ZORLUK ve KOLAYLIK BİR ARADA…

ZORLUK ve KOLAYLIK BİR ARADA…
 

Zorluk burada ki işimiz kolay değil. ABD’yle yine çok sıkıntılı bir dönem başlıyor. Buna bağlı olarak;önümüzde ve yol haritamızda ağır ve zorlu bir süreç görünüyor, gelecek olan yaptırımların ağırlığı şimdiden omuzlara çöküyor, istenmeyen kamburlar alıp başını gidiyor?
 

Zorluk burada ki işimiz zor! Anlaşılması daha zoraçıklamalar ortada dolanıp duruyor. Neymiş efendim! İstikrar gelmiş, ekonomi uçacakmış,  turizm uçacakmış, ihracat uçacakmış, yatırımlaruçacakmış, ülke kanatlanmış! Şimdi her şey yere çakılırken uçacak demek nasıl bir duygu? Acep doların uçması, enflasyonun tavan yapması, işsizliğin rekora koşması mıdır uçuştan anladıkları! Anlamak iki kere zor…
 

Kolaylık burada ki kendiliğinden bir araya gelen ve ciddi bir yüzde oluşturan bir grup var. Altını çizmemiz gereken ve içimize umut rüzgârları serpen kitleler var. Yine kolaylık burada ki; tüm çabalarına rağmen, adını caddelerden kaldırarak, heykellerini kırarak, bayramları yasaklayarak, müfredattan çıkararak, ailesine ve de annesine dil uzatarak, O’nun kurduğu mecliste O’ndan söz etmeyerek bir şeyleri başardıklarını sananlara karşı ciddi ve güçlü bir tavır ve tepki var.
 

Zorluk burada ki; bir yanda itiraz kabul etmeyen, kendi bildiğini okuyan, her fırsatı lehine çeviren ve her olaydan yararlanmasını bilen, kendi kesiminin mutlak lideri olan ve verdiği hasar çok büyük ve yarattığı durum çok tehlikeli olan bir yönetim var. Diğer yanda demeç muhalefetiyle yetinen bir ana muhalefet var.
Tüm bunların devamı gelir mi? Gelir. Gelsin mi? Gelsin. Gelmeli mi? Gelecek…

 

Çünkü bir yanda feryat figanları kapı duvara çarpıp un ufak olanlar var. Diğer yanda sesini duyuramayanlar var, beri yanda vicdanına perde inenler var.Bir yanda mapusdamlarında tahliye edilmeyi bekleyen 841 hasta, diğer yanda ölümü bekleyen 1086 mahkûm, ( Adalet Bakanlığı verileri), beri yanda alelacele iki ara bir derede salıverilen damadı şehriyarı(!) var.
 

Bir yanda kötülüğün ve kayırmanın organize hali, bir yanda içerde yatan dostlarımın zorlayan özlemleri, sayfalara sığmayacak özellikleri var. Diğer yanda gittikçe büyüyen bir öfke var. Bir yanda zaten herkesin bildiği adaletsizlik diğer yanda Ankara’da yürekleri ağza getiren bir bekleyiş var. Bir yanda her şeyi gören, ülkenin gidişatına üzülenler var. Bir yandaolup biteni görmek istemeyen ve Yeni Türkiye hayaliyle avunanlar var.
 

Dipnot niyetine orta not: (Bu deyimi ben biraz önce icat ettim, övünmek gibi olsun pek de yakıştı bana göre!) yerli ve milli bir terim kullanarak yazıyı noktalamak istersem; şöyle der bitiririm. Bunun adı Yeni Türkiye değil, Yepyeni Türkiye olur ancak! Merak edip neler oluyor diye biraz daha irdeleyince, olayların siyasal ve toplumsal arka planına bakınca! Aslında yepyeni de yetmez ya!
 

Ve davetiye! 18 Mayıs Perşembe günü saat 14.00’de CHP Büyükçekmece Kadın Kolları’nın düzenlediği toplantıda “Ülkemizde Kadın ve Anne Olmak” konusunu anlatacağım. Yolu düşenleri beklerim…