YEREL YÖNETİMLERDE KADIN GÜCÜ ARTIYOR

8 Mart Kadınlar Günü için Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Thomas Hans Ossowski’nin katılımıyla düzenlenen resepsiyonda Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği’nin (CEID) hazırladığı Türkiye’de Toplumsal Cinsiyet Eşitliği İzleme Raporu'nun tanıtım toplantısı gerçekleştirildi. CEID’in kapsamlı raporunda yerel yönetimlerde kadın yöneticilerin sayısındaki artışa da dikkat çekiliyor.

Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu, 8 Mart Kadınlar Günü için Ankara’da Delegasyon Başkanı Büyükelçi Thomas Hans Ossowski’nin de katılımıyla bir resepsiyon düzenledi. Ossowski yaptığı açılış konuşmasında ‘’Türkiye Cumhuriyeti, 100 yıl önce kadın haklarının tesis edilmesi ve teşvik edilmesinin önemli sütunlarından biri oldu’’ dedi. AB Türkiye Delegasyonu Başkanı şu ifadeleri kullandı:

TAKSİM VE ÇEVRESİ KADINLARA YASAK TAKSİM VE ÇEVRESİ KADINLARA YASAK

''Kısaca üç noktaya değinmek istiyorum. İlk olarak, toplumsal cinsiyet eşitliği hala karşılanmamış bir hedef olmaya devam ediyor ve 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinden çok uzak. Dünyanın birçok yerinde ilerleme yavaşlıyor, hatta bazı yerlerde haklar geriliyor. Zorluklar artıyor; temel haklar, özellikle kadınların cinsel ve üreme hakları üzerindeki baskılar giderek artıyor. Sağlık hizmetlerine ve eğitime erişim azalıyor ve kadın haklarına dair retorik sorgulamalar yaygınlaşıyor. Bu aynı zamanda, milyonlarca kadın ve kız çocuğunun günlük hayatını ve çalışma koşullarını şekillendiriyor. İşte bu yüzden harekete geçmeyi hızlandırmalıyız. İvme önemlidir, aciliyet önemlidir, her gecikme fırsatlara, haklara ve hayatlara mal olur.

İkinci olarak, Avrupa Birliği uzun süredir toplumsal cinsiyet eşitliğini temel bir değer olarak hem üye ülkelerinde hem de küresel ortaklıklarında destekleyen bir güç olmuştur. Demokrasini bir sütunu olan toplumsal cinsiyet eşitliği, istikrarı, direnci ve kapsayıcılığı güçlendirir… Türkiye'nin kadın haklarını ilerletme konusunda uzun bir geçmişi var. 1930'larda kadınlara oy kullanma ve seçilme hakkı vererek birçok ülkeden önce bu alanda adımlar attı. Türkiye Cumhuriyeti, 100 yıl önce kadın haklarının tesis edilmesi ve teşvik edilmesinin önemli sütunlarından biri oldu. Ancak bu erken başarılarına rağmen, toplumsal cinsiyet eşitliği hâlâ bir zorluk. Birleşmiş Milletler Türkiye, yakın zamanda depremden etkilenen bölgelerde artan çocuk evlilikleri ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin birçok kızı risk altına soktuğuna dair endişelerini dile getirdi.

Son olarak, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak sadece doğru olanı yapmak değil, aynı zamanda daha güçlü ekonomiler ve toplumlar için akıllıca olan adımdır. Kadınlar ve erkekler için eşit fırsatları benimseyen toplumlar, azalan iş gücü ve beceri açıklarından, düşük sosyal maliyetlerden ve daha güçlü ekonomilerden faydalanır. Kadınlar güçlendiğinde toplumlar gelişir, ekonomiler büyür ve demokrasiler güçlenir. Türkiye, tüm ülkeler gibi, toplumdaki kadınların tam potansiyelini açığa çıkarmaktan büyük kazanç sağlayacaktır. Basit çözümler olmasa da, ilerlemenin yolu nettir: Değişim hepimizi kapsar; hükümetleri, işletmeleri, sivil toplumu ve bireyleri. Bu değişim, bağlantı kurduğumuzda, sesimizi paylaştığımızda, eskimiş toplumsal normlara meydan okuduğumuzda ve sistemik engelleri aşan politikaları teşvik ettiğimizde gerçekleşir.’’

Resepsiyona Litvanya, Estonya, İrlanda, Portekiz, Slovakya, Yunanistan, Çek Cumhuriyeti ve İsveç’in Ankara büyükelçileri de katıldı.

Resepsiyon’da CEID tarafından hazırlanan Türkiye’de Toplumsal Cinsiyet Eşitliği İzleme Raporu'nun tanıtım toplantısı da gerçekleştirildi. Raporun tanıtımını Doç. Dr. Emel Memiş, Doc Dr. İlknur Yüksel Kaplanoğlu, Doç. Dr. Gonca Kızılırmak Işık ve İlker Şener yaptı. CEID’in kapsamlı raporu, deprem bölgesindeki kadınların güvenlik ihtiyaçlarındaki artışa dikkat çekerken yerel yönetimlerde artan kadın temsiliyetinin de altını çizdi.

Şener, yerel yönetimlerde kadın temsilinin arttığını şu sözlerle ifade etti: ‘’2019 yılında sadece 3 tane kadın büyükşehir belediye başkanı varken 2025’te bu sayı 5’e yükseldi. İlçe belediyelerinde, il belediyelerinde oran yüzde 3.9’dan yüzde 7.3’e çıktı. En düşük oran beldelerde ve Türkiye’de merkezden yerele doğru gittikçe kadın temsiliyetinin azaldığını söylemek gerekiyor. 

Kadın Konukevlerinin Açılması ve İşletilmesi Hakkında Yönetmelik ile ilgili olarak; Belediye olarak sığınma evinize biri geldiğinde sığınma evine yönlendiremiyorsunuz. Önce ŞÖNİM’e göndermeniz gerekiyor, ŞÖNİM karar veriyor ve böylelikle belediyelerin alternatif sığınma modeli oluşturmasının da aslında önünde önemli bir engel teşkil ediyor… Türkiye’de nüfusu yün bini geçen belediyeler sığınma evi açmak zorundalar, ama 30 büyükşehir belediyesinden sadece 10’u sığınma evi açmış. Bu belediyelerin nüfusu 750 binin üzerinde. Çünkü sığınma evi açılmadığında bunun bir yaptırımı yok.’’

Toplantının ardından AB Türkiye Delegasyonunun 8 Mart Kadınlar Günü Resepsiyonu Peretti Jazz Trio’nun müzik dinletisi ve kokteyl eşliğinde sonlandı.

Kaynak: ANKA