İlginç.. Hükümet kuruldu, iki günde iki flaş hadise…
Rus Uçağı düşürüldü, dün de silah yüklü MİT TIR’larını
haberleştiren iki gazeteci tutuklandı.
Putin’in "Türkiye, IŞİD’ten petrol alıyor" dediği anlarda
Can Dündar ve Erdem Gül, adliyedeydi!
Bir anlamda Rus lider, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı
"deşifre" ediyordu!
***
Kalemi kırılan gazeteciler, objektif ilkeli habercilikten
zindana konuldu. Hem de Silivri’ye!
TIR’ları durdurunca tutuklanan askerler, savcılar gibi…
Bir yanda NeoOsmanlıcı, otoriter mezhepçi politikalarla
Ortaçağ Karanlığı’na yol alan dikta heveslileri…
Bir yanda gazetecilikten başka işi olmayan,
kamuoyu oluşturma amaçlı iki gazeteci…
TIR’ların Türkmenlere gitmediğini yemin billah
anlatan Başbakan Yardımcısı…
Dündar ve Gül, daha adliyedeyken
"Vatan'a ihanet eden gazeteci görünümlü
ajan-provokatörün tutuklandığını görmek istiyorum"
diye tweet atan yandaş/yağdaş gazete yönetmeni(!)
Gerçekleri yazanlar, halkı bilgilendirenler, muhalifler
de cezaevinde…
Suriye’de de milyonların kanı…
***
İleri Demokrasili Yeni Türkiye’de;
İktidar kendi sesini; "Havuz Medyası"nı oluşturdu.
Otosansür tavan yaptı!
Eleştiri hakkını, düşünce özgürlüğünü körelten yasalar çıkartıldı.
Gazetecilik, her fırsatta yok edilmeye çalışılıyor.
Twitter, facebook, youtube; engelleniyor.
Gazeteler basılıyor, gazetecilerin kemikleri kırılıyor!
Gazetelere el konuluyor, binlerce medya emekçisi işsiz kalıyor.
Cumhurbaşkanı’na hakaret davaları dosyaları hemen sonuçlandırılıyor(!)
Ve Türkiye; 180 ülke arasında 149. oluyor
Basın Özgürlüğü Sıralaması’nda!..
***
Kurtuluş Savaşı yıllarını Ankara’da geçiren,
İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü Hoca’larından
Gazeteci-Yazar Cevat Fehmi Başkut, yarım asır önce yazdığı
"Gazetecilik Dersleri" kitabında şöyle tanımlar gazeteciyi:
"Gazeteci dediğimiz çileli mahluk, asırlardır -bilhassa-
ömrü boyunca papalardan, hükümdarlardan,
padişahlardan, derebeylerinden, diktatörlerden çok çekti.
Hükümdar-Diktatör; sık sık gazetesini
kapattı ve onu idam ettirdi.
İstibdat daima ağzını kapattı. Yolu üzerinden
para cezası, kamçı, hapis, sürgün, darağacı hiçbir zaman eksik olmadı.
Ve o işte bütün bunlara rağmen yazmaya devam etti."
Türkiye’de gazetecilik yapmak hep zor işti..
Eski’sinde de, Yeni’sinde de!..
Bugün gazetecinin çilesi hala dolmadı!
Fakat bütün bunlara rağmen cesur gazeteci(ler),
muhalefet görevini yapmaya çalışıyor.
Palto değil, kafa tutuyor!
Canı pahasına da, ucunda zindan da olsa!..
Onurlu, yiğit kalemler; gazetesini, kendini okutuyor.
Çünkü halk öyle istiyor!
Kimse unutmasın!
"Gazetecilik" casusluk, "haber" suç değildir!
Tolstoy sözü ile bitirelim;
"Yalan" ve "Zulüm" birbirini destekler.
"Kar topu gibi sınır tanımadan büyür!"
#tutuklandık
#özgürbasınvarsaözgürtoplumdavardır
https://twitter.com/Atikopruluoglu
https://twitter.com/Atikopruluoglu