ATATÜRKÜMÜZ VE
TIBBİYELİ HİKMET...

Tarih: 4 Eylül 1919…
Mustafa Kemal ATATÜRKÜMÜZ ve Yol Arkadaşları,
1923 Cumhuriyeti’ni Sivas’ta kurdu.
(CHP de o gün Sivas’ta kuruldu!)
Dini kullanıp Cumhuriyet düşmanlığı 
yapanların çabası boşa çıkarıldı!
O günlerde de FETÖcüler vardı(!) 
Hainler, yardakçılar mevcuttu!..
ATATÜRKÜMÜZ’ü günümüzde en iyi anlatan 
Tarihçi- Yazar Sinan Meydan’ın ifadesi ile;
"O’na saldırarak iman tazeleyen yobazlar çoğunluktu!"
Meydan’a göre; ATATÜRKÜMÜZ’ün kurtuluş formülü de, 
“Emperyalizme karşı tam bağımsızlık+geri kalmışlığa 
tam uygarlık”tı!..
Tam uygarlık olmazsa tam bağımsızlık sürmezd çünkü!..

***

Sivas Kongresi, Mustafa Kemal'in Amasya Tamimi’ni 
açıkladıktan sonra
-bir çağrı üzerine-
1.Dünya Savaşı'ndan sonra işgale uğrayan 
Türk topraklarını kurtarmak ve 
ulusun bağımsızlığını sağlamak 
için çareler aramak amacıyla seçilmiş 
millet temsilcileriyle gerçekleşti! 
Alınan 8 kararla -özetle-  ‘’milli sınırları içinde 
vatan bölünmez bir bütündü; parçalanamazdı!
Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine 
karşı millet top yekün kendisini 
savunacak ve direnecekti! Kuvay-ı Milliye'; tek kuvvetti, milli iradeyi 
hakim kılmak temel esastı. Manda ve himaye de -asla- kabul edilemezdi!’’
Cumhuriyetin temeltaşlarındandır bu kongre!

***

"Tıbbiyeli Hikmet" bir öğrenci lideridir...
(Hikmet Boran; Askeri Tıp’taydı )
14 Mart 1919’da İstanbul işgal altındayken, 
bir grup arkadaşıyla, okuluna dev bir Türk Bayrağı asmıştı. 
Tarih onu ‘’henüz 18 yaşındayken de 
Sivas Kongresine üniformasıyla katılan 
38 delegeden biri’’ olarak yazacaktı!.
Mustafa Kemal ile şu konuşmasını da:
“Paşam! 
Delegesi bulunduğum Tıbbiyeliler 
beni buraya istiklal davamızı başarmak 
yolundaki çalışmaya katılmak üzere gönderdiler. 
Mandayı kabul edemem! 
Eğer kabul edecek 
olanlar varsa, bunlar da her kim olursa olsun, 
şiddetle reddederiz! 
Manda düşüncesini siz kabul ederseniz 
sizi de reddeder; 
Mustafa Kemal’i -vatan kurtarıcısı- değil, 
-vatan batırıcısı- olarak adlandırır ve kınarız” der.. Mustafa Kemal,  gencin söylediklerinden
etkilenir ve ona şunları söyler: “Evlat müsterih ol ! 
Gençlikle iftihar ediyorum ve gençliğe güveniyorum. 
Biz azınlıkta kalsak dahi, mandayı kabul etmeyeceğiz!
Parolamız tektir ve değişmez: “Ya İstiklal Ya Ölüm!..”
Mustafa Kemal, Tıbbiyeli’yi alnından öper;
ardından da şu sözleri sarfeder:
"Gençler, vatanın bütün ümit ve istikbali size, genç
nesillerin anlayış ve enerjisine bağlanmıştır!"
"Tıbbiyeli Hikmet" direnci onuruyla
Milli Mücadele’ye, Büyük Taarruz’a da katılır.
44 yaşında vatan için de ölür. 
Ölümün onu yenmesi için ‘’unutturması" gerekiyordu. Ölüm ne bilsin ki, "Tıbbiyeli Hikmet" 
unutulacaklardan değildi! 
O; ATATÜRKÜMÜZ’ün ümidi gençliğin bir simgesiydi!..
Bugün bilinçli 
Mustafa Kemal ATATÜRKÜMÜZ aşkı da
bir ölümlüyü kutsamak değildir!
Tam aksine ortak akıla, bilime,bağımsızlığa,
özgürlüğe, demokrasiye, barışa duyulan sevgidir, 
saygıdır!..

***

Melih Cevdet’in "Anı"sından dizelerle 
saygıyla selamlıyorum sizi
Mustafa Kemal ATATÜRKÜMÜZ ve Tıbbiyeli Hikmet!:
‘’Sevdiğim sokak adları gibi/Sevdiğim çiçek adları gibi/
Bütün sevdiklerimin adları gibi/Adınız geliyor aklıma!’’
İkiniz de; safınıza ortaklarla 
kurtuluşu başaran başeğmeyi sevmeyenlerdensiniz!
Bir destansınız siz destan!..




https://twitter.com/Atikopruluoglu