ATEŞ ÇEMBERİ NİÇİN YANIYOR?..

Dünyada, çevresi ateş çemberiyle kuşatılmış kaç ülke vardır acaba?..

12 Eylül sonrası, sınır ötesindeki militan örgütlenmesini saymazsak, PKK'nın 15 Ağustos 1984'te Eruh ve Şemdinli'yi basarak terör eylemlerini başlattığı 38 yıl öncesinden itibaren "ateş çemberi"ndeki alevler söneceğine, ne tuhaf ki giderek yükseliyor...

Devletin 1984'ten bu yana milyarlarca dolar harcadığı ve binlerce şehit verdiği operasyonlara rağmen, (ayrılıkçı terör yetmezmiş gibi) bir yandan da dinci terörün bütün unsurları Türkiye'yi saran "ateş çemberi"nin üzerine benzin dökerek, tehdidi büyütmeye devam ediyor...

Peki bu ateş nasıl büyüyor, Türkiye'yi nasıl tehdit edebiliyor;

Emperyalizmin "böl-yönet" tuzağına hizmet eden Amerika'nın "Yeşil Kuşak Projesi"nde vurucu güç haline getirilen dinci terörün kökleri, Rus-Afgan savaşında ortaya çıkan Suudi iş adamı Usame Bin Ladin'in El Kaide'siydi...

Ne tuhaf değil mi; Amerika ve koalisyon güçleri nükleer silahı bahane ederek Irak'ı işgal ettiğinde ve 11 Eylül 2001'deki İkiz Kuleler saldırısından yola çıkarak Orta Doğu'yu kuşattığında, sadece Bağdat ve çevresi vurulmadı...

Emperyalizmin daha önce dolar çuvallarıyla satın aldığı Irak ordusunun üst düzey askerleri (Baas rejimine ihanet ederek) çoktan yurt dışına kaçmışken, Kara Şahin'ler havada ilk görüldüğünde, Saddam'ın alt düzeydeki askerleri ise Dicle Nehri kıyısında çil yavrusu gibi dağılmıştı...

Bütün dünya (sonradan yalan olduğu tespit edilen) nükleer silahı durduracağı ve El-Kaide ile mücadele edeceğinden yola çıkarak Amerika'nın Irak operasyonunu desteklerken, Bağdat yönetimi alt edildi, Saddam ortadan kaybolduktan kısa süre sonra yakalandı, çocukları ise Amerikan askerleriyle girdikleri çatışmada öldürüldü...

İşte yazının başında "ateş çemberi"ne vurgu yaparken; aslında Amerika ve koalisyon güçleri Bağdat'ı hedef aldığında, sadece Irak'ın değil, Türkiye'nin de çok yönlü vurulduğuna dikkat çekmek istedik...

Peki, asıl hedef Irak olduğuna göre, bir yandan da Türkiye niye vuruldu ve vuruluyor acaba?..

EL-KAİDE, IŞİD, PKK VE KAOS!!!

PKK'nın 1984'te Eruh ve Şemdinli'yi basarak terör eylemlerini başlatmasının ardından Öcalan'ın militanları Kandil Dağı'nı merkez üs seçtikleri için, Irak başlı başına Türkiye'ye karşı bir istikrarsızlık bölgesiydi...

Bir yandan PKK Kuzey Irak'ta büyürken, diğer taraftan Türkiye'nin Irak ile olan ithalat ve ihracatı durmuş, sınır ticareti darbe almış ve bu ülkeden kaçan on binlerce kişi de Türkiye'ye sığınmıştı...

Aynı zamanda Irak, PKK'nın Kandil Dağı'nda üslenen militanlarının 1984'ten itibaren gerçekleştirdiği binlerce saldırıyla Türkiye için büyük bir tehdit merkezi haline gelmişti...

Sadece PKK değil, 15-20 Kasım 2003'te, İstanbul'da HSBC Bank Genel Müdürlüğü, İngiltere Konsolosluğu ve iki sinagogu basarak 60'tan fazla masum yurttaşı öldüren El-Kaide militanları da Irak üzerinden Türkiye'ye geçmişti...

Ve dinci terörün Irak topraklarından beslenen El Kaide'sinin yerini alan IŞİD teröristleri ise Türkiye'de yıllardır sahnede...

İşte Selefi militanlar yurdun büyük bölümünde oluşturdukları hücreler üzerinden sürekli eyleme geçmeye çalışıyor, Türkiye'ye patlayıcı ve militan sevk ediyor, operasyonlarda her yıl yüzlerce tehlikeli militan yakalanıyor...

Konu IŞİD'e geldiği için Türkiye'nin çevresini saran "ateş çemberi"nin artık en tehlikeli bölgesinin Suriye olduğunu anımsatmaya gerek yok...

Libya'da Muammer Kaddafi'nin IŞİD militanlarınca linç edilmesinin etkilerini de taşıyan Suriye kaosu; Esad rejiminin 2011'deki iç savaş kışkırtıcılığıyla hedef alınmasından bu yana Türkiye'yi sarsmaya devam ediyor...

Irak'taki kaos, İran'daki huzursuzluk, Libya'da bitmeyen keşmekeş ve (iç savaş kışkırtıcılığı büyük darbe almasına rağmen) Suriye'deki yönetim boşluğundan yararlanarak Türkiye sınırının üçte birinde (ABD'nin desteğiyle) 100 bin militanlık ordu kuran PKK, Türkiye'yi saran "ateş çemberi"ni büyütmek için çabalıyor...

Peki, bu ateş daha nereye kadar yanacak ve nasıl sönecek?..

TERÖR, DİPLOMASİ VE TEHDİT!..

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun zaman zaman medyaya yaptığı açıklamalara bakılırsa, PKK'nın Türkiye içerisindeki militan sayısı 200'ün altına düştü...

Amanoslar'dan Hakkari sınırına, İran sınırından Kuzey Irak içlerine kadar yapılan operasyonlarla büyük darbe alan örgüt, askerî gücünün yüzde 90'ını Suriye içerisinde toplayarak, ABD ve koalisyon güçlerinin desteğiyle büyümeye çalışıyor...

Yani PKK'nın asıl merkez üssü Kuzey Irak'taki Kandil Dağı değil artık...

Suriye-Türkiye sınırında, Haseki-Münbiç-Halep-Kobani ve çevresiyle (aslında 1980 sonrası yurt dışına kaçarak 1982'den bu yana Bekaa Vadisi'nde militan yetiştirdiği döneme) geri döndü PKK...

Peki; Türkiye, Nisan ayından bu yana Pençe-Çekiç operasyonu ile Irak ve Suriye içerisindeki müdahalelerini de sürdürürken, "ateş çemberi"ne karşı "asıl ne" yapmayı planlıyor?..

İşte bu sorunun yanıtı sadece ABD ve destekçilerinin PKK'nın arkasında durmasında, Libya, Irak, İran ve Suriye'deki keşmekeşin Türkiye'ye karşı terörü ve istikrarsızlığı büyütmesinde gizlenmiyor...

Şam yönetimini sarsan iç savaş kışkırtıcılığında Esad rejiminin yanında duran Rusya ve Suriye ordusuna büyük destek veren İran, Türkiye'nin hazırlığını aylardır yürüttüğü en büyük sınır operasyonunu durdurmak için çabalıyor...

PKK'nın Suriye'de kurduğu orduya para ve silah yardımında bulunduğu konusu defalarca medyaya yansıyan Amerika ise Türkiye'nin sınır ötesi operasyonunu durdurmak için sürekli uyarılar yapıyor, diplomatik baskıyı arttırıyor...

BEKLEYİŞ, PANİK, OPERASYON!..

Evet; Türkiye'nin hazırlığını aylardır sürdürdüğü Suriye operasyonu kilitlenmiş halde bekliyor...

PKK panik halinde olsa da; örgütün Türkiye'deki yayın organı, sanki Suriye'deki tek terör örgütü Selefiler'miş gibi hedef şaşırtarak, "Türkiye'nin Suriye'ye müdahalesi IŞİD'i güçlendirir" şeklinde tuhaf iddialar seslendiriyor!..

Türkiye ise bir yandan Kuzey Irak'ta, bir yandan da Suriye içerisinde büyüyen PKK'yı kuşatmak için örgütün üst düzey yöneticilerini nokta operasyonlarıyla etkisiz hale getirerek, "ateş çemberi"ni kısmaya çalışıyor... Bu operasyonlarda son 4 yılda 40'tan fazla üst düzey PKK'lı öldürüldü...

İstihbarat birimlerinin Türkiye'ye 60 kilometre uzaklıktaki Haseki'de düzenlediği son nokta operasyonunda; 2008 yılında, Güngören'de 5'i çocuk, biri hamile kadın olmak üzere 18 masum yurttaşın öldürüldüğü bombalı saldırının faili olan PKK'lı Nusret Tebiş etkisiz hale getirildi...

Meselenin özetine gelince... Amerika ve Doğu sınırında PKK'ya kucak açan devletler, Türkiye'nin en büyük sınır ötesi operasyonunu durdurmak için çabalarken, Nisan ayından bu yana Pençe-Çekiç operasyonuyla Irak ve Suriye'deki müdahalelerde 60'tan fazla Türk askerinin şehit olması göz ardı ediliyor...

Velhasıl, Orta Doğu'da hem ayrılıkçı hem de dinci terörü destekleyen güçler, yurt içinde PKK'yı etkisiz hale getiren Türkiye'nin sınır ötesindeki PKK'ya karşı geri çekilmesini istiyor!!!

Söyler misiniz; bu kaotik çıkmazda ve emperyal tuzakta, 38 yıldır terörle yanan "ateş çemberi" söner mi hiç?..

https://twitter.com/FARACYAZIYOR
https://www.facebook.com/mfarac