ile hükümet kursunlar diye oy vermedi... Hiç kuşkunuz olmasın; Davutoğlu-Erdoğan ikilisiyle kim koalisyon yaparsa yapsın kısa zamanda erir ve ilk baskın seçimde de AKP en az 45 oyla iktidar olur... Tabi beceriksiz muhalefet de yeni bir hezimetle sarsılır... 

PEKİ NE OLACAK?.. 

Evet, yukarıdaki tepkileri okuyan herkes eminim aynı soruyu soruyordur; “Peki ne olacak?..” 

Olacağı büyük ihtimalle şudur; AKP, CHP ve HDP Anayasayı değiştirmek için dünden hazırlıklı... Erdoğan bunun için yıllardır çırpınıyor...  

Kılıçdaroğlu da partiyi kuşatan ikinci cumhuriyetçilerin baskısıyla “yeni Anayasa” safsatasını defalarca dillendirmekten kaçınmadı... PKK-HDP ise zaten cumhuriyeti yıkmak için her an pusuda...  

Keşke gerçekten “demokratik bir Anayasa” olabilse... Oysa hedef belli; Yani Atatürk, laiklik, Türklük ve Altıok’un olmadığı bir Anayasa için müttefikler her zaman hazır... “MHP diğer partilerin bu yıkım taleplerinin kaçına direnir” sorusunu sormaya gerek bile yok, çünkü olası bir tavizde oyları henüz yükselmiş olan Devlet Bahçeli’nin tabanında infial yaşanır... 

Medya, ABD, Kemal Derviş ve müttefikleri her ne kadar “yeni Anayasa” safsatası için AKP ile CHP’yi işbirliğine zorlasa da, yanlarına da “açılımın” sürmesi için HDP’yi almak için uğraşsalar da, PKK’nın talepleri ve toplumun AKP’ye olan öfkesi bu plana pek geçit vermez... 

CHP KÖKLERİNE DÖNMELİ... 

Sonunda olacak olan şudur; geçmişte zaten AKP’nin kritik yasalarına destek veren MHP, “tabanımız hemen hemen aynı” diyerek Erdoğan’ın partisiyle masaya oturacaktır... Zaten MHP tabanının anketlere yansıyan görüşleri de bu doğrultuda... 

“Bu şekilde belki yeni Anayasa tuzağı engellenmiş ve açılım baskısının Öcalan’ın özgürlüğüne ve ülkenin bölünmesine kadar gitmesi de frenlenmiş olur!.. Ve tabi ki paralel yapıyla ilgili mücadele de devam eder...” 

Bunlar benim değil, AKP ile MHP kadrolarıyla tabanlarının medyaya da yansıyan yaygın düşünceleri... Çünkü yapılan anketler de gösteriyor ki, iki partinin tabanı da ağırlıklı olarak bu beklentide...  

Peki bu plan yürür mü?.. AKP kendini toparlayana kadar yürür, sonrasında büyük ihtimalle baskın seçim... CHP ve HDP’nin varlıkla yokluğu ve geleceği de işte bu plana bağlı...  

Özellikle de CHP tükenmek istemiyorsa, bir an önce köklerine dönerek, ideolojisine bağlı bir duruş sergilesin... 

Yani CHP, ülkenin geçmişi ve geleceğini göz ardı etmesin, “yeni kadrolarla” muhalefette etkili bir mücadele başlatsın... Çünkü 7 Haziran’dan zararlı çıkan tek parti ne yazık ki CHP’dir...


https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac