FAİZDE İNDİRİM TEK BAŞINA NE YARAR?

Yıllardan beri uygulanan yanlış politikalar sonucunda ülke ekonomisi tüketime, ranta ve paraya dayalı bir ekonomi haline getirilince anlık ve günlük parasal pozisyonlar almak en önemli ve en çok takip edilen çözümler durumuna geldi. Oysa ekonomiyi faiz-döviz-enflasyon üçgeninde yönetemezsiniz.

Enflasyon yükseldi, faizleri artır. Dolar kuru yükseldi faizleri artır. Enflasyon hangi sebeple düşerse düşsün faizleri indir. Bu mudur, ekonomiyi kurtaracak ve üretime dayalı güçlü bir ekonomi yaratacak politikalar. Kesinlikle hayır. Uluslararası gelişmelere ve ülke içi ekonomik faaliyetlere göre parasal pozisyon alarak ekonominin sıhhatli olacağına inanılıyorsa meselelere pembe gözlükle bakma alışkanlığı veya çıkarcılığıdır.

FAİZ NEDEN İNDİRİLDİ?

TCMB politika faizini beklentilerin üstünde 425 baz puan neden indirdi? Önce bunu irdeleyelim.

1- Dünyada resesyon beklentisi nedeniyle gevşek para politikası izleme eğilimine girmiş olması bizi de etkliyor. Birçok ülkede merkez bankalarının faiz indirimine gitmiş olmaları ve sürpriz bir şekilde FED’in de faiz indirimine gideceği beklentisi bir hava yaratmış durumda.

Merkez Bankası bu eğilimin dışında kendisini bırakamazdı. İndireceksem şimdi indirebilirim, diye düşündü.

2- Cumhurbaşkanı’nın faiz indirimini ısrarla istemesi. Cumhurbaşkanı faiz indirimin ekonomik gerçeklerle değerlendirip bu ısrarı yapmıyor. Bilinçaltına yerleşmiş “faiz kötülüklerin anasıdır” düşüncesidir. Her zaman faiz düşük olmalıdır.

Tabi bu anlayış paracı ekonomilerde önemli bir politika aracı olan faizi yok saymak demektir. Hem liberal ekonomik anlayışınız olacak, hem rant ekonomisi yaratacaksınız, hem de ülkeyi dış kaynağa bağımlı hale getireceksiniz, sonra da faizi kötü bir şey olarak kabul edeceksiniz. Tabi ki bu gerçekçi değil.

3- Enflasyon düştü. Rakamsal olarak enflasyon düştü. Mutfak enflasyonu yüksek seyretmeye devam ediyor. Öte yandan enflasyon düşüşü alım gücü düşen tüketicinin talebi düşürmesinden kaynaklanıyor. Bu durumda MB enflasyon oranı yüzde 16.72, faizleri de yüzde 19.75’e indirirsem yüzde dört reel faiz vermiş olurum, bu da rasyonel ve yeterli bir reel faiz demektir, kanaatinde olabilir.

4- Yüksek faiz oranına rağmen sıcak para gelmiyor. Dış borç bulamıyoruz. Yani en yüksek faizi veren ülke olarak portföy yatırımları cılız. Dış kaynak gelmiyorsa bari faizi indireyim de iç piyasa canlasın, şeklinde bir düşünceyle de hareket edilmiş olabilir.

FAİZ İNDİ KURLAR YÜKSELİR mi?

Normal olarak faizler indiğinde döviz kuru artar, enflasyon düşer, enflasyon düştüğü için döviz kuru düşer. Bu eğilim bu şekilde devam eder gider.

Peki, bu denli yüksek oranda faiz indirimine rağmen döviz kurlarında hemen neden yükseliş göstererek bir tepki gelmedi? Söyleyelim. Faiz inince insanların TL’den çıkıp dövize yönelmeleri ve dövize talebi artırmaları beklenir. Ama paraların büyük bölümü zaten döviz mevduatında ve döviz hesaplarında. Kimse yüksek faize rağmen dövizdeki pozisyonunu değiştirmedi. Çünkü ekonomiye güven diplerde.

Diğer bir sebep dövize talebin artması için ithalatın artması lazım. Oysa ekonomimiz daralmış durumda ve büyüme eğilimi göstermiyor. Durgun bir ekonomide ve paralar dövizde ise faiz indiriminin hemen döviz kurlarını yükseltmesi beklenmemelidir. Çünkü ani talebi yaratacak bir alan söz konusu değildir.

Öte yandan dolar kurunu belirleyen Türkiye-ABD enflasyon oranları arasındaki farksa Türkiye’de enflasyon düşerse bu da dolar kurunun yükselmesini engeller. Faiz indirimi ile enflasyonun düşeceği beklentisi dolar kuru üzerinden pozisyon almayı da erteleyecektir.

FAİZ İNDİRİMİNİN ETKİLERİ

Yukarıda da söyledik. Tek başına faiz politikası ile ekonomiyi sağlıklı hale getiremezsiniz.

Önümüzde şu resim var: 500 milyar dolara yaklaşmış dış borç yerinde duruyor. Enflasyon hala çok yüksek. Resesyondayız. Şirketler ve hane halkı borç içinde yüzüyor. Üretmiyoruz. Cari açık dış ticaret açığı düştüğü için yani ekonomi daraldığı için düşüyor. Bu da sağlıklı hale geldiğimizin göstergesi değil. Tarım çökmüş ve kapasite kullanım oranları düşüyor. Yani sanayi çarkları yavaş dönüyor.

Beklentilere bakalım:

Kredi faizleri düşer. Bankalar şakı şakır kredi vermeye başlar. Şirketler bankalara kredi almak için koşar.

Yatırım yapmak isteyen yatırıma girer. Ev almak isteyen ev alır. İnşaatçı paçayı kurtaracağım diye sevinir. Tüketim artar. Ekonomi canlanır.

Bu beklenti gerçekleşmez. Bankalar kaynak bulmakta sıkıntı çekiyor. Batık krediler nedeniyle aktifleri taşınmaz ve taşıtlarla dolu. İnsanlarımız dövizden çıkıp parayı harcamaz.

Daha önce kazıklanarak ev alanlar bin pişman. Bu nedenle ekonomi bu halde iken hemen faiz indi diye tepki koymaz.

İş dünyası zaten borç batağında. Faiz indi diye borcunun maliyeti düşecek diye sevinir. Ama yeni yatırıma gidemez.

Çünkü mecali yok. Güneş gözlüğü ile bakarak ekonomiyi yorumlayan bir yazar, “Hazımsızlıklarını klavye başında atmaya çalışanlar Merkez Bankası’nın faiz kararından bir kriz çıkacağını umuyorlardı” demiş. Bu düşüncede olanlara şöyle söyleyelim: ülke ekonomisi zaten derin krizde. Eğer siz ekonomik yapıyı düzeltmek için adım atmazsanız faiz inse de çıksa da hiç fark etmez. Sadece günlük, haftalık geçerli olacak iyimserliklere yol açar.

https://twitter.com/MPamukoglu
https://www.facebook.com/mustafa.pamukoglu.90