AKP'nin TAKSİMİ, 'ALLAH'ın TAKSİMİ' GİBİ

AKP Lideri Erdoğan, geçenlerde övünürken, “Milli geliri, kişi başına 11 bin dolara çıkardık!” dedi. Bu hesabı acaba dolar 3 lira iken mi yoksa 7 lira iken mi yaptı bilmiyorum. Ne ise, sorun bu değil de sözünü ettiği o para... Dağdaki çobanın, beşikteki bebeğin, gecekondularda yaşayan her çocuğun yıllık geliri 11 bin dolar imiş... Gel gör ki evine ekmek götüremediği için, oğluna pantolon alamadığı için intihar eden babalar var. Onların 11 bin dolarlık payları nereye gitti? Bu adaletsizliği yazarken aklıma bir fıkra geldi. Tam bugüne uygun:

Bektaşi babalarından birisi yaz sonu tarladan geçerken, ceviz ağacı altındaki çocukların bağırarak çekiştiklerini görmüş. Yanlarına yanaşıp “Derdiniz ne?” diye sormuş. Çocuklardan birisi ortaya toplanmış ceviz yığınını göstererek, “Ceviz topladık ama paylaşamıyoruz. Bazıları çok alınca kavga çıktı.” demiş. Baba erenler gülerek demiş ki: “Çocuklar bu iş çok kolay... Bırakın ben bölüştüreyim. Amma sorum var size: Allah’ın taksimi gibi mi istersiniz yoksa bu kulun taksimini mi istersiniz?” Çocuklar, “Allah’ın taksimi gibi isteriz!” diye bağırmışlar. Baba erenler, çocukları çevresine dizmiş; sonra başlamış dağıtmaya... Kimisine 1 ceviz, kimisine 10 ceviz, kimisine de 50 ceviz vermiş. İşini bitirince, “Bakın oldu işte!” demiş. Ama az alan çocuklar bağırmışlar: -Hiç böyle olur mu? Bana bir ceviz verdin, yanımdakine 20 ceviz... İtirazlar yükselince Baba Erenler konuşmuş: -Çocuklar, siz Allah’ın taksimini istediniz... Allah da böyle yapmıyor mu? Bakın şu köye... Kimisinin bir cevizi bile yokken kimisinin tarlalar dolusu cevizi var... Kimisi kuş tüyü yatakta yatıyor kimisi ise mısır hasırında... Madem ki Allah taksimi istediniz, hadi şimdi kaderinize razı olun bakalım...

Bugüne bakın bir de... Aynen böyle değil mi? Bizim gibi işten atılan gazeteciler ayda 500 dolara ev geçindirmeye çalışırken AKP’nin gazetecileri ayda 5 bin doları sadece çekirdek parası olarak harcıyor... Söyleyin şimdi: AKP’nin taksimi ile Allah’ın taksimi tam uyuşum içinde değil mi?... AKP düzenini Allah’ın düzenine benzettiğim bu yazım nedeniyle Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan takdir beratı beklediğimi de özellikle belirtirim... (Dünkü ve bugünkü fıkraların kaynağı, “Alevi-Bektaşilerde Mizah” (Kaynak Yayınları) adlı kitabımızdır. Tarihimizde adaletsizliğe, gericiliğe, cehalete karşı verilen savaşın mizah üstünden yürütüldüğünü fıkralarımız çok açık gösteriyor...)

YERLİYİ DEĞİL YABANCIYI SEVEN HÜKÜMET

Başımızdaki hükümet kendisini “Yerli ve milliyiz!” diyerek övüyor. Gel gör ki işler bunun tam tersinden gidiyor. Hele hele söz konusu para ise, yerli halkı düşünen yok. Bunun çok açık bir örneği var: Hükümet, dolar ve avro bulmak için devlet kağıdı çıkardı. Eğer Türk vatandaşı gidip dolar vererek hükümetin bu kağıdından alırsa kendisine yıllık yüzde 4 dolar faizi verilecek... Ama bir İngiliz vatandaşı aynı miktarda kâğıt alırsa ona ödenecek faiz yüzde 7,5... Yani yabancıya yüzde 3 daha fazla para veriyor AKP iktidarı... Demek ki lafa gelince yerli ve milli... Para dağıtmaya gelince gayri milli... Bizim millet, ikinci sınıf insan sayılmayı seviyor olmalı ki 16 yıldır bu AKP’yi tek yönetici olarak seçip duruyor...

NİHAYET DOĞRU YAPTI

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran liderlerden İsmet İnönü’ün 45’inci ölüm yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Erdoğan mesajında, “Türkiye Cumhuriyeti’nin 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’yü vefat yıl dönümünde saygıyla anıyorum.” dedi. Şimdiye kadar İsmet Paşa’ya çok sert ve haksız hücumlarda bulunan Sayın Erdoğan’ın bu son yaklaşımı doğrudur. İsterse takıyye yapsın... Çünkü İsmet İnönü, herkes tarafından saygıyla anılması gereken bir kahramandır. Kurtuluş Savaşı’ndan önce Yemen’de, Kafkas cephesinde, Suriye cephesinde çarpışan bu büyük asker, 14 yıldan fazla başbakanlık yapmasına karşın çocuklarının eğitim masrafını karşılayacak kadar para biriktirememişti... Sadece bu bile saygıyı hak etmiyor mu? Bilmeliyiz ki herkes saygıyı kendisine gösterir... Hz. Ali ne demişti: İstemediğin bir söz duymak istemiyorsan istenmeyen bir söz söyleme...

YA BİZİM KİTAPLAR KILIÇDAROĞLU?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Meclis’teki konuşmasında, Nurcuların lideri Said-i Nursi’nin kitaplarına getirilen yasağın kaldırılması için mücadele ettiklerini söyledi. Amerikancı ve Papa’cı bu tarikat adamı için gösterilen duyarlılığı anlıyorum... Fikir özgürlüğü savunuluyor... Said-i Nursi gibi cumhuriyet ve Atatürk düşmanı birisinde bulunsa bulunsa Orta Çağ’a özgü sabit fikirler bulunur ama neyse...Peki Sayın Kılıçdaroğlu, Atatürk devrimlerini savunan, Osmanlıcı gericiliğe ve AKP dayatmalarına karşı çıkan yazarları böyle savunuyor mu? Örneğin bizim Osmanlıda Oğlancılık kitabımız sansür edilirken, biz de provokatör Akit örgütünce tehdit edilirken niçin akıllara gelmedik? FETÖ’cü yargı hapis cezası verince... Aynı ekip Güneş Gazetesi’nden ilkin bizi atınca... Hiç hatırlanmadık... Çünkü biz, sadece 4 mezhepçi fanatizm tarafından değil Kılıçdaroğlu tarafından da Rafızi ilan edilmiş bir yazarız... O, Mustafa Karahasanoğlu gibi Akit’çiyi bile arar ama bize karşı kökten düşmandır. Olsun; biz Kılıçdaroğlu’na rağmen 6 OK başta olmak üzere Kemalist ilkeleri savunmaya devam edeceğiz.

https://twitter.com/r_zelyut