Geçenlerde bir işadamı “faizlerin inmesi lazım ki iş güç artsın, yatırımlar yapılsın; bu nedenle Cumhurbaşkanı doğru söylüyor” dediğini duyunca faiz-enflasyon-ekonomik gelişmenin birbirleri ile ilişkisinin irdelenmeden düşük faiz iyidir, yargısına varılmasını hayretler içinde karşılıyorsunuz.
Eğer bir ülkede faizler yüksek ise kredilerin maliyeti de yüksek demektir. Bu, kredi kullanan ticaret sahibi için karlılığını düşüren bir durumdur ve tüccarın, sanayicinin yatırım ve iş yapma isteğini ve kararlarını olumsuz yönde etkiler. Hele bizim gibi yüzde seksen kredi ile dönen bir reel sektör için yüksek faiz ciddi bir maliyettir. Buraya kadar doğru...
Bu noktadan meseleye bakarsak faizlerin inmesi ticari hayat için iyidir. Kredi kullanımı artacağı için ticaret canlanacak ve yatırımlar artacaktır. Bu da doğru...
Ama ülkenizde enflasyon yüksekse yukarıdaki varılan doğru sonuç terse dönmektedir. Çünkü enflasyon mal ve hizmetlerin fiyatlarının sürekli yüksek olmasına neden olacağından yatırımcı ve tüccar kullandığı kredinin maliyetinde sağladığı avantajı enflasyon nedeniyle kaybedecek,mal veya hizmetin maliyeti artacak,bunu müşteriye yansıtamadığı takdirde ya kârlılığı azalacak veya zarar edecektir.
ÖRNEK HESAPLAMA
Enflasyonun yüzde 5 olduğu bir durumda, bir firmanın cirosu 100 birim,maliyeti 70 birim, kredi maliyeti 20 birim olsun. Bu durumda kâr 10 birimdir. Eğer faizler düşüp de bu firmanın diğer rakamlar değişmeden kredi maliyeti 10 birim azalırsa kar 20 birime çıkar. Dolayısıyla faizin düşmesi karı artırmış olur.
Firma bu ilave kar ile cirosunu diyelim ki yüzde 20 artırsa,ciro 120 birim,maliyet 84 birim,kredi maliyeti 10 birim ve kâr da 26 birime çıkar. Bu durumda faizlerin düşmesi ciroyu ve dolayısıyla karı artırmış olur.
Enflasyonun yüzde 5’den 10’a çıktığını varsayarsak ve bu firmanın enflasyondan kaynaklanan maliyet artışını fiyatlara yansıtamadığını düşünürsek, kâr şu şekilde oluşur: Ciro 120 birim, maliyet 88 birim, kredi maliyeti 10 birim kâr 22 birim olur.
Görüldüğü gibi kâr düşer. Bu da bir sonraki dönemin cirosunun artmasını etkiler. Yani faizlerin inmesi ile doğan 6 birimlik ek kâr 4 birim düşer.
Dolayısıyla faizlerin düşmesi kredi maliyetini aşağıya çekip de enflasyonu ve döviz kurlarını artırdığından ticaret sahibinin yatırım ve işini geliştirme iştahına gem vuracaktır.
ENFLASYON MU, KREDİ Mİ?
Reel sektör için kredi ve kredi maliyeti mi yoksa enflasyon mu, sorusunu sorsak kısa vadede düşük maliyetle kredi kullanmak daha avantajlıdır, cevabını veririz. Ancak orta vadede yüksek enflasyon reel sektör için daha dezavantajlı durum yaratacaktır.
*Artan döviz kurlarından dolayı dövize bağlı mal ve hizmet alımları pahalanacak.
*Enflasyon tüketicilerin reel gelirlerini azaltacağı için harcamalarını kısmak zorunda bırakacak
*Enflasyon gelir dağılımı adaletsizliği yaratacağından reel sektör bundan etkilenecek
*Enflasyondan doğan maliyetleri fiyata yansıtanların satışları azalacak. Yansıtamayanların kârı düşecek.
YÜKSEK ENFLASYON-DÜŞÜK FAİZ
Eğer enflasyonunuz yüksekse düşük faiz uyguladığınızda enflasyonu azıtmanız içten bile değil. Yüksek enflasyon ekonomi için tahripkârdır. Bu nedenle enflasyonu düşürmeden ve fiyat istikrarı sağlamadan düşük faiz uygulaması ters sonuçlar verir. Bu da reel sektör için orta vadede zarar yaratır.
DENGELİ PARA POLİTİKASI
Bütün bunlar para politikasının dengeli bir şekilde yürütülmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Üstelik sadece para politikası ile yatırımların artması ve ekonominin canlanması sağlanamaz. Mali ve ekonomik politikalar bir bütün içinde uygulanmalıdır.
Bugün ülkemizdeki durum, ekonomide yapısal bir dönüşümü zorunlu kılmaktadır. Faiz indirmeler ve artırmalarla ne yatırımlar artar ne de ticaret. Olsa olsa kısa vadede piyasalarda tüketim canlılığı sağlanır. Buysa mesele iş adamının faiz indirimi isteği haklıdır!
https://twitter.com/MPamukoglu
https://www.facebook.com/mustafa.pamukoglu.90