"Spor; kişinin önce kendisine, sonra doğaya,
zamana, insana karşı ruhsal ve bedensel faaliyetlerle
sürdürdüğü bir mücadele biçimidir.
Belli kurallarla işler. Sosyal bir olaydır!"
Meslek Ustam Okan Yüksel böyle tarifler sporu…
Ne doğru!..
Biz buna bir de ‘’toplumda sağlıklı, sevgi ve
anlayışlı ilişkiler kurabilen karakter kazandırdığını’’
da ekleyelim...
İzlence sporları arasında geniş katmanlarda
en yoğun ilgi gören de futboldur!
Kulüp sevgili… Renk aşklı… Meşin yuvarlak sevdalı futbol!
***
Eduardo Galeano; Uruguaylı "büyük" yazardır..
"Güneşte ve Gölgede Futbol"u yazandır.
Kitabında; "dünya büyüsü" futbolu, emekçilerini anlatır…
Kendini de "Tanrı rızası için güzel bir maç lütfen!"
diye dolaşan "basit bir futbol dilencisine" benzetir!
Güzel bir oyun gördüğü zaman da
bunu sağlayanın hangi takım/ ülke
olduğuna bakmaksızın; bu mucize için şükranlarını sunan!
Galeona; Holywood eğitimli genç yönetmen
Emre Şahin’in ilk sinema filmi
"Takım Mahalle Aşkına"yı seyretse;
oradaki takımdaşlığı, mücadele azmini,
güzel futbolu, saha içi-dışı güzel hareketleri görse…
Ne derdi acaba?
Gökdelenler arasında kalmış bir mahallenin
simgesi olmuş halı sahada futbol oynayan çeper gençlerini…
Metin Kurt’un "Borsada değil arsada güzel futbolunu"…
Dürüstçe, mertçe, mücadele edenlerin şampiyonluğunu…
***
Halı saha işleten Turgay(Yağızcan Konyalı) ve
eski bir futbolcu olan ağabeyi Tufan(Fırat Tanış),
fazlaca borçları olmasına karşın sahanın bulunduğu
araziyi almak isteyen "rantçı, kupon kupon, parsel parselci, AVMci"
zihniyete direnirler. Maddi krizdedirler bu arada…
Çıkış yolu; kazanana 150 milyar TL ödülün
verileceği sokak futbolu turnuvasına katılmaktır!
Babalarının(Cezmi Baskın) keşfettiği yetenekli
futbolcuları not ettiği defterden yararlanır ve
takım kurarlar. Farklı etnik kimlik ve kültürden,
eğlenceli karakterlerden oluşan ekip,
o büyük bir hayali gerçekleştirmeye çalışır.
Afrikalı topçu Puma (Pascal Nouma), Klarnetçi Selim ve
"Turgay’ın aşkı" kadın futbolcu
Gülgün de (Beyza Şekerci) aslardandır!
Ve çetin turnuvada şampiyon; kurdukları takım
"Pilavüstükuru"dur!
***
Yineleyelim;
Spor, rekabettir, düşmanlık değil.
Spor; insanı sevmektir. Spor; dostluk demektir…
Oxford’da insan soyuna öğretilemeyecek tek şey; dostluktur!
Öyle milli marş ıslıklamak, terör kurbanlarını
saygı duruşunu ıslıklamak hiç değildir!
Sait Faik’in "Yani Baba" öyküsündeki dostluğu sunalım sahalarımızda!
"Önce dostluk, kardeşlik, dayanışma gelsin; sonra şampiyonluk" diyelim!...
Sinemaseverlere sempatik gelecek "Takım Mahalle Aşkına"…
Yolun güneşin ışıkları kadar aydınlık olsun Emre Şahin!
Teşekkürler…
https://twitter.com/Atikopruluoglu
https://twitter.com/Atikopruluoglu