ZAMANIN RUHUNA UYAN HAYIRLI HABERLER!

ZAMANIN RUHUNA UYAN HAYIRLI HABERLER!

Olup bitene bakınca, yaşananları ve yaşatılanları görünce, hem sinir katsayımız, hem de gözyaşı sarfiyatımız artıyordu ya! Meğer boşunaymış bunlar. Şimdi koltuğunuzun arkasına yaslanın ve kendimize ne kadar haksızlık yaptığımızı anlayın!

Hani bize çocukluğumuzdan beri Cumhuriyet’in ertelenemez, savsaklanamaz, göz ardı edilemez bir yurttaşlık ödevi olduğu belletilmişti ya! Yanılmışlar- yanıltmışlar! Yine bize gençliğimizde Cumhuriyet’in uzun bir yürüyüş olduğu, zahmetsiz kolay ve rahat olamayacağı anlatılmıştı ya? Yine yanılmışlar- yanıltmışlar! Meğer hiçbir sorun yokmuş! Her şey kontrol altında imiş! Üzülmek ve kaygı duymak gereksizmiş. Sırayla ilerlersek;

Uzun süredir temellerinden sarsılan, toplumsal şiddetle boğuşan, günden güne artan cehalet sarmalına dolanan ülkemizde küçük bir nefese, ya da kapı aralığından sızan minik bir ışığa hasret çekerken önümüze yüksek tepelerden ışıklı kapılar açılmaz mı? Bu puslu ortamda demir bir gülle gibi yokuş aşağı yuvarlanırken, yönetim erbabı içimizi ferahlatmaz mı? Çocukluğumuzun ve gençliğimizin değerlerinin yıpranmadığının altı siyasi irade tarafından çizilmez mi? Nasıl sevindim anlatamam! Bu alıntıları bencileyin ülkemizden bihaber olanlar için yapıyor, hemfikir olup olmadığınızı bilmiyor, ama ilginizi çekeceğine inanıyorum!

Erdoğan, 10 Kasım’da Anıtkabir Özel Defteri’ne; “En büyük eserim diyerek bizlere emanet ettiğiniz Cumhuriyet’e sahip çıkmayı görev biliyor, her alanda daha güçlü, itibarlı ve müreffeh bir ülke yolunda emin adımlarla ilerliyoruz” diye yazdı. Daha önce de; “Gazi Mustafa Kemal’i hayırla yâd ediyorum” demişti…

Artık bir Erdoğan klasiği haline gelen: “Dünya 5’ten büyüktür” sözüne yeni bir ilave yaparak, bu kez; “Türkiye, Türkiye’den büyüktür” deyip içimize su serpti. Yetinmedi. ABD başkanlığına seçilen Trump için de; “Hayra yormak istiyorum” şeklinde açıklama yaptı. Biz bunlarla avunurken bu kez Taşyapı Grubu Başkanı; “10 yıl önce tanıdığım Donald Trump, çok akıllı ve çok zeki bir insandır. ABD’nin yeni başkanı akan kanın durmasına ve dünya ticaretine büyük katkı sağlayacaktır” diyerek moralimizi iyice düzeltti...

Biz moral depolarken Başbakan, 10 Kasım’da özel deftere; “Cumhuriyetin 93. yılını iftiharla kutlayan Türkiye, istikrar içinde güçlenmeye, büyümeye ve demokrasinin standartlarını yükseltmeye devam etmektedir. Türkiye Cumhuriyeti, bugün sözü dinlenen, dostluğu aranan ve uluslararası sorunların çözümünde aktif rol üstlenen yüksek itibara sahip bir ülke konumundadır” yazıp içimize sular seller serpti…

Bitmedi, başbakana göre; ne batıyla ilişkilerimiz kopma noktasına gelmişti, ne demokrasi ve ekonomide sorun vardı, ne kredi notumuz düşmüştü, ne de borcumuz artmıştı! Moral değerlerimizin yerle yeksan olduğu bir dönemde, bizi bu açıklamasıyla yerden alıp gökyüzüne çıkaran başbakana teşekkür yetmez! Çünkü bu hafta hep mutlu edecek, sevindirecek, ayağı yerden kesecek sözler etti. İçimden dileğim şu ki başbakanın sözleri yakın zamanda gerçekleşsin. Aklım, mantığım, kalbim bundan yanadır. Ayrıca uzun süredir hayali kahramanlık destanlarına alıştığımız için bu iş çok da zor olmayacaktır! Bu durumda sahada, masada, Suriye’de ve Musul’da olmayışımızın hiç bir önemi yoktur. Trump, zaten katkı sağlayacaktır! Ülkemiz sözü dinlenen, dostluğu aranan bir ülkedir…

Siyasi iradenin ve ticaret erbabının bu açıklama ve yorumlarından sonra şimdi kalkıp acı çekenlere, baskılara, yasaklara, hapiste olanlara üzülmenin anlamı var mı? Veya kural ve kurumların içlerinin boşaltıldığı haberlerine, iç ve dış savaş tehlikesine dikkat çekenlere, üst üste gelen dehşet dalgalarına uğrayanlara üzülmenin anlamı var mı? Ya da filosunda 298 yolcu uçağı bulunan THY’nin 22 noktaya uçuşu kaldırıp, 30 uçağını da park pozisyonuna çektiğine üzülmenin anlamı var mı? Üstelik dünyanın en yüksek yolcu kapasiteli havalimanını Erdoğan’ın doğum gününe yetiştirmenin heyecanını, coşkusunu yaşarken…

Sonuç olarak sizi bilmem ama ben nasıl mıyım? Üst üste gelen bu müjdeli açıklamalardan sonra çok çok iyi!

Not: 19 Kasım Cumartesi saat 16.00’da Moda Caddesi Tarihçi Kitapevi’nde “Kadınlık Okulunun Ustalarını” anlatacağım. Yolu düşenleri beklerim.