GÖZGÖZ YILMAZ…

Futbolun "Evliya Çelebisi" de derler Yılmaz Vural’a.
Hem alaylı, hem mekteplidir. Popülaritesi yüksek futbol adamıdır.
Her sözü içtendir, her davranışı da candan!
İmzasını taşıyan kitabı "İnadım İnat"ın tanıtımında şöyle yazar:
"Futbolu hep ikinci planda tuttu, çünkü onun
için insan daima ön plandaydı.
O hep özgür ve onurlu bir adam
olmayı tercih etti; bu tercihin sonuçlarına da katlandı."
Rus Bilge Nekrasov, yüce coşkularla dolu ancak bunları gerçekleştirmek için azimli sürekli bir mücadeleyi göze alamayan iradesiz kimseleri karakterize eder "bir saatlik şövalye" şiirinde.
Yılmaz Hoca bugüne kadar asla "bir saatlik şövalye" olmamıştır!
Bunu bir gün dillendirmek, boynumuzun borcuydu.
Yazıda gerçekleştirdik!  

***

Antalya’da 27. takımı Göztepe’nin başında
"Süper Lig" bileti alacak bir teknik adam olarak
terleyecek Yılmaz Vural bu akşam.
Maçtan üç gün öncesine dönelim şimdi.
Takım, Urla Adnan Süvari Tesisleri’nde kampta.
Yılmaz Hoca Usta Haberci Uğur Dündar’ı
davet etmiş kampa. Beraber gittik Usta ile.
Giderken yanıma, o gün deneyimli meslektaşım
sevgili kardeşim
Nevit Tokdemir'in "Kolay mı?" başlıklı
Göztepe’yi konu edinen yazısının yer aldığı 
9 EYLÜL'ü de aldım.
Hoca güleç yüzüyle karşıladı ikimizi.
Tesisleri gezdirdi. 
Sohbet ederken gazeteyi gördü,
ben de "Gazetede Göztepe ve sen varsın Hocam" dedim.
Bir solukta yazıyı okudu ve çok beğendiğini,
yazarını arayıp teşekkür edeceğini söyledi. Aradı da!
Sonra yıllardır "Yol Arkadaşları"
Mehmet Demirtaş, Cemal Tosun,
İlyas hocalarla ve futbolcularıyla tek tek tanıştırdı bizi.
Yapacağı kısa maç analiz toplantısına davet etti,
yazıyı oyuncularına da okumak istediğini söyledi.
Ve başladı o muhteşem yazıyı okumaya.
Salonda çıt çıkmıyordu!
Şu bölümü okurken adeta duygu seline boğulmuştu Vural:
"Her şey bir planlamanın, adı gibi ‘Yılmaz’ 
bir öğreticinin öncülüğünde kurgulanacak
oyunun sonucunda ortaya çıkacak…
Sen, genç arkadaş! 
Kafanda geliştireceğin 
‘büyük oynama’ stratejisi…
Tarihe yazılma hissi…
Bir kentin beklediği
o güzel muştuyu ulaştırdığın an salt tarihe
değil yüreklere de kazınmış olacaksın.
Haydi o zaman Göztepeli kardeşim!
Büyük oyna da ışısın o sahiller!"
Bir anda alkışlar futbolculardan!
Gözüm Halil Akbunar’a, Murat Akın,
Kaleci Günay’a, Umut Nayır’a takıldı.
Ne düşünüyorlardı acaba? 
Mutlaka rakibi de!
18 yıl önce yine Antalya’da yine bir
"Göztepe Bayramı" yaşandığını,
bu kez o bayramı kendilerinin yaşatacağını,
yazının da kendilerine
iyi bir motivasyon olduğunu da!
Ardından Uğur Dündar Usta da hitap etti futbolculara,
"İzmir sizden zafer bekliyor" dedi.
 
***

"İzmir’in sokaklarında/ 
Yürüyoruz formalarla/
Sayımız yüzbinler oldu/ 
Sarısıyla Kırmızı’yla/
Sarın güneş gibi olsun/ 
Kırmızın damarımda kan/
Sensiz geçmesin bu yaşam/
Senin için bütün kavgam/ 
1925 de doğdu Şanlı Göztepemiz";
tribünlerde tüyleri diken diken eden
"İsyan Marşı"nın dizelerindendir...
Ve bir dolu anlatılması gerekenler,
birkaç dizede toplanıp çıkar ortaya bir marşta!
"Gökyüzünün toprağı ormanın gökyüzünü sevdiği" kadar GözGöz’ü sevenler!
"Güneşiniz" Sarı-Kırmızılı’yı susmadan nefesiniz yettiğince destekleyin her zamanki gibi.
Sporun dostluk/barış/kardeşlik olduğunu unutmadan!
Siz "Ali- Papi Mehmet- Çarli Çağlayan- Hüseyin- Tireli Mehmet-İngiliz Nevzat- Vazo Nihat- Ertan- Buldozer Fevzi- Koca Kaptan Gürsel- Bombacı Halil"in formasını kuşananlar!
Büyük Şair’in dediği gibi;
"Dalgaları karşılayan gemiler gibi/Gövdelerinizle karanlıkları yara yara" çıkın oynayın.
Sizler;
"en serin rüzgarları, en derin uçurumları, en ışıklı sıra dağları aşıp" geldiniz.
Mutluluk, zafer; inançları peşinde
koşmaktan yorulmayanlarındır!
Yani; "GözGöz Yılmaz"ın!..

https://twitter.com/Atikopruluoglu