AYDINLANMANIN ÇİLEKEŞ
ŞAİR YAZARI; RIFAT ILGAZ
Rıfat Ilgaz doğruyu savunan, tavizsiz,
aydın kimliğinden milim sapmayan toplumcu
çizgisini son nefesine kadar yitirmemiş
öğretmen yazarımızdır.
Halktan, ezilenden, haktan yana taraf olduğunu
"Sevdim haklıdan yana olabilmek için/
Çalışıp ezilenden yana/Sevdim aldığım soluğu
hak etmek için/Ama sevdim halkımca"
dizeleriyle anlatmıştır "Defneler Gibi"de...
Çok sevilen
"Hababam Sınıfı"nı yazıp, İnek Şaban’la,
Hafize Ana, Kel Mahmut, Badi Ekrem,
Damat Ferit ile bizleri güldürürken düşündürtmüştür.
***
Kuvayı Milliyeci’dir kökten...
Anılarında;
Milli Mücadele’de -ki daha 10 yaşındadır-
yazdığı savaşın bildirilerini sokaklarda dağıttığını aktarır.
"Halime Kaptan"da İnebolu’ya Karadeniz’in
hırçın dalgalarına karşın cephane taşıyan
Cideli Temel Reis’in gelinini; o Kurtuluş Savaşı’nın
özveri simgesi kadınını anlatmıştır.
"Karartma Geceleri", Rıfat Öğretmen’in
kendi yaşamından kesitlerdir.
Romandaki karakter kendisiyle özdeşleşendir.
Polis, jandarma takibinden yıllarca kurtulamamıştır.
Burada bir anekdota yer verelim;
Orhan Kemal’le Sirkeci Garı’nda bir restoranda
yemekteler.
Hemen arka masada da onları
izleyen bir sivil polis. Rıfat Ilgaz
hep alçak sesle konuşuyor tabii.
Polis de sürekli sandalyesini masalarına
doğru çekip konuştuklarını anlamaya çalışıyor.
Rıfat Hoca durumun farkında tabii.
Birara garsonu çağırır, bardak ister,
gelince de rakıyı doldurur.
Polise kadehi uzatır,
"Buyurun" der, o da boş bulunup yanıtlar;
"Teşekkürler, görevdeyken içmem!..’’
Tevkifler, zindanlar vız gelmiştir.
O şiirlerini -zaman zaman müstear(takma) adla da olsa-
hep yazmış, gücünce toplumu uyarmaya çalışmıştır.
Ünlü "Aydın mısın"şiiriyle örneğin;
"Kilim gibi dokumada mutsuzluğu
Gidip gelen kara kuşlar havada
Saflar tutulmuş top sesleri gerilerden
Tabanında depremi kara güllelerin
Duymuyor musun
Kaldır başını kan uykulardan
Böyle yürek böyle atardamar
Atmaz olsun
Ses ol ışık ol yumruk ol
Karayeller başına indirmeden çatını
Sel suları bastığın toprağı dönüm dönüm
Alıp götürmeden büyük denizlere
Çabuk ol
Tam çağı işe başlamanın doğan günle
Bul içine tükürdüğün kitapları yeniden
Her satırında buram buram alınteri
Her sayfası günlük güneşlik
Utanma suçun tümü senin değil
Yırt otuzunda aldığın diplomayı
Alfabelik çocuk ol
Yollar kesilmiş alanlar sarılmış
Tel örgüler çevirmiş yöreni
Fırıl fırıl alıcı kuşlar tepende
Benden geçti mi demek istiyorsun
Aç iki kolunu iki yanına
Korkuluk ol"
***
Faşist cunta, 12 Eylül’de TÖB-DER'li arkadaşlarıyla beraber
Cide’de onu gözaltına aldırdı.
Elleri kelepçeli, gözleri bağlı sokaklarda dolaştırıldı.
Torunu yaşındaki erler, hasta olduğunu
bile bile günde 7-8 ayakta tutarak,
sürekli aşağılayarak sistemli işkenceye tabi tuttular.
Onu tanıyan demokrat bir kaymakam
durumundan haberdar olunca Cumhuriyet'ten
Mustafa Emekçi’ye ulaştı, onun çabasıyla da
serbest bırakıldı, bir sanatoryumda tedavi altına alındı.
Ilgaz, "Kırk Yıl Önce Kırk Yıl sonra" da gözaltı dönemini ve
kendisine yardımı dokunan Samsunlu Komando Er "Azem"i yazdı.
***
"Kozbeyli Bilgesi" Hüseyin Yurttaş
"Onları Tanıdım" kitabında
"Hep ayrıcalıklı, hep saygın şair-yazar" olarak tanımlar Rıfat Ilgaz’ı...
Yurttaş’a göre;
Usta en kimsesizimizin, en çaresizimizin,
en yalnızımızın ve en ‘haylaz’ımızın şiirini,
öyküsünü, romanını yazdı!
İkide bir onu zora sokan akciğerlerine aldırmadan
mahpuslara girip çıksa da sanatoryumlara ‘abone’ olsa da en küçük bir ödün vermeden şiirin, sanatın hakkını vermeye ve aydın namusunun gereklerini yerine getirmeye çalışıyordu!..
Ne de olsa Attilâ İlhan’ın ‘’Fedailer Mangası’’ adını taktığı 1940 toplumcu gerçekçi kuşağı şairlerinden yazarlarındandı Cideli Öğretmen Rıfat!
***
Rıfat Ilgaz tam 25 yıl önce bugün elveda dedi dünyaya.
Muhtemelen Sivas Madımak katliamı onu da ta yüreğinden vurmuştu.
Attilâ İlhan vefatından sonraki yazısında
"İşte böyle Rıfat Abi. ’Eski Askerler’den
pek kimse kalmadı, öteki taraftakilere söyle,
içleri rahat olsun, mevziler terkedilmeyecektir’’i yazmıştır.
Tiyatro Yönetmeni ve Yazarı Haluk Isık Hocam da ona şu dizeleri armağan etmiştir;
"Belki de Rıfat Ilgaz Usta bugünleri yaşayacak bizlerden şunu söylememizi istedi;
"Karartma!
Ne geceleri, ne de gündüzleri…"
Biz de Nâzım Baba ile yanıt verelim,
"Kararmayacak sol meme altındaki cevahir!.."
https://twitter.com/Atikopruluoglu